Bunlar genelde "Kasabalarda bozgunculuk çıkarmak için, oraların ileri gelenleri kılınanlar" şeklinde ifade edilir.

Kuran'da genelde "Biz yaptık", "Biz kıldık" şeklinde ifadeler vardır. "Biz"in içeriği çok geniştir. Allah'ın Zat'ından yayılan ilim/data/nur, çeşitli katmanlardan/boyutlardan geçerek, farklı varlıklar vesilesi ile vücut bulur, tezahür olur.

Şahitler isimlerden, fiillere dönüşüme şahitlik eder.

Varlıklar "vesile" olur.

Allah, varlıkları diğer varlıklar ile terbiye eder. Allah, varlıkları, Hak'ikatlerindeki Rab ile yani "Esma"sı ile terbiye eder.

Böyle bir sistemde "azgınlar" da vesile olur. "Fitne vesilesi".

Kimi onlara gıbta eder, onların peşine takılır, onlar gibi olur. Kimi onlardan zulüm görür, bunu onlardan bilir, böylece kafasında "zannında" ilahlar edinir, kafasındaki ilahlarına öfkelenip, küfre düşer. Kimi onlardan dolayı Allah'a isyan eder. Kimi de vardır her halden razı... Yana yana, yanmamayı, daha dünyadayken cennete kavuşmayı öğrenir.

Yani başınıza her ne gelirse, her "kimden" gelirse, "vesile"dir. Vesileler sizi bu yeryüzü kaydında "yakıp, pişirmek", "kıvama" getirmek içindir. Vesileler sizi olgunlaştırır, kendinizi tanıma fırsatı, değerlendirme fırsatı verir. Sizde mevcut ama gizli olan, "Hak'ikatiniz"de bulunan gizli kuvvelerin açığa çıkmasına vesile olur. Zorlanmadan gelişemezsiniz. Yanmadan arınamazsınız.

Ateş'ten konuşur, ama ateş yakar!!! Ateş içerisindekileri de, çevresindekileri de yakar!!!

Siz yanmayı göze alabiliyor musunuz? Önce onu bir düşünün.

Nalınlarınızı çıkarmadan bu "vadi"ye giremezsiniz!!!

Sayfa: 142, Cüz: 8
----- 6.Enam Suresi 123.Ayet -----
Böylece her kasabada, günahkarlarını oralarda dalavere çevirmeleri için ileri gelenler kıldık. (Oysa) onlar kendilerinden başkasını kandırmazlar ve (bunun da) farkında değildirler.
Sayfa: 217, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 88.Ayet -----
Musa; "Rabbimiz! Doğrusu Sen Firavun ve eşrafına dünya hayatında ziynet ve mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan (insanları) saptırsınlar diye mi (bunları verdin)? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini sıkıştır (ki) böylece elem verici azabı görmedikçe iman etmesinler" dedi.
Sayfa: 282, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 16.Ayet -----
Bir kasabayı helak etmek istediğimiz zaman oranın müreffehlerine emrederiz de onlar orada günahkar olup doğru yoldan saparlar. Böylece söz onların aleyhine gerçekleşir de orayı yerle bir ederiz.

Bu yine aynı ilkeye dayanır... Allah --> Esma --> Fiil... İşte bu sistemin adı "Sünnetullah"tır. Bu sistemi anlayabilirseniz, kafanızda birçok şey oturmuş olur. Nedenler, niçinler kalkar. Olması gereken oluyor, bunun aksi mümkün değil. Bir kasabanın helakine söz geçti ise/yazılı ise/takdir edildi ise, bunun için vesileler de hazırdır. Zaten vesilelerin de esma terkibleri ona göredir. Biz şahitlerin/gözlemcilerin bu sistemi çok iyi idrak etmesi/tefekkür etmesi gerekir. Peki şahitlerin hiç mi etkisi yok? "Mahlukat" var olduğu anda kendisinde genetiğinden ve doğumu sırasında gelen bir programa göre bir esma terkibi oluşur. "Mahlukat"ın esma terkibi hayatı boyunca gezegenler, ailesi, çevresi, toplum,..vb gibi çevresel etkilerce ve tabi kendince programlanmaya devam eder. Yapılan ibadetler, edilen dualar, kılınan namazlar, tutulan oruçlar, zikirler,..vb bunların hepsi beyinleri/esma terkiplerini programlar. Örneğin benim de şu an yapmaya çalıştığım bir çeşit programlamadır. Hem kendimi, hem de bu yazdıklarımı okuyanları. Tabiii şunu da belirtmekte fayda var. Yapılan tüm ibadetler de, edilen tüm dualar da takdirdendir!!! Hidayeti veren de yaşatan da yalnızca O!!! O'ndan gayrı bir ilah mı var???

Sayfa: 384, Cüz: 20
----- 28.Kasas Suresi 4.Ayet -----
Doğrusu Firavun yeryüzünde üstünlük tasladı ve halkını taraflara ayırdı. Onlardan bir grubu zayıf görüyor, oğullarını boğazlıyor ve kadınlarını sağ bırakıyordu. Gerçekten o fesat çıkaranlardandı.
Sayfa: 389, Cüz: 20
----- 28.Kasas Suresi 41.Ayet -----
Onları ateşe çağıran önderler kıldık. Kıyamet günü yardım da görmeyecekler.
Sayfa: 394, Cüz: 20
----- 28.Kasas Suresi 79.Ayet -----
Ardından (Karun,) süsü (ihtişamı) içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler; "Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim için de olsa, doğrusu o büyük bir şans sahibidir" dediler.
Sayfa: 431, Cüz: 22
----- 34.Sebe Suresi 34.Ayet -----
Biz bir kasabaya bir uyarıcı göndermiş olmayalım ki, oranın müreffehleri; "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" demiş olmasın.
----- 34.Sebe Suresi 35.Ayet -----
(Kasabaların müreffehleri bir de;) "Biz mal ve evlatlar bakımından daha çokuz (daha üstünüz), biz azaba uğratılacak da değiliz" demişlerdi.