Message
Uysal, agresif, kriminal, neşeli, üzgün, ihtiyatlı, maceracı, kendine güvenli, kötümser, iyimser, utangaç, sessiz, gürültücü, inatçı ...
Karakter oluşumunda birçok etkenin rol oynadığı bilinmektedir. Elbetteki karakter oluşumunda aileden ve okuldan alınan eğitimin, içinde yaşanılan kültürün, arkadaş çevresinin etkisi yadsınamaz ama bütün bunlar varolan genetik etkinin çevre tarafından rötüşlanmış halinden başka bir şey değildir.
Örneğin genetik yapısı kriminaliteye yatkın birisinin suç profili, eğitimsiz, güvenden yoksun bir ortamda, adam öldürme soygun, gasp gibi ağır kriminal olaylar olabilirken, varlıklı bir ortam, iyi bir eğitimle bu suç profili santaj, tehdit, genel adaba aykırı davranışlar, agresiflik gibi kısmen daha hafif sayılabilecek suçlara dönüşebilmektedir.
Vücudumuzda değişik genler tarafından kodlanan yüzlerce değişik protein ve hormon görev yapmaktadır, bunların yapısı ve miktarı değişik karakterlerin oluşmasına sebep olabilmektedir. Bunların hepsini burada ele alıp yüzlerce sayfa makale yazmak bu blogun formatını aşan bir durum, bu yüzden sadece bir kaç hormon ile bir kaç karakter arasındaki ilişki ele alınacak.
Maceracılık Geni (DRD4)
11. kromozomda 1360 harf uzunluğunda DRD4 adında bir gen bulunmaktadır. Bu gen Dopamin adında bir protein kodlar ve bu kodlanan protein dopomin resöptörleri tarafından yakalanır ve o andan itibaren sinir hücrelerinde elektriksel sinyaller başlar ve ardından bu sinyaller bir dizi kimyasal sinyallare dönüşür.
Fazla dopamin maceracı yapıyor
DRD4 geni’nin ortalarında 48 harf uzunluğundaki bir bölgenin içinde kişiden kişiye değişen 2 ile 11 tekrarı(repeats) olan bir dizilim bulunur (VNTRs : variable number tandem repeats).11-copy
Toronto Üniversitesinin 1999 yılında DRD4 geni ile yapmış olduğu enteresan bir araştırma var. Araştırma, DRD4 geninin uzun formuna sahip Heteroseksüel ve Homoseksüel erkeklerin maceraya daha yatkın olduğunu gösteriyor.
Araştırmadan çıkan sonuçlar
Dopaminin diğer etkileri: Dopamin, vucutta kalp atışı ve kan basıncını düzenleme gibi görevlerinin yanı sıra beynin ödüllendirme sisteminde de önemli rol oynar. Ayrıca beyinde dopamin miktarının düşmesi, hareketlerin kontrolünün zorlaşmasına sebep olur. Bu durumun uzun süre devam etmesi halinde ise parkinson gibi ağır hastalıklar da ortaya çıkabilir.
Serotonin, titizlik ve vurdumduymazlık
Serotonin de dopamin gibi beyinde etkili görev yapan bir hormodur, eksik veya fazla olması karakter oluşumunu etkiler. Serotonin en bilinen etkileri insana mutluluk, canlılık ve zindelik hissi vermesi.
Serotonin’in aşırı eksik ve aşırı fazla olduğu durumlar: Serotonin aşırı düşük olduğu hallerde keyfisiz, tepkisiz, intihara, şiddete eğilimli, normalin üzerinde olduğu durumlarda ise aşırı titiz, aşırı düzenli ve aşırı evhamlı bir ruh hali görülür.Kişinin sosyal statüsüne göre beyindeki serotonin yükselir.(2)
Düşük kolesterol ve suça yatkınlık
Kolesterolün düşük olması durumunda hücre plasma membran akışkanlığı bozulur ve serotoninin hücreye girişi engellenir.
Kolesterolün aşırı düşük olması da serotonin eksikliğinde olduğu gibi saldırgan, kavgacı, agresif ve kontrol edilemeyen kişilik bozuklukları gibi semptomların görülmesine sebep olur.
Bu konuda yapılmış bir araştırma: Erkek çocukları üç nesildir gangster olan Hollandalı aile ile yapılan bir genetik çalışmada ailenin erkeklerinde Monoamine Oxidase A geninin değişik bir versiyonu bulundu ve bu değişik versiyonun kodladığı Monoamine oxidase hormonunun da kanda kolesterol seviyesini düşürdügü tespit edildi.
Kolesterolün serotonin üzerindeki bu indirekt etkisi beyinde serotonin seviyesinin düşmesine ve buna bağlı olarak kişinin mutsuz, doyumsuz, agresif ve suç işlemeye eğilimli bir ruh haline bürünmesine sebep olur. (3) (4)
7 ülkede 350977 kişi ile 6 yıl boyunca yapılan MrFit olarak adlandırılan genis çaplı araştırma da, düşük kolesterollü kişilerin yüksek kolesterollü kişilere göre belirli bir yaş grubunda ölüm sebebinin genellikle kaza cinayet ve intihar olduğunu saptandı. (5)
Bencillik
Kadında yumurtalık, böbrek üstü bezleri ve adrenal kortekste az miktarda testosteron üretilmektedir. Genetik sebeplerden dolayı bazen testosteronun miktarı artabilmekte ve bu da kadının karekterinde değişikliklere sebep olmaktadır. University College London tarafından yapılan araştırma, testosteron miktarı arttıkça kadınların daha bencil, daha inatcı, olduğunu ortaya çıkardı.
İki kişilik gruplardan oluşturulan kadınlara çeşitli günlerde çeşitli dozlarda testosteron hormonu verilerek yapılan araştırmada yüksek dozda testosteron tabletleri verildiği günlerde kadınların daha inatcı, kendi fikrini kabul ettirmede daha ısrarcı dominant bir karaktere büründükleri, düşükük ve placebo tabletlerin verildiği günlerde ise birlikte karar verme ve daha kooperatif davranma eğiliminde oldukları gözlendi.(6)
Mehmet Saltuerk
Kaynaklar :
(1) http://www.nature.com/npp/journal/v21/n1/full/1395298a.html
(2) http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0031938408003120
(3) http://www.personalityresearch.org/papers/jones.html
(4) http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1600-0447.1994.tb01483.x/abstract
(5) http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJM198904063201405
(6) http://rspb.royalsocietypublishing.org/content/early/2012/01/27/rspb.2011.2523