شَهِدَ
Şehadet etti, şahitlik etti, şahit oldu, tanıklık etti
1/1
Muzari
:
يَشْهَدُ
Mastar
:
شَهَادَةٌ
(Şahitlik, şehadet, diploma, tasdik, belge)
Masdar-ı Mimî
:
مَشْهَدٌ ج مَشَاهِدُ
(Görme, şahit olma)
İsm-i Fail
:
شَاهِدٌ ج شُهُودٌ،أَشْهَادٌ
(Şahit, tanık, gören, mevcut, (hazır) bulunan)
İsm-i Mef'ul
:
مَشْهُودٌ
(Tanık olunan, şahitler önünde meydana gelen)
İsm-i Mek/Zam
:
مَشْهَدٌ ج مَشَاهِدُ
(Sahne, görüntü)
İsm-i Mübalağa
:
شَهِيدٌ ج شُهَدَاءٌ
(Şehit, şahit, tanık)
اركان الاسلام هي شهادتان والصلاة والصوم والحج والزكاة
İslâm'ın şartları iki şehadet, namaz, oruç, hac ve zekattır.
شهد احمد بما قاله ابراهيم
Ahmet İbrahim'in kendisine dediklerine şahit oldu.
مات موت الشهداء
Şehitler gibi öldü.