Kuran'da geçen "Arabi Kuran" ifadeleri ne yazık ki Türkçe'ye genelde "Arapça Kuran" olarak tercüme edilmiş. Ancak "Arabiyyun" kelimesi ism-i mensub kalıbında olup aitlik anlamındadır, yani "Araba ait", "Arap toplumuna özgü". Bu yüzden de "Arabi" şeklinde tercüme edilmesinin daha doğru olacağı görüşündeyim.

"Bana göre" ikisi arasında şöyle bir fark var;

Mütercimlerin "Arapça Kuran" olarak yaptıkları çevirilerdeki kasıtları, resulün bir Arap olmasından dolayı Kuran'ın dilinin de doğal olarak Arapça olmasıdır.

Ancak "Arabi Kuran"daki kasıt, yine "bana göre", Kuran'da geçen hadiselerin Arap kültürüne göre değerlendirilmesi gerekliliğidir.

Kuran'da birçok misal vardır. Allah, insanoğlunun en iyi misaller yolu ile olayları anlayabileceğine hüküm verdiğinden, bu yolu takdir etmiştir. Bu misallerden bazısı da Arap kültürüne özgüdür. Dolayısıyla bunları değerlendirirken bu gerçeği de gözönünde bulundurmak, misallerin arkasına, asıl anlatılmak istenene erebilmek gerekir.

Kaldı ki Kuran'da Arap kültürüne özgü misallerin de olması, Kuran'ın bir Arap toplumuna inmesinden dolayı gayet doğaldır.

Ama biz ne bu kıssalara, ne de Kuran'ın Arabi olmasına takılmadan, bize aslında ne mesaj vermek istiyorsa ona odaklanmalıyız.

Zaten aslolan, dinsel, mezhepsel, milliyetsel, sınıfsal kimliklerden, benliklerden sıyrılarak Allah'a ermek olduğuna göre misallerin ne ve nasıl olduğunun bir önemi yoktur.

Allahu âlem.

Sayfa: 234, Cüz: 12
----- 12.Yusuf Suresi 2.Ayet -----
Doğrusu biz onu Arabi bir Kuran olarak indirdik. Umulur ki siz akıl erdirirsiniz.
Sayfa: 253, Cüz: 13
----- 13.Rad Suresi 37.Ayet -----
Böylece biz onu (Kuran'ı) Arabi bir hüküm (görüş) olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların hevalarına (heves ve arzularına) uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir koruyucu yoktur.
Sayfa: 255, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 9.Ayet -----
Sizden önce (gelip geçmiş) Nuh, Ad ve Semud kavminin ve onlardan sonraki kimselerin -ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Resulleri onlara apaçık deliller getirdiler de buna rağmen onlar (Arap adetinde bir fikri ret göstergesi olarak öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarını götürüp; "Doğrusu biz, sizin kendisi ile gönderildiğiniz şeyi inkar ettik ve bizi kendisine davet ettiğiniz şeyden derin bir şüphe içerisindeyiz" dediler.
Sayfa: 296, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 32.Ayet -----
Onlara (şu) iki adamı misal ver; O ikisinden birine üzüm bağlarından iki bahçe vermiş, hurma (ağaçları) ile çevrelemiş ve ikisi arasında da ekin var etmiştik.

Demek ki o zaman ki Arap toplumunda "hurmalıklar ve üzüm bağları" önemliymiş. O yüzden Arabi Kuran vurgusunu anlayıp, misallere takılmadan maksada odaklanın. Kuran eskimolara inseydi misaller de ona göre olurdu.

Sayfa: 318, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 113.Ayet -----
Böylece biz onu Arabi bir Kuran olarak indirdik ve onda tehdit (oluşturabilecek şeyler)i açıkladık. Umulur ki onlar (bunlardan) sakınırlar veya onlarda (bu sayede) bir hatırlama (uyanış) peyda olur.
Sayfa: 460, Cüz: 23
----- 39.Zümer Suresi 28.Ayet -----
Eğriliği olmayan, Arabi bir Kuran. Umulur ki sakınırlar.
Sayfa: 476, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 3.Ayet -----
Bilen bir toplum için ayetleri Arabi bir Kuran olarak açıklanmış bir kitaptır.
Sayfa: 480, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 44.Ayet -----
Şayet biz onu Arabi olmayan bir Kuran yapsaydık; "Ayetleri açıklansaydı ya! Arabi olmayan (bir kitap) ve Arabi (bir resul) öyle mi?" derlerdi. De ki; "O, iman edenler için hidayet rehberi ve şifadır." İman etmeyenlerin kulaklarında bir ağırlık vardır ve o onlara körlüktür. Onlar, uzak bir yerden sesleniliyor (da bu nedenle anlamıyorlar gibidir).
Sayfa: 482, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 7.Ayet -----
İşte, kasabaların anasını (Mekke'de yaşayanları) ve onun çevresindeki kimseleri, kendisinde hiçbir şüphe olmayan toplanma gününe (karşı) uyarman için sana bu şekilde Arabi bir Kuran vahyettik. Bir grup cennette, bir grup ta cehennemdedir.
Sayfa: 488, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 3.Ayet -----
Şüphesiz ki biz onu Arabi bir Kuran kıldık. Umulur ki akıl erdirip, hakikatini anlayabilirsiniz.
Sayfa: 541, Cüz: 28
----- 58.Mücadele Suresi 2.Ayet -----
Sizden karılarını zihar yapanlar, (bilsinler ki) onlar (karıları) onların anneleri değildir. Onların anneleri, kendilerini doğuranlardan başkası değildir. Doğrusu onlar sözden kötü ve asılsız olanı söylüyorlar. Hiç şüphesiz Allah kullarının günahlarını affedendir, çok bağışlayandır.

"Zihar yapma", "Arabi Kuran" konusuna bir örnek, Arap adeti bir misal.