Bilinçaltı, Otomatik Pilot \ Bilinç ve İradenin İstem Dışı Hareketi
Bilinç, devasa işlem kapasitesine sahip mekanizmanın çeşitli seviyelerde gerçekleşen işlemleri içerisinde en tepedeki özettir.
Kahve fincanını tutup ağzımıza götürdüğümüzde birçok nöral aktivite gerçekleşir ama bilinç bunların birçocuğunun farkında değildir. Bilinç sadece kahveyi içmek ile ilgilenir.
Bilinç, ulusal bir gazete gibi bir şeylerin nasıl gittiğine dair haber başlıklarını verir.
Bilinç, bir şirketin CEO'su gibidir. Yüzbinlerce çalışanı olan çok büyük bir şirketi düşünün. CEO ofisteki detaylarla ilgilenmez, bunlar hakkında bir şey bilmek istemez. CEO'nun görevi şirketin gidişatı ve benzer konularda uzun vadeli vizyon planlaması yapmaktır. Eğer şirkette işler iyi gidiyorsa CEO'nun bir şey bilmeye ihtiyacı olmaz. Bilincin çalışma sistemi de bu şekildedir. Eğer beklenmedik bir şey olursa CEO neler olup bittiğine bakar, işleri yönetmek için sistemi araştırır.
CEO, şirketin esas yapısına ters tamamen radikal bir karar veremez. CEO benim özgür iradem var diye hissedebilir ama esasında onun özgür iradesi yoktur. O, çok büyük bir mekanizmaya bağlıdır ve diğerleri de ona hepsi tek bir sistemdir.
O zaman beyinde karar veren nedir?
Bilinç ve bilinç altı sistem hepsi geri besleme döngüleri ile büyük tek bir sisteme bağlıdır. Bizim bunlara erişimimiz bile yoktur. Bunu bir zombi sisteme benzetebiliriz.
Düşündüğümüz, yaptığımız şeylerin bir çoğu beynimiz tarafından yaratılmakta ve biz bunların farkında değiliz.
Bir fikir aklınıza geldiğinde, "aklıma bir şey geldi" dediğinizde aslında bu siz değilsinizdir. Beyniniz bunu günler ve hatta haftalardır hazırlıyordu. Beyin size bu hizmeti verir ve siz de "hey ben bir dahiyim" dersiniz.