Message
Sezyum atomunun tik tak yaptığı frekans dünyanın kronometresidir.
Geçmiş, şu an ve gelecek hepsi aynı şekilde vardır. Meydana gelmiş ve gelecek olan her şey aslında vardır. Einstein: "Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki fark sadece bir ilüzyondan ibarettir. Ama bu ilizyon çok güçlüdür."
Zaman içindeki her an şimdiden vardır. Zamanın bir nehir gibi akıp ilerlemesinin nedeni belki de beyinlerimizin bu algıyı yaratmasıdır. Belkide aslında bu zaman nehri akmıyordur ve donmuştur.
Zaman İle Hareket Arasındaki İlişki
Hareket eden biri için zaman daha yavaş akar. Eğer iki cisimde duruyorsa, yani birbirlerine göre hareket etmiyorsa zaman içinde hareket ederler (saatleri ilerlemeye devam eder) ve bu iki cisim için zaman aynı şekilde akmaktadır. Ancak iki cisimden biri hareket ederse iki cisim içinde zaman kavramı farklılaşır. Zaman hareket eden bir insan için daha yavaş akar. Tabi bu durumu algılayamamışımızın sebebi Dünya’daki yavaş hızla hareketin (ışık hızına göre) zaman üzerindeki etkisi çok küçük olduğundan algılamamız mümkün olmamasıdır.
Einstein’in bu keşfi 1971 yılında yapılan bir deneyle kanıtlanmıştır. Deneyde önceden bahsettiğimiz sezyum atomu gibi bir atom saati ve jet uçağı kullanılmıştır. Atom saatinin bir tanesi yerde hareket etmezken diğeri havada çok yüksek hızda jet uçağı içerisinde hareket etmektedir. Uçaktaki atom saati yerdekiyle karşılaştırıldığında bu iki saat farklı işliyordu. Yani hareket eden uçaktaki atom saati, yerdekinden saniyenin birkaç milyarda biri kadar yavaştı. Bu hassas ölçüm ise Einstein’in keşfi olan hareketin zaman üzerindeki etkisini kanıtlamıştı. Jet uçağının hızını düşündüğümüzde zaman farkı saniyenin yaklaşık milyarda biri kadarsa, bir insanın hareketinin zaman üzerindeki etkisi ne kadar algılanabilirdi. İşte bu yüzden çevremizde hareket eden cisimlerin zaman üzerindeki etkisini algılayamıyoruz.
Zamanı Etkileyen Bir Diğer Faktör Kütleçekim Mi?
Einstein hareketin zaman üzerindeki etkisini bulduktan sonra uzay ile zamanın birbirine bağımlı olduğu uzay-zaman kavramını ortaya attı ve uzay-zamanda kütleçekim etkisinin de zamana etki edebileceğini belirtti. Yani kütleçekim, zamanı yavaşlatabilir veya hızlandırabilir. Einstein’e göre kütleçekim ne kadar güçlüyse zaman o kadar yavaşlar. Örneğin karadelikler çok büyük kütleçekimine sahiptir. Karadeliğin kütleçekimine maruz kalan cisimler için zaman çok yavaş akar.
Biraz hayalperest bir örnek olsa da; biz kendimizi karadeliğin kütleçekiminin etkisine girdiğimizi düşünelim. Bizim ikizimizde Dünya’da bulunsun. Karadeliğin kütleçekiminde dönerken bizim için zaman çok yavaş akacağından kalbimiz daha yavaş atar, metabolizmamız yavaşlar, hücrelerimiz daha geç yaşlanır. Ancak bu durum bize normal zamanda ilerliyormuşuz gibi gelir. Ancak dışardan bizi izleyen bir gözlemci için biz çok yavaş hareket ediyoruzdur. Karadeliğin kütleçekiminden kurtulup Dünya’ya döndüğümüzde ikimizin bizden daha çok yaşlandığını farkederiz. Biz ise kütleçekim etkisinde kaldığımız süreye bağlı olarak daha genç kalmışızdır. Yani onlara göre zaman daha hızlı akmışken bizim için daha yavaş akmıştır.
Ancak yine Dünya’da bu etki fark edemeyeceğimiz kadar küçüktür. Dünya’nın yer çekimi de bir kütleçekimdir. Yerde Dünya üzerinde yerçekim gücü daha fazladır. Örneğin bir gökdelenin tepesinde yaşayan biri içi zaman, yerdekine göre daha hızlı işler. Yani gökdelenin temelindeki insan daha yavaş yaşlanırken, tepesindeki kişi daha hızlı yaşlanır.
Işık Hızı ve Uzay - Zaman Arasındaki İlişki Nedir?
Albert Einstein, yaptığı bu keşifleri ışığın hareketinden yola çıkarak buldu. Işığın ne kadar hızlı olduğunu düşündü ve vardığı sonuç inanılmazdı. Evrende tek değişmeyen şey ışık hızıydı. Zaman, hareket, mekan gibi olgular evrende hep değişken iken ışık hızı hep sabitti. Evrende her şey kendisini ışığın egemen durumuna göre ayarlar.
Zaman içinde hareket eden birini gözlemleyen bir gözlemci için hareket eden nesne ışık hızına yaklaştıkça büzüşür ve zamanı yavaşlar. Bunu tam olarak ışık hızının evrendeki herkes tarafından saniyede yaklaşık 299.792.458 m/sn (ışık hızı) olarak ölçecek şekilde yapar.
Eğer ışık hızına yakın hareket ediyorsak zaman bizim için çok ama çok yavaş akar. Yani zamandaki hızımız çok yavaştır. Ama bu durumu biz fark edemeyiz çünkü hareket içinde biz olduğumuzdan sanki biz normal zamanda hareket ediyormuşuz gibi gelir. Ama dışardan bizi gözlemleyen biri için biz çok ama çok yavaş hareket ediyoruzdur.
Peki Işık Hızında Hareket Edersek Ne olur?
Işık hızı evrendeki tek değişmeyen, sabit unsur olduğunu belirttik. Peki ışık hızında (saniyede 299.792.458 metre veya yaklaşık 300.000 km diyebiliriz) hareket etseydik? İşte bu durumda zamandaki hızımız sıfır olurdu. Yani zaman bizim için dururdu. Daha doğrusu zaman kavramı bizim için kalkardı. Zaman eğer 4. Boyut ise belki de ışık hızında başka bir boyuta geçerdik. Bunun cevabı bilinmiyor. Peki eğer ışık hızından fazla bir hızda olsaydık? O zaman zamanda geriye mi giderdik? Bunun da cevabı bilinmiyor...
Zamanın Sonu
Astronomlar evrenin genişlemesinin yavaşlamadığını aksine hızlandığını keşfetti. Evrenimizin genişlemesi giderek hızlandığı için 100 milyar yıl kadar sonra diğer galaksiler görüş alanımızdan çıkmış olacak. Kozmoza eninde sonunda kara delikler hakim olacak. Sonra onlar da buharlaşacak. Değişim olmayacak. Zaman kavramı ortadan kalkacak.