Message
Hz. Ali (k.V)'nin rivayet ettiği bir hadiste, Hz.Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ, Fâtiha,yı, Âyetü'l-kürsiyi, Âl-i İmrân'dan iki âyeti (“Şehidallâhu” diye başlayıp “İnned'dîne indallâhi'l-İslâm”a kadar devam eden on sekizinci âyet, bir de “Kulillâhümme mâlike'l-mülki” diye başlayıp “biğayri hisâb” diye biten yirmi altıncı âyet) inzâl etmek istediğinde onları arşa yükledi. O zaman bu sûre ve âyetler “Ya Rab! Bizi, sana isyân edecek kimseye mi indiriyorsun?” dediler. Allah Teâlâ ise şöyle cevap verdi: “Ben kendimce şöyle bir vaadde bulundum; kullarımdan kim sizi her namazın arkasında okursa, onun gideceği yer cennettir. Her gün onun yetmiş ihtiyacını karşılayacağım. Bu ihtiyaçların en küçüğü mağfiret, hased edenlerin hasedinden koruma ve yardımdır.”
Fâtiha Sûresi'nin her gün yüz defa okunmasında büyük menfaatler ve bereketler vardır. Bunu Huccetü'l İslâm İmâm Gazzâlî söyledi. Fâtiha'nın okunma keyfiyyeti şöyledir: Her namazın ardından on sekiz defa, akşam namazının ardından ise yirmi sekiz defa okunur. İsteğinin gerçekleşmesini ve arzusuna ulaşmayı isteyen söylediklerimizi okumaya devam etsin.
İbn Arabi, Fütûhât-ı Mekkiyye'de şöyle diyor: “Fâtiha'yı okurken bir nefeste kesinti yapmadan besmeleyle fasıl yap.” İbn Ârâbî, bu konuda bir de sahih senedlerle bir hadîs-i kudsî naklediyor.Hadis-i kudsîde Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ya İsrâfil! İzzetim, celâlim, cûdum ve keremim hakkına yemin olsun ki, Fâtiha'ya bitişik olarak bir defa “Bismillâhirrahmânirrahîm'”i okuyanı, şahit ol ki affettim. İyiliklerini kabul edeceğim. Kötülükleri ondan uzaklaştıracağım. Dilini yakmayacağım, kabir azâbı çektirmeyeceğim, ona en kurtuluşu bahşedeceğim, bana enbiyâ ve evliyâdan Önce ulaşacak.”
Ebû Hüreyre (r.a)'nin rivâyetine göre; Resûlullâh (a.s), Übey b. Kâ'b'a “Tevrat, İncil ve Kur'ân'da benzeri bulunmayan sûreyi sana söyleyeyim mi?” dediğinde; Übey b. Kâ'b, “Söyle ya Resûlallâh!” demişti. Bunun üzerine Resûlullâh (a.s), “Fâtihatü'l-Kitab. O seb'i mesânî ve bana verilen yüce Kur'ân'dır” dedi. Bir hadiste Resûlullâh (a.s), “Birinizin dişi ağrıdığında parmağını üstüne koysun ve 've hüvellezî enşeeküm ve ce'ale lekümü's-sem'a ve'l-ebsâra ve'l-ef'idetün. Kalîlen mâ başlayan âyetten sonuna kadar yani son iki âyeti (110-111) oku. Sonra 'Tevekkeltü aleV-hayyi'llezi lâ yemûtü' diye üç defa söyle” dedi.
Râgıb el-Isfahâni'nin Muhâdarât adlı eserinde şöyle bir hikâye vardır: Bir topluluk, denizde yolculuk yapıyordu. Derken hâtiften şöyle bir ses geldi “Kim bana on bin dirhem verirse, ona öyle bir kelime Öğreteceğim ki ne zaman ona bir gam gelse, onu söylediğinde gâmı geçer” dedi. Gemidekilerden bir tanesi “Ben veririm” dedi. Bunun üzerine hâtif “Paraları suya bırak” dedi. Adam parayı denize bıraktı, paralar kayboldu. Biraz sonra hâtif “Sana bir gam geldiğinde “Ve men yettekıllâhe yec'al lehû mahrecen. Ve yerzukhü min haysü lâ yahtesîb. Ve men yetevekkel alellâhi fehüve hasbüh. İnnallâhe bâliğu emrihi kad cealellâhü li külli şey'in kadra” (et-Talâk 65/ 2)yı oku” dedi. Olayı gören diğer yolcular ise “Parana yazık ettin, boşa harcadın” dediler. Fakat biraz sonra bir fırtına çıktı, gemiyi batırdı ve 0 adamdan başka kurtulan olmadı.
