Message
Bir telefonun sistemine ait ana özelliklerine baktığımızda; telefon görüşmesi, sms, internet, gps, fotoğraf çekme gibi modüllerin biraraya gelmesi ile bir yapının oluştuğunu görüyoruz. Bunlar bir telefonu telefon yapan, olmazsa olmaz özelliklerdir.
Ademoğlu adlı yapının da telefonlar gibi kendine ait sistemsel modülleri (melekeleri) bulunur. Bunları akıl, zeka, duygu (kalb), vicdan, hafıza şeklinde sayabiliriz. Sistemsel modüller (melekeler), varlığın hayatına devamında elzem görevlere sahip olmazsa olmaz özelliklerdir. Nasıl ki bir telefon, telefon görüşmesi yapamadan telefon olma özelliğini yitiriyorsa, insan da aklı olmadan hayatının anlamını kaybedecektir. Zaten dini yükümlülükler dediğimiz, insan adlı bilinç yapıyı ek yüklerinden arındırıp Öz’üne döndüren çalışmalar da “akıl sahibi” varlıkların sorumluluğuna verilmiştir.
Bir bakıma melekeler bu evren kesitinde varlığın var olmasını, hayatına devam edebilmesini, hayatının bir anlamı olmasını sağlar. Ancak bunlar da nefsani özellikler gibi yüklenen ek yüklerdir. Boyut değiştirildiğinde bu kesitte kalırlar. Ama nefsani özelliklerden farklı olarak bu yüklerden kurtulmamız değil, aksine “Gelişim Programımız” için onlardan doğru bir şekilde faydalanabilmemiz gerekir.
Telefondaki modüller, telefonun yapısına uygun bir şekilde kullanıldıklarında telefona bir zararları dokunmaz, aksine telefonun ömrünü uzatırlar. Aynı şekilde insan da melekelerini yerinde kullandığında, onlardan hem bu dünya hayatında, hem de ahireti için fayda sağlayabilir. Aklını dünya hayatının zevklerini daha güzel yaşamakta harcayan, kalbini (duygularını) katılaştırıp hem kendine hem başkalarına zararı dokunan, vicdandan yoksun kalanlar ise kendi hazin sonlarını hazırlamaktadırlar.
Adına "insan" denen varlık, dışarıdan bakıldığında sadece kaportadan ibaret sanılan muhteşem bir “Avatar”dır. İnsan kendini aynadaki görüntüsüne kaptırıp bir bedenden ibaret olduğunu sanır. Oysa Öz’ünden gelen kendisini bu dünyada da, geçeceği diğer boyutlarda da cenneti yaşatacak ne üstün güçlerle donatılmıştır da farkında değildir. Kendini bu dünya hayatının eğlencesine kaptırmış, melekelerini, bedenini iki günlük zevkler uğruna feda etmektedir. Ahiret hayatını düşünmeden, günü gün ederek ömrünü tüketip, bir daha geri dönüp te faydalanamıyacağı bu dünya boyutundaki yolculuğunu tamamlamaktadır.
Tüketim toplumuna döndük, sürekli telefon değiştirip yenisini alıyoruz. İşlevini yitiren bu telefonlar gibi siz de zamana yenik düşmeyin. Niçin yaratıldığınızı, ne amaçla bu dünyaya gönderildiğinizi durup bir düşünün. Kaynak’tan gelen “Kuvve”lerinizi doğru bir şekilde yansıtıp, “Meleke” olarak sizden açığa çıkması ile onlardan faydalanabilmek için Rabbinize dua edin. Tabi bunun için öncelikle zararlı yüklerden (nefsani programlardan) kurtulmanız gerektiğini, bunlardan kurtulmak için de tövbe, istiğfar, zikir, ibadet gibi yararlı çalışmalar yapıp bilincinizin arınmasının gerektiğini unutmayın.
Elinizdeki tüm bu güçler, üzerinize yüklenen her bir program bir bütün ve birbirini etkilemekte. Her birini fıtratına uygun bir biçimde kullanırsanız, felaha erersiniz. Öz’ünüzden gelen “Kuvve”lerin sizde açığa çıkabilmesi dileğiyle.
Barış Muçe
16.10.2015