Nefis Terbiyesi - Doç.Dr.Şadi Eren \ İçimizdeki Yılan
Atıyla yol alan birisi, uyumakta olan bir adamın ağzından bir yılanın girmekte olduğunu görür. Uyarmak için atını mahmuzlarsa da yetişemez. Bunun üzerine, bir topuz darbesiyle adamı uyandırır. Vura vura onu bir elma ağacının altına kadar sürer. Sert bir üslupla, yerdeki çürük elmaları yemesini emreder. Adam, başına gelenlerden şaşkınlık içindedir, ama topuz korkusuyla yemeye başlar. Bir miktar yedikten sonra atlı, “Şimdi de koş bakalım.” der. Adam can havliyle koşmaya başlar. Derken midesi bulanır, içinde ne varsa boşaltır. Tabi, bu arada yılanı da... Adam, karnından çıkan yılanı görünce şimdiye kadar içinden lanet okuduğu atlıya binler teşekkür eder.
Temsildeki uyuyan adam, gaflet uykusundaki gafil insandır. Atlı, uyuyanları uyaran nebiler ve onların yolunda giden kamil insanlardır. Yılan, nefistir. Atlının adamı dövmesi ve koşturması, mürşidin müridini riyazet ve mücadeleye sevk etmesidir. Nefis terbiyesi ve nefisle mücadele olmadan nefse hakimiyet sağlanamayacağı, son derece açıktır. Yılanın çıkışı ise nefsin insana hükmetmesinden kurtuluştur.