Denilir ki, düşmanlarına dönerek en-Nâziât Sûresi'ni okuyana, düşmanları zarar veremez. Şeyh Ahmed el-Bûnî “Yasîn Sûresi'nin kalbi “Selâmün kavlen min rabbi'r-rahîm'dir” dedi.
Kim bir konuyu hatırlamak ya da bir konu hakkında fikir elde etmek isterse, ya da yazı yazmak isterse, veyahut bir kelime ya da cümlenin tahlilini yapmak isterse, çirkinliklerden ve ayıplardan sıyrılsın.
Ebû Saîd şöyle dedi: “Resûlullah (a.s) müteavvizetân (Felâk ve Nâs sûreleri) nâzil oluncaya kadar insanların nazarından ve cinlerden istiâze ederdi (Allah'a sığınırdı). Bu sûreler nâzil olunca, bunları okumaya başladı ve diğerlerini terk etti.”
Mesâbih'te Resûlullâh (a.s)'ın şöyle buyurduğu yazılır: “İsm-i a'zâm şu iki âyettedir; ve ilâhüküm ilâhün vâhid. Lâ ilâhe illâ hüve'r-rahmânü'r-rahim (el-Bakara 2/ 163) ve Âl-i İmrân Sûresi'nin ilk âyetleri olan; Elif lâm, mîm. Allâhu lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûm.”
Hasan b. Ali, Resûlullâh (a.s)'ın şöyle söylediğini rivayet eder: “Gemiye bindikleri zaman ümmetimin emniyeti şudur; Bismillâhirrahmânirrahîm, ve mâ kaderullâhe hakka kadrihi ve'l-ardu cemîân, kabaztuhû yevme'l-kıyâmeti, ve's-semâvâtü metvîyyâtün bi yemînihî, sübhânellâhî ammâ yüşrikûn” (Sübhânehû ve teâlâ ammâ yüşrikûn olsa idi (ez-Zümer 39/67) âyeti olacaktı) Bismillâhi mecrâhê ve mürsâhê inne Rabbî leğafûrun rahîm (Hûd 11/41).
Hırsızlığı ve yatağa ıslatmayı engelleyen dualardan birisi de “Kul'idullâhe evîdurrahmâne eyyâmen ted'û felehü'l-esmâü'l-husnâ (el-İsrâ 17/ 110) âyetini okumaktır. Kaybolmuş bir eşyayı bulmak için, iki rekat namaz kılınır ve namaz esnasında Yâsîn Sûresi okunur: Namazdan sonra şu duâ okunur “Ya Râddi'd-dâlleti reddi minnî dâlletî.” Bir hadiste Resûlullâh (a.s), şöyle buyuruyor: “Birinizin dişi ağrıdığında parmağını üstüne koysun ve şunu okusun: “ Ve hüvellezî enşeeküm ve ceale lekümü's-sem'a ve'l-ebsâra vel ef'ideh. Kalîlen mâ teşkürûn” (el-Mülk 67/23).
Hz.Peygamber (a.s), Hz. Ali (k.v)'ye: “Başın ağrıdığı zaman elini başına koy ve Haşr Sûresi'nin son üç âyetini (Hüvellâhüllezî lâ ilâhe illâ hüve. Âlimü'l-gâybi ve'ş-şehâdeti...” (el-Haşr: 22/ 59-60-61) oku” dedi. Resûlullah (a.s), bir defasında elini başına koyup Haşr Sûresi'nin sonunu okudu ve “Ölüm hâriç her derde şifadır” dedi.
Bil ki, Kur'ân okuyan kişinin sadece tilâvetle yetinmeyip, ondaki irfân ve sırlara Vâkıf olmaya çalışması ve ona göre amel etmesi lâzımdır.
Kaynak : Alemin Yaratılışı ve Hz.Muhammed'in Zuhuru - Aziz Mahmud Hüdayi Hz.