Message
Şeyhimiz el-Mukri Ebu Bekr Muhammed b. Half b. Saf el-Lahmi, salih üstadlardan birinin şöyle söylediklerini aktardı. Küçük bir çocuk, kendisine Kur'an okurmuş. Kur'an okurken çocuğun sarardığını görmüş. Sebebini sorduğunda, kendisine çocuğun bütün geceyi Kur'an okuyarak geçirdiği söylenmiş. Çocuğa, "Evlâdım! Bütün geceyi Kur'an okuyarak geçirdiğini duydum." demiş. Çocuk, "Doğru, sana söylendiği gibi." diye cevap vermiş. "Evladım! Geceyi okuyarak geçirirken, karşında benim olduğumu düşün. Namaz kılarken Kur'an'ı bana oku ve beni unutma." demiş. Genç, "Peki." demiş.
Sabah olduğunda, Şeyh çocuğa, "Söylediğimi yaptın mı?" diye sormuş. Çocuk "Evet, üstadım." demiş. Şeyh, "Peki Kur'an'ı bitirebildin mi?" demiş. Çocuk, "Yarısından daha fazlasını bitiremedim." diye cevap vermiş. Şeyh şöyle demiş: “Pekala! Bu gece ise, Kur'an'ı Peygamber'den dinlemiş olan sahâbeden dilediğin birini kıblende canlandır.Kur'an'ı oku ve dikkatli ol. Çünkü onlar, Kur'an'ı Peygamber'den dinlemişlerdir. Okurken yanlış yapma!" demiş.
Sabah olduğunda, Şeyh geceyi nasıl geçirdiğini sormuş. Çocuk, "Üstadım! Kur'an'ın ancak çeyreğini okuyabildim." demiş. Bunun üzerine "Evladım! Bu gece Kur'an'ın indirildiği Peygamber'i karşında canlandır ve kimin önünde olduğunun farkında ol!" demiş. Çocuk, "Peki." demiş. Sabah olunca "Üstadım! Bütün gece boyunca yaklaşık bir cüzden daha fazlasını okuyamadım." demiş. Şeyh, "Evladım! Bu gece Kur'an'ı Kerim'i Peygamber'in kalbine indiren Cebrail'in önünde okuduğunu düşün ve kime Kur'an okuduğunun farkında ol." demiş. Sabah olduğunda çocuk, "Üstadım! Şu kadardan daha fazlasını okuyamadım." demiş ve Kur'an'ı Kerim'den birkaç ayet zikretmiş.
Şeyh, "Evladım! Bu gece Allah'a tövbe et, tesbih et namaz kılanın Rabb'iyle konuştuğunu bil. Kelamını okurken Rabb'inin önünde durduğunu bilerek Kur'an'ı Kerim'den senin payının ne olduğuna bak! Okuduğunun anlamını iyi düşün. Kur'an okumaktan maksat, harfleri bir araya getirmek ya da onları birleştirmek veya sözleri aktarmak değildir. Gaye, okuduğunun anlamlarını düşünmektir. Cahil olma!" demiş.
Sabah olduğunda Şeyh çocuğu beklemiş, çocuk gelmemiş. Çocuğun durumunu soruşturmak üzere biri gitmiş, kendisine "çocuk hastalandı" denilmiş. Şeyh çocuğu ziyarete gitmiş. Çocuk şeyhi görünce ağlamış ve "Üstadım! Allah benden dolayı senin mükafatını versin!" demiş. "Dün geceye kadar yalancı olduğumu bilmiyordum. Namaza kalkıp Hakk'ı kıblemde düşünüp O'nun önünde kitabını okurken yalancı olduğumu anladım. Fatiha Suresi'ne başlayıp "Sana ibadet ederiz." ayetine ulaştığımda kendime baktım. Gördüm ki, nefsim beni doğrulamıyor, bunun üzerine, yalancı olduğumu en iyi bilen olduğu halde Allah'ın önünde "Ancak sana ibadet ederiz" ayetini okumaktan utandım. Çünkü kendimi Allah'a ibadetten habersiz kendi düşünceleriyle oyalanır buldum. Fatiha Suresi'nin başından "Din gününün sahibi" ayetine kadar okumayı tekrarlamak istedim. Bunu yapamadığımdan "Ancak sana ibadet ederiz" demeyi bir türlü başaramadım. Allah'ın önünde yalan söyleyip bu nedenle beni cezalandırmasından çekinip bu halde kalakaldım. Şafak sökene kadar rükuya gidemedim."
Üçüncü gün geçmeden çocuk öldü. Şeyh evine dönüp yatağına girmiş, çocuğun halinin etkisiyle hastalanmış ve çok geçmeden vefat etmiş.
Kaynak : Namaz - Cemalnur Sargut