İnsanoğlu yeryüzü kaydında yaratılmış hayvan tabiatlı bir mahluktur. Arapça'da "Haleqa" fiili yaratmak anlamındadır. Bu fiilin ism-i faili, yani eylemi yapan, yani yaratıcı (Hâlik) Allah'tır. Yine bu fiilin ismi-i mefulu, yani eylemin üzerinde gerçekleştiği nesne, yani yaratılan (mahluk)tur. Yani Allah dışında tüm varlıklar "mahluk"tur.

Allah, Hz.Adem'i cennet yaşamından/göklerdeki bir alemden yeryüzü kaydına indirgediğinde, ona bir beden/ceset/avatar vermiştir ve bu bedene bir karşı cins kılmıştır. Ki çoğalıp yeryüzünde yayılsınlar. Yani verilen cinsiyet bu yeryüzü kaydına aittir. Bu yeryüzü kaydında da kalacaktır.

Benim bildiğim/öğrendiğim ve de "inandığım"a  göre, yani bana göre, benim penceremden; cennet olarak ve cennette yaşanacaklar olarak tasvir edilenler sembolik anlatımlardır. Yani huriler, eşler, genç kızlar,...vb.gibi.

Şimdi hal böyle olunca, insan bu yeryüzünde, bu dünya boyutunda yaşarken nasıl ki algısal bir yanılgı olarak benlik hatasına düşüyorsa, yine aynı şekilde kendini bu bedenden, kendini bu cinsi kimlikten görerek te büyük bir yanılgı içerisine düşmektedir.

Oysa bunun tam tersi olarak günümüzün "Deccaliyeti" yani "Kapitalist Sistemi" ise özellikle "kadın" bedeni üzerinden, insanları pazarlamaktadır. İnsanlar da bulundukları bu yanılgının içerisinde bu pazarlamanın köleleri olmaktadır. Kadınlar kendilerini beden varlık kabul edip, hayatlarını bu bedeni başkalarına güzel gösterme ilkesi edinmiş, bu ideallerinin peşinde savaş vermektedirler. Erkekler de beyinlerindeki kimyasal dürtüleri harekete geçiren, hormonlar salgılamalarını sağlayan bu objeleri edinme uğruna, bu objelerin yolunda heder olmaktadırlar.

Ama, vakit gelip de o küçük kıyamet kopunca, o taşın üzerinde cansız bir halde teslim olmuş vaziyette iken, imam der ki; "Er kişi niyetine" yada "Hatun kişi niyetine"...

Ama, seslendiği er kişi yada hatun kişi değildir. Seslendiği "Hak'ikati"ni kavrayamamış, "Bu dünyaya bir eşek geldi, geriye kaldı semeri" şeklinde, yeryüzü tabiatının maddesini oluşturan hayvansı dürtülerinin esiri olmuş bir "mahluk"tur.

İşte imamın size de sesleneceği o vakit gelmeden ne olduğunuza karar verin. Siz aynada gördüğünüzden mi ibaretsiniz, yoksa o hayvanın taa içlerinde bir yerlerde, kalbinizden hissedeceğiniz bir Hak'ikat mi yatıyor? O'nu bulup, keşfetmeye bakın.

Sonuç olarak Allah'ın kadın ve erkeğe koyduğu sınırlar ve nasıl bir yaşantı sürmeleri gerektiği hem Kuran'daki ilgili ayetlerde hem de rasulullah (SAV)in sünnetinde bellidir, yeterince açıktır. Artık dileyen bu yolu tutar, dileyen de kendine başka bir yol beğenir.

Ayrıca bakınız.

Sayfa: 34, Cüz: 2
----- 2.Bakara Suresi 221.Ayet -----
Müşrik kadınları iman edinceye kadar nikahlamayın. Kesinlikle iman etmiş bir cariye hoşunuza gitse bile müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edene kadar (mümin kadınlarla) evlendirmeyin. Elbette iman etmiş bir köle hoşunuza gitse bile müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe (cehenneme) davet ederler, Allah ise izni ile cennete ve bağışlanmaya. (Allah) ayetlerini insanlara (bu şekilde) açıklar, umulur ki akıla getirip hatırlarlar.
----- 2.Bakara Suresi 223.Ayet -----
Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Öyleyse nasıl dilerseniz tarlanıza o şekilde gelin. (İleriye yönelik) kendiniz için hazırlık yapın. Allah'tan sakının ve bilin ki O'na (Allah'a) kavuşacaksınız. İman edenleri müjdele.

