İnsan hayatında "Dünya Hayatı", ana rahminde geçirdiği sürenin bir benzeridir. İnsan ana rahminde vücut bulup, belli bir olgunluğa erişince oradaki gelişimini tamamlayıp, yeni evreye geçiş yapar. "Dünya Durağı"na gelir. "Dünya Durağı" da insanın yine belli bir olgunluğa eriştikten sonra terk edeceği, geçici bir duraktır.

Nasıl ki ana rahmindeki süreci faydalı bir şekilde geçirenler, bir sonraki hayatlarında daha güçlü oluyor iseler, aynı şekilde "dünya durağı"nı da verimli olarak değerlendirebilenler, bunun semeresini geçecekleri boyutlarda göreceklerdir. Bizlere aktarılana göre bundan sonra geçireceğimiz evreler; kabir alemi, mahşer, mizan, sırat köprüsü ve cennet/cehennem süreçleridir. İşte bu süreçleri geçirirken "güce" ihtiyacımız olacak. O "güc"ün toplanacağı yer de "bu dünya hayatı"dır. "Dünya" ise aksine tuzaklar ile, aldanışlar ile süslenmiştir ki bunun adına da "sınav" denmiştir. İşte bu tuzakları aşacak sizsiniz.

İnsanın tabiatı, bu yeryüzü maddesinden yaratılmış olup, hammaddesine meyillidir. İnsan ise bu bedenden oluşan bir varlık değildir. Bu beden de bu yeryüzü gibi geçici bir kullanım aracımız/avatarımız olmaktadır. O yüzden insan tabiatı da aşmamız gereken bir başka engeldir. Tabiatımızın bize emrettiği rahatlık sevdasından kurtulmak, ahiret hayatı için gerekli çalışmaları/ibadetleri yapabilmemiz için şarttır.

Bir başka etken de insana verilen "nefis"tir. Bunu "benlik" olarak ta tanımlayabiliriz. Çeşitli arzular ve şehvetler ile insanın aklını çelmeye çalışır. Terbiye edilip, ehlileştirilmesi gereken vahşi at gibidir. Eğer terbiye edebilirseniz, sizi bu hayatta taşır, mesafeler katettirir, yok terbiye edemezseniz, deli dumrul gibi sizi oradan oraya savurur.

Bir de cin ve insan sınıfından olan düşmanlarımız vardır. Bunlardan cin sınıfından olanlar malum, "şeytaniyet" vasfı altında, insan beyinlerine yaydıkları fikirler/sinyaller ile efendileri "İblis"in Hz.Adem yüzünden Allah'a verdiği ahdini yerine getirmeye çalışıp, insanoğlunu saptırmakla görevlidirler. Bunların yardımcıları olarak bazı insansılar da mevcuttur. Bu insansılar da şeytanların boyunduruğu altında, onlara kölelik edip, diğer insanları bu dünya bataklığında olabildiğince dibe çekip, saplamaya uğraşırlar.

İşte adına "insan" denen "mahluk", tüm bunlardan sıyrılıp, fani dünyanın süsüne, püsüne kapılmadan, tabiatının zorluklarını aşıp, nefsini terbiye edip, geçeceği alemlerde kendisine gerekecek enerjiyi bu dünya hayatında toplamaya çalışır.

Allah muvaffak eyleye!

Sayfa: 14, Cüz: 1
----- 2.Bakara Suresi 96.Ayet -----
Kesinlikle onları hayata karşı insanların en hırslısı hatta Allah'a şirk koşanlardan bile daha hırslı bulacaksın. Onlardan her biri diler ki; keşke bin sene ömür verilse. (Oysa) o ömür verilmesi kendisini azaptan (kurtarıp) uzaklaştıracak değildir. Allah onların