Günümüzde her şeyin kaynama noktasına gelip buharlaşmaya başlayan su kadar istikrarsız olduğunu fark etmemek zor. İşin olumlu tarafı, bu patlamaya hazır durumun bizi sarsarak yukarı iterek tamamen yeni bir şekilde yaşamaya zorlamakta olduğudur: Aralarında uzay boşluğu bulunan maddi bedenlerden ziyade titreşim halindeki bir dünyada bizim gibi titreşimlere sahip varlıklarla karşılıklı bağımlı bir yaşam süren enerji boyutunda vibrasyonlara sahip varlıklar olarak...
Gitgide iç ve dış enerjinin, bu enerjilerin niteliklerinin ve hangi prensiplerle (frekans, vibrasyon/titreşim, rezonans, dalgalar, salınımlar, döngüler, oktavlar ve spektrumlar gibi) işlediklerinin daha çok farkına varmaktayız. Bu kavramların her şeyi bilmek, yapmak ve her şeye sahip olmak konusundaki en yeni tekniklerin tam kalbinde yattıklarını keşfediyoruz. Başka bir deyişle; kişisel titreşiminiz, yani bedeninizde, hisleriniz ve zihninizde anbean tuttuğunuz enerji frekansı ideal yaşamınızı kurup sürdürmenizdeki en önemli araçtır. Enerji frekansınız yüksek, hızlı ve berraksa yaşam önünüzde kendiliğinden açılacak ve yazgınızla aynı hizaya oturacaktır. Oysa daha alçak, daha yavaş ve bir bakıma deforme olmuş bozuk bir frekans pürüzler, tökezlemeler ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir hayata yol açacaktır.