Kadın cinsel bir obje değildir. Dişilik ve erkeklik bu yeryüzü kaydında, insanoğluna biçilen görevlerdendir. İnsanlığın devamı için, "Hak'ikat"in zuhuruna vesile olan, "şahitlerin/gözlemcilerin" nesillerinin devamı için bahşedilmiştir. Ancak insanoğlu kendisine verilen nimetleri, şeytanın da saptırmasıyla hayır yerine şer olarak kullanmayı yeğlediğinden, hevasına göre hareket ettiğinden, bu cinsiyet olayını da tutup farklı noktalara sürüklemektedir. Bugün günümüzde cinsellik bir obje olarak sunulup, üzerinden ticareti yapılan bir meta haline gelmiştir. İnsanlar kendilerini bu yeryüzü bedeninden ibaret gördüklerinden, saptırıcı şeytan ve avanesi de (yeryüzü dostları da) buna hizmet ettiğinden bu yanılgıya düşmektedirler.

Sayfa: 35, Cüz: 2
----- 2.Bakara Suresi 228.Ayet -----
Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç âdet (hayız/temizlenme) süresi beklerler. Eğer Allah'a ve son güne (ahiret gününe) iman etmişler ise Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helal değildir. Kocaları bu süre içerisinde barışmak isterlerse onları geri almaya daha çok hak sahibidirler. Kadınların, kendi üzerlerinde olanın bir benzeri olarak (kendi yükümlülükleri kadar) genel kabul görmüş bir şekilde hakları da vardır. (Yalnız) erkeklerin kadınlar üzerinde (onlara göre) bir derece (üstünlükleri) vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.

Yine aynı şekilde, "kadın hakları" adı altında kapitalist (yani deccaliyet) sisteminin kurduğu tezgah üzerinden, kadın-erkek ilişkileri farklı boyutlara çekilmek istenmekte, Allah'ın bu konuda kurduğu sistemi, insanlara biçtiği görevleri bozmak istemektedirler. Oysa ki Allah, Kuran'da kadın ve erkekler arasındaki hak, hukuk meselelerini açıkça anlatmaktadır. Kadın erkek ilişkileri yada cinsiyetler (dişilik/erkeklik) bu yeryüzü kaydındaki bizlere biçilen vazifelerdir, sorumluluklarımızdır. Dünya için yaşayanlar, fani bedenlerini putlaştırıp, bu bedenlere yatırım yapmaya kalkmakla büyük bir yanılgı içerisindedirler. Bu bedenin zamanla yaşlandığını, eskidiğini, kullanılmaz hale geldiğini görememekte, bundan ibret alamamaktadırlar. Oysa ki bu bedenler bir araç, vasıta! Bizleri ahiret hayatına taşıyan binekler. Ama ahiret inancından yoksun sapkınlar, heves ve arzuları için insan bedeni üzerinden türlü türlü oyunlar kurmaktalar.

