Message
Allah Teâlâ şöyle buyurdu “Kıyamet yaklaştı ve ay ikiye bölündü. İnanmayanlar bir mucize görseler yüz çevirip 'aynı tarz devam edip gelen sihirdir' derler” (el-Kamer: 54/1).
Rivayete göre Ebû Cehil ve avânesi her türlü kötülüğü yapmalarına rağmen, Resûlullâh (a.s)'ı susturamayınca, câhiliyye dönemindeki nüfuzlu kişilerden Habîb b. Mâlike haber gönderip, “Burada yalancı, sihirbaz birisi çıktı ve bir olan Allah'ına davet ediyor. Sen gel de O'nu sustur; yoksa, atalarının dini yok olacak” dediler. Habîb b. Mâlik, on iki bin süvariyle gelip bir vadiye indi. Resûlullâh (a.s)'ı çağırıp “Bilirsin ki peygamberliğini iddia edenler mucize gösterirler. Senin mucizen nedir?” dedi. Resûlullâh (a.s) “Ne istersin?” dedi. Mâlik: “Güneş batsın, ay doğsun ve sen ay'ı yere indirip ikiye böl ve ay elbisesinin içine girsin. Yarısı sağ kolunun yeninden, yarısı da sol kolunun yeninden çıksın. Ay çıktıktan sonra da başının üstünde tekrar birleştir. Bu esnada ay senin risâletini tasdik etsin ve pasparlak olarak göğe geri dönsün” dedi. Resûlullâh (a.s) “Bütün bunları yaparsam bana inanır mısın?” dedi. Malik “Bir de içimde gizlediğim bir sır var. Onu da bilirsen sana iman ederim” dedi.
Resûlullâh (a.s) oradan ayrılıp Ebû Kays dağına çıktı. Orada iki rekat namaz kıldı ve dua etti. Bu anda, Cebrâîl (a.s) elleri mızraklı on iki bin melekle geldi ve şöyle konuştu: “Es-selâmü aleyk ey Allah'ın Habîbi! Allah'ın sana selâmı var. Buyuruyor ki “Korkma! Üzülme! Nerede olursan ol seninleyim. Onlara git ve risâletini tebliğ et. Emin ol ki, Güneş'i, Ay'ı, geceyi ve gündüzü emrine verdim. Habib b. Mâlik'in iki eli, iki ayağı ve iki gözü olmayan bir kızı var. Ona de ki: Allah kızının noksan azalarının hepsini verdi.”
Resûlullâh (a.s) nuru ve neş'esi artmış bir vaziyette dağdan indi. Cebrâîl (a.s) de meleklerle havadaydı. Resûlullah (a.s), Makam-ı İbrâhimî'e durdu. Güneşe işaret etti. Güneş kayboldu. Karanlık çöktü. Sonra parlak bir şekilde ay doğdu. Ay yükseldikten sonra Resûlullah (a.s) parmağıyla işaret etti, ay yere doğru inip Resûlullah (a.s)'ın elbisesinden içeri girdi ve sonra yarısı sağ kolunun yeninden yarısı da sol kolunun yeninden çıktı. Sonra birleşip dolunay vaziyetinde pasparlak göğe yükseldi. Bu esnada ay şöyle diyordu: “Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh. Ya Resûlallah sana inanan kurtulur, karşı gelen ise helâk olur.” Ay tamamen gökyüzüne yükselince kayboldu ve güneş geri geldi.
Kaynak : Alemin Yaratılışı ve Hz.Muhammed'in Zuhuru - Aziz Mahmud Hüdayi Hz.