Kalb Hayatı (el-Muhasibi) er-Riaye li Hukukillah - Prof.Dr. Abdülhakim Yüce \ Tenkit Edilme Korkusu
Dedim ki,
“Tenkit edilmekten korku nasıl olur?”
Dedi ki,
“Mesela bir adam düşün ki, hücuma geçmek üzere toplanan düşmanın karşısına dikilmiş bulunan ve ondan da daha cesaretli olan savaşçıların içinde yer almaktadır. Bu adam aynı safta bulunduğu savaşçıları geçip övgüyü hak edecek kahramanlıklarda bulunma gücüne sahip değildir. Dolayısıyla, o durumda yanındakilerin kendisi için, “ne cesaretli, ne kahraman adam” demelerinden ümidini keser. Çünkü hepsi aynı durumdalar, hatta ondan ilerideler. Bu durumda övgü görmeden safta durmak istemez. Saftan ayrılmak ister, ancak kendisi için “ne korkak adam!” denilmesinden de çekinir. Neticede savaş saffında kalır ama sevap kazanma gayretiyle değil, korkaklıkla itham edilmekten çekindiği için kalır. İlk saflara katılmayıp¬ geri kalan, ama savaştan da kaçmayanların durumu da böyledir. Korktukları savaşın, kaybedildiğini gördükleri veya çok ölüm olduğunu müşahade ettikleri için ön safa girmezler, ama korkaklık damgasını yemekten de çekinirler. Onun için kaçmayıp geri saflarda yer alırlar.
Veya altın, gümüş vb. dünya malını çokça tasadduk eden bir grubun içinde bulunan bir adam düşün! Nefsini yenip onlar gibi mertçe tasaddukta bulunamaz. Cimrilikle bir şeyler verir ama övülmekten de ümidini keser. Çünkü bu konuda herkes onu geride bırakmıştır.
Ya da bir adam düşün ki, yanındakiler gece veya gündüz uzun uzun namaz kılmaktalar, o ise onlar gibi kılamamaktadır. Tembellikle de itham olunmak istemez. Ama övülmekten de ümidini keser. Çünkü diğerleri ondan üstündür. Tembellikle itham edilip tenkid edilmekten de çekindiği için birkaç rekat kılar.
Ya da, bazı dini konuları bilmediği halde, “bu yaşa gelmiş hala şu konuyu öğrenememiş!” denilmesin diye, kimseye de sormayan adam gibi. Bazen tenkid korkusu onu yalan söylemeye sürükler. Bilmediği konuda kitap yazdığını iddia eder. Veya cahilane fetva verir. Halkbuki, sorulan soruya cevap veremeyeceğini, dolayısıyla bu konuda fetva vermemesi gerektiğini ve “bilmiyorum” demesinin daha uygun olacağını bilir. Fakat cehaletle itham olunmaktan çekinir.
Tenkid edilmekten korktuğu için helal mal elde etmeyi, iyiliği emredip kötülükten menetmeyi bırakan kişiler de böyledir. Bu konuda örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Kaynak : Kalb Hayatı (el-Muhasibi) er-Riaye li Hukukillah - Prof.Dr. Abdülhakim Yüce