Sayfa: 50, Cüz: 3
----- 3.Al-i İmran Suresi 14.Ayet -----
İnsanların (nefsani) şehvetlerinin sevgisi; kadınlar, oğullar, altın ve gümüşten yığılmış servetler, nişanlı atlar, davarlar ve ekinler ile süslendirilmiştir. Bunlar dünya hayatının (nefse hoş gelen, faydasız) eğlenceleridir. (Oysa) en iyi dönüş yeri Allah katındadır.
Sayfa: 76, Cüz: 4
----- 4.Nisa Suresi 3.Ayet -----
Eğer, (velisi olduğunuz) yetimler (yetim kızlar) hakkında adaletli davranamamaktan korkarsanız, (diğer) kadınlardan sizin için temiz olanları ikişer, üçer, dörder nikahlayın. Bununla beraber, eğer (aralarında) adil olamamaktan korkarsanız, o zaman bir tanesi yada sağ ellerinizin sahip olduğu (cariyeler ile yetinin). Bu, haktan (Hak Yol'dan) sapmamanıza daha yakındır (uygundur).
----- 4.Nisa Suresi 4.Ayet -----
Kadınlara mehirlerini gönül rızasıyla verin. Bununla beraber, eğer onlar (kadınlar) kendi (rızası ile) ondan (o mehirden) bir şey (bir kısmını) size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.
Sayfa: 79, Cüz: 4
----- 4.Nisa Suresi 19.Ayet -----
Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Açık bir edepsizlik ile gelmeleri haricinde kendilerine verdiğinizin (mehrin) bir kısmını alıp götürmeniz için onlara (kadınlara) baskı yapmayın. Onlarla (kadınlarınızla) iyilikle geçinin. Bununla beraber, eğer onlardan hoşlanmadıysanız, ihtimal ki sizin hoşlanmadığınız bir şeyde Allah pek çok hayır kılmış olabilir.
Sayfa: 81, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 24.Ayet -----
Sağ ellerinizin sahip oldukları (cariyerler) istisna olmak üzere evli kadınlar da (size haram kılındı). (Bunlar) uygulamanız gereken Allah'ın yazısıdır (hükümleridir). Bunların dışında kalanları mallarınızla (mehir vererek), iffetli bir şekilde, zina etmeksizin arzulamanız size helal kılındı. Artık onlardan her ne şekilde faydalanırsanız karşılığını mehir olarak verin. (Kararlaştırılmış) mehirden sonra (karşılıklı) anlaştığınız hususlarda size bir günah yoktur. Hiç şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
----- 4.Nisa Suresi 25.Ayet -----
Sizden her kim mümin iffetli kadınları nikahlamaya güç yetiremezse, sağ ellerinizin sahip olduğu mümin genç kızlarınızdan (bir cariye ile evlensin). Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Sizler birbirinizdensiniz. Öyleyse, iffetli oldukları, zina etmedikleri ve gizli dost edinmedikleri takdirde onları ailelerinin izni ile nikahlayın ve geleneğe uygun bir şekilde karşılıklarını (mehirlerini) verin. Evlendikleri zaman zina yapmaları halinde onlara iffetli kadınlara gereken azabın yarısı gerekir. Bu (cariye ile evlenme izni), sizden günaha düşmekten endişe edenler içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 82, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 32.Ayet -----
Allah'ın (sizi sınamak için) kendisi ile (kendisini vesile yaparak) bazınızı bazısına üstün kıldığı (tercih ettiği) şeyleri temenni etmeyin (Allah'ın dilediği şekilde, size takdir olunanla yetinin). Erkeklerin kazandıklarından bir kısmeti, kadınların da kendi kazandıklarından bir kısmeti vardır. Allah'ın lütfundan isteyin. Hiç şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Sayfa: 83, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 34.Ayet -----
Erkekler, Allah'ın bazısını (bazı insanları) bazısı üzerine üstün kılması ve mallarından (ailelerinin geçimi için) harcamaları sebebiyle kadınlar üzerinde idarecidirler. Buna istinaden salih kadınlar, (idarecilerine gönülden) boyun eğerek itaat edip, Allah'ın gaybı (gizli olanı) korumasına istinaden kendileri de (aynı şekilde) gaybı (gizli olanı) koruyup gözetenlerdir (gizliyi, aile sırlarını açığa vurmayanlardır). Dikbaşlılık etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onları terk edin ve dövün. Eğer size itaat ederlerse, artık aleyhlerinde (başka) bir yol (onlara kötü davranmanın) peşinde olmayın. Hiç şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.

Erkeklik, kadınlar üzerinde baskı ve zulüm sebebi değildir. Nasıl ki "dişilik"i obje edinenler, bunun ticaretini yapanlar, kadınları "cinsiyet kimliği" üzerinden farklı yollara kanalize etmeye çalışanlar yanlış bir yolda olup, yeryüzünde Allah'ın nizamını bozmaya çalışıyorlarsa, aynı şekilde Allah'ın kendilerine biçtiği görevi kötüye kullanan, kadınlar üzerinde zorbalık yapan erkekler de kendi "cinsi kimlikleri" üzerinden büyük bir yanılgı içerisindedirler. Aslında insanoğlunun en büyük yanılgısı bu yeryüzü bedeni kaydına saplanıp kalması, ötesini görememesi, hayal edememesidir. Yapılan uyarıları da dikkate almayan insanoğlu bu dünyada bu beden kaydına saplanmış, çırpınıp durmakta, çırpındıkça daha da batmaktadır.

