ضَلَّ
Sapıttı, yoldan çıktı, kayboldu
1/1
Muzari
:
يَضُلُّ ـ يَضِلُّ
Mastar
:
ضَلالٌ،ضَلَالَةٌ
(Yanılgı, sapkınlık, sapıklık, dalalet)
İsm-i Fail
:
ضَالٌّ
(Sapıtmış, yoldan çıkmış)
بعدما ترك المسار الصحيح، ضل المسافر في الصحراء
Doğru yoldan çıktıktan sonra, yolcu çölde kayboldu.
الطفل ضل في السوق بسبب عدم اهتمام والديه
Ebeveynlerinin ilgisizliği nedeniyle çocuk pazarda kayboldu.
يجب علينا الحذر من الضلالة في الاعتقاد والعمل والتحلي بالحكمة والصبر
İnancımızda ve eylemlerimizde sapmaktan kaçınmalı, bilgelik ve sabır göstermeliyiz.
كان الولد ضالا في الغابة حتى جاء والده ووجده
Çocuk ormanda kaybolmuştu, babası onu bulana kadar kayıptı.