جَزَى
Karşılığını verdi, telafi etti, karşıladı
1/1
Muzari
:
يَجْزِي
Mastar
:
جَزَاءٌ
(Karşılık, ceza)
İsm-i Fail
:
جَازٍ
(Telafi eden, karşılığını veren, karşılayan)
قم باعمالك دون ان تنتظر جزاء عاجلا
Acil bir karşılık beklemeksizin işlerini yap.
جزى الله الخير الذي فعلته لصديقك
Allah, arkadaşına yaptığın iyilik için seni ödüllendirsin.
إذا كان شخص يريد أن يحصل على ما يريد، يجب عليه أن يجزى الآخرين بالخير
Birisi istediğini elde etmek istiyorsa, başkalarına iyilikle karşılık vermelidir.
إذا فعلت الخير، فإن الجزاء سيكون الخير، وإذا فعلت الشر، فإن الجزاء سيكون الشر
Eğer iyilik yaparsanız, karşılığı iyilik olacaktır; kötülük yaparsanız, karşılığı kötülük olacaktır.