Message
Hayır ve şerri bir ağacın iki dalından çıkan iki meyve olarak düşün. Dallardan birinin meyvesi tatlı, diğerinin meyvesi ise acıdır. Sen, ağacın acı meyveli dalının uzandığı o yasaklı iklim ve memleketi terk et!
Ağaca yakın ol. Onun yanında onun hizmetçisi ve bakıcısı olarak kaim ol. Bu iki dalı, iki meyveyi ve iki cânibi iyi tanı. Tatlı meyvenin tarafından durursan, senin gıdan ve kuvvetin ondan olur. Diğer dal canibine gitmekten ve meyvesinden yemekten sakın ki; onun acılığı seni helak etmesin. Şayet söz dinler ve sakınırsan, bütün afetlerden selamette olur; bağış, emniyet ve rahat içinde bulunursun. Çünkü afetler ve türlü belalar bu acı meyveden meydana gelirler.
Bu ağaçtan uzaklaştığında, afakta seyredersin, önüne bu iki meyveden konulur. Orada acısı ile tatlısı birbirinden ayrılmamıştır, karışık bir biçimde bulunurlar. Yöneldiğinde bazen elin acı olanın üzerine gider. Ve ağzına yaklaştırıp ondan bir parça ısırır ve yersin. Küçük diline ve hatta boğazının, dimağının ve genzinin derinliklerine kadar acılık iner, böylelikle sende amel eder. Damarlarına ve cesedinin kısımlarına yayılır ve onunla helak olursun. Senin içinde olanı çıkarman ya da kalan parçaları yıkaman fayda etmez ve cesedinde dağılmış olan şey senden geri çıkmaz.
Başlangıçta tatlı meyveden yersen onun tatlılığı cesedinin bütün bölgelerine dağılır ve onunla nimetlenir ve mutlu olursun. Bu sana yetmez. Bundan başka ikinci bir kez ondan alman gerekir. Ve ikincisinin acı olmayacağına dair garanti yoktur. Sana bahsettiğim şekilde sende dağılır. Bu ağaçtan uzaklaşmanda ve meyvelerini bilmemende bir hayır yoktur. Selamet onun yakınında ve onunla birlikte durmaktadır.
Hayır ve şer Allah Azze ve Celle’nin fiiliyledir. İkisinin faili ve mecrası Allah’tır. O Aziz ve Celil şöyle buyurdu:
“Sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı” (Saffat; 96).
Nebi (sav) de buyurdu ki:
“Allah kasabın da, kesilecek devenin de yaratıcısıdır.”
Kulların amelleri Allah Azze ve Celle’nin yaratmasıdır ve onların kesbidir. Teala şöyle buyurdu:
“Yapmış olduğunuz işlere karşılık cennete girin” (Nahl; 32).
Sübhanehu rahmet ve cömertliğiyle ameli kullara izafe etti. Böylece onlar amelleriyle cennete girmeye hak kazanmış oldular. O, dünya ve ahirette onlar için rahmet ve tevfikiyle vardır.
Sallallahu Aleyhi Vesellem buyurdu:
“Hiç kimse ameliyle cennete giremez”. Kendisine soruldu:
Ya Resulullah sen de mi? Buyurdu ki:
“Evet ben de! Ancak rahmetiyle beni bürüyüp örterse...”
Ve mübarek elini canım uğruna feda olası başının üstüne koydu. Bu hadis Aişe (ra)’dan rivayet edilmiştir.
Mevla Celle ve Ala’ya, emrini tutup nehyine son vererek boyun eğdiğinde, O’nun kaderine teslim olursan, seni şerrinden korur ve hayrıyla sana ihsanda bulunur. Din ve dünya bakımından bütün kötülüklerden seni himaye eder.
Kaynak : Fütuhu'l Gayb (Alemlerin Kapısı) - Abdülkadir Geylani