Sayfa: 98, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 129.Ayet -----
Ne kadar çabalasanız da kadınlar arasında adil olmaya asla güç yetiremiyeceksiniz. O halde (birine) tamamen meyletmeyin ki diğerini askıda bırakmış gibi olmayasınız. Eğer (hatalarınızı) düzeltir ve (haksızlıktan) sakınırsanız, (bilin ki) hiç şüphesiz Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 349, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 2.Ayet -----
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah'a ve son güne (ahiret gününe) iman etmişler iseniz Allah'ın dini(ni uygulama) hususunda o ikisine şefkat sizi almasın (o ikisine karşı şefkat duygusu sizi kaplamasın). İman edenlerden bir topluluk ta o ikisinin azabına (cezalandırılmasına) şahit olsun.

Bu dünyada bedeni arzularının peşinde koşanlar, "Hak'ikat"lerinden bihaber yaşayanlar! Putlaştırdığınız, ilah edindiğiniz o bedenleriniz sizin azabınız, yangınınız olacak.

----- 24.Nur Suresi 3.Ayet -----
Zina eden erkek, zina eden veya müşrik bir kadından başkasını nikahlayamaz. Zina eden kadını da zina eden veya müşrik bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu müminlere haram kılınmıştır.
Sayfa: 351, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 26.Ayet -----
Kötü kadınlar kötü erkekler için, kötü erkekler de kötü kadınlar içindir (yaraşır). Temiz kadınlar temiz erkekler için, temiz erkekler de temiz kadınlar içindir. İşte onlar (temiz olanlar, iftiracıların) söyledikleri şeylerden (kötü sözlerden) uzaktırlar. Onlar için bağışlanma ve cömertçe bir rızık vardır.
Sayfa: 352, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 30.Ayet -----
Mümin erkeklere; bakışlarını (haramdan) çekmelerini ve edep yerlerini korumalarını söyle. Bu (şekilde davranmaları) kendileri için daha doğrudur. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarından haberdardır.
----- 24.Nur Suresi 31.Ayet -----
Mümin kadınlara da; bakışlarını (haramdan) çekmelerini ve edep yerlerini korumalarını söyle. Ziynetlerini, ondan (kendiliğinden/zaruri olarak) görünen dışında teşhir etmesinler. Başörtülerini yakaları üzerine salsınlar. Ziynetlerini kocalarının veya babalarının veya kocalarının babaları veya oğullarının veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşlerinin veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlarının veya sağ ellerinin sahip oldukları (köleleri) veya erkeklerden gaye sahibi olmayan (erkekliği kalmamış) hizmetçiler veya kadınların avret yerlerinin daha farkına varmamış (henüz anlamayan) çocuklar haricinde teşhir etmesinler. Ziynetlerinden gizledikleri şeyin bilinmesi için ayaklarını (yere) vurmasınlar. Ey iman edenler! Hep birlikte Allah'a tövbe edin. Umulur ki felaha erersiniz.
Sayfa: 357, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 60.Ayet -----
Evlenme ümidi kalmamış, ihtiyarlamış kadınlar(a gelince), ziynetlerini açıp saçmaksızın (dış) elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir günah yoktur. (Lakin) iffetli davranmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah her şeyi işitendir, her şeyi hakkıyla bilendir.
Sayfa: 420, Cüz: 21
----- 33.Ahzab Suresi 29.Ayet -----
"(Yok) eğer Allah'ı, resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, (öyleyse bilin ki) hiç şüphesiz Allah sizden iyi davrananlar için büyük bir ecir (mükafat) hazırlamıştır."
Sayfa: 421, Cüz: 22
----- 33.Ahzab Suresi 32.Ayet -----
Ey nebi hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) sakınıyorsanız, o halde edalı konuşmayın yoksa kalbinde hastalık bulunan kimse (kötü şeyler) ümit edebilir. İyi söz söyleyin.
----- 33.Ahzab Suresi 33.Ayet -----
Evlerinize yerleşin, önceki cahiliyyenin (kadınlarının) açılması gibi açılıp saçılmayın, namazı ikame edin, zekatı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Ey ehli beyt (ev halkı/resul ailesi)! Allah ancak sizden kiri gidermeyi ve sizi tertemiz yapmayı (arındırmayı) istemektedir.
----- 33.Ahzab Suresi 35.Ayet -----
Müslüman erkekler ve kadınlar, mümin erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabreden erkekler ve kadınlar, boyun eğen erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, edep yerlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah'ı çokça zikreden erkekler ve kadınlar, hiç şüphesiz Allah onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir (mükafat) hazırlamıştır.
Sayfa: 422, Cüz: 22
----- 33.Ahzab Suresi 36.Ayet -----
Allah ve resulü bir işe hükmettiğinde, (artık) iman etmiş bir erkek ve iman etmiş bir kadın için işlerinde tercih hakkı olamaz. Her kim Allah'a ve resulüne karşı gelirse apaçık bir sapıklıkla sapmış olur.

Bu dünya hayatını, bedeni (erkek ve dişi) heves ve arzularınız uğruna tüketmeyin. "Hak'ikat"inize yönelin.

Sayfa: 425, Cüz: 22
----- 33.Ahzab Suresi 59.Ayet -----
Ey nebi! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına; "Üzerlerine örtülerini örtmelerini" söyle. Bu (böyle yapmaları) onların bilinmelerine (tanınmalarına) ve (bu sebeple) eziyet görmemelerine daha yakındır (uygundur). Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 549, Cüz: 28
----- 60.Mümtehine Suresi 10.Ayet -----
Ey iman edenler! Hicret eden mümin kadınlar size geldiğinde onları deneyin. Onların imanlarını en iyi Allah bilir. Eğer onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, artık onları kafirlere geri döndürmeyin. Onlar (bu kadınlar) onlara (kafirlere) helal değildir, onlar da (kafirler de) onlara (bu kadınlara) helal olmazlar. Onlara (kafirlere, bu kadınlar için) harcadıkları şeyleri (mehirleri) verin. Onların (bu kadınların) karşılıklarını (mehirlerini) kendilerine verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size hiçbir günah yoktur. Kafir kadınların nikahlarını tutmayın (onları boşayın), (onlara) harcadığınız şeyleri (mehirleri) isteyin, onlar da (kafirler de onlara) harcadıklarını istesinler. İşte bu Allah'ın hükmüdür. Allah aranızda hüküm verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 550, Cüz: 28
----- 60.Mümtehine Suresi 12.Ayet -----
Ey nebi! Mümin kadınlar, Allah'a hiçbir şekilde şirk koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, evlatlarını öldürmemek, elleri ile ayakları arasında uydurdukları iftirayı getirmemek (başkasının çocuğunu sahiplenerek kocasına isnadda bulunmamak) ve genel kabul görmüş bir hususta sana karşı gelmemek üzere sana beyat etmeye geldiklerinde, onlarla beyat yap ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Hiç şüphesiz Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 557, Cüz: 28
----- 65.Talak Suresi 1.Ayet -----
Ey nebi! Kadınları boşadığınızda iddetlerinde (sürelerinde) boşayın ve iddetin hesabını yapın (süresini sayın). Rabbiniz (olan) Allah'tan sakının. Açık bir edepsizlik getirmeleri haricinde onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Her kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendi nefsine (nefsinin Hak'ikati'ne) zulmetmiş olur. Sen bilmezsin, belki de Allah bunun sonrasında bir iş peyda eder.
----- 65.Talak Suresi 4.Ayet -----
Kadınlarınızdan hayız hali görmekten ümit kesenler ile hayız hali görmemiş olanlardan şüpheye düşerseniz, onların iddetleri (bekleme süresi) üç aydır. Yük sahibi (gebe) olanların ise mühleti yüklerini doğurmalarıdır. Kim Allah'tan sakınırsa, (Allah da) ona işinde kolaylık kılar.
----- 65.Talak Suresi 5.Ayet -----
Bu, Allah'ın size indirdiği emridir. Kim Allah'tan sakınırsa, (Allah da) onun kötülüklerini örter ve onun ecrini (mükafatını) büyültür.
Sayfa: 558, Cüz: 28
----- 65.Talak Suresi 6.Ayet -----
Onları (boşadığınız kadınları, iddetleri süresince) gücünüz nispetinde kendi oturduğunuz yerde ikamet ettirin. Onlara baskı yapmak için zarar vermeye çalışmayın. Eğer yük sahibi (gebe) iseler, yüklerini doğurana kadar onların giderlerini karşılayın. Eğer sizin için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini verin. Aranızda doğru bir şekilde istişare edin. Eğer güçlük çekerseniz, bu takdirde onu (çocuğu) bir başkası emzirecektir.