Kalb Hayatı (el-Muhasibi) er-Riaye li Hukukillah - Prof.Dr. Abdülhakim Yüce \ Kalb Kararması
Bir hadisi kudside rivayet edildiğine göre, Allah Hz.Musa’ya, “Ya Musa! Kitap, senin döneceğin yeri sana açıklıyor,” buyurdu. Şayet kalın bir gaflet perdesi ve şiddetli bir kalb katılığından değilse, bu gerçek karşısında gözler nasıl uyuyabiliyor ve halk, yaşama lezzetini nasıl tadabiliyor? Sadıkların endişesi bundan ötürüdür. Çünkü kitap, döneceğimiz yeri bize izah ederek, “şu günden sakının ki, o gün (hepiniz) Allah’a döndürüleceksiniz” (Bakara, 2/81); Ve “Rabbin hakkı için, biz onların hepsine yaptıkları şeylerden, mutlaka soracağız.” (Hicr, 15/92-93) demektedir.
Gaflet, ahiret amelimizle aramıza perde olmuş, kalb kasveti, Allah’ın tehditlerine rağmen bizi donuklaştırmış, günah ve isyan pası, Allah’ın sevap, ceza, emir ve ahkamına karşı, basiretimizi perdelemiştir. Evet, durum budur. Çünkü kalbimizi, ahiret düşüncesinden alıkoyarak atıl bırakmışız. Neticede, dünya düşüncesi galebe çalmış, nefsimize hiç eğilmediğimizden onu bize unutturmuştur. Nitekim ayette “Allah’ı unuttuklarından ötürü Allah da onlara nefislerini unutturdu” (Haşr, 59/19) denilmektedir. Müfessirler, bu ayeti, “nefislerini ele alıp onu hesaba çekmeyi unutturdu” şeklinde tefsir etmişlerdir.
İlk musibet kalbi, ahireti zikredip düşünmekten alıkoymaktır. Bundan sonra sehiv, sonra nisyan, sonra gaflet; arkasından, Allah’ın emirlerini yerine getirmeme, daha sonra da günah işlemekten ileri gelen kalb pası ve katılığı gelir ki, bu son ikisiyle ahiret düşüncesi perdelenir. Kötülük üzerine kötülük getiren amellerden, Allah’a sığınırız.
Kaynak : Kalb Hayatı (el-Muhasibi) er-Riaye li Hukukillah - Prof.Dr. Abdülhakim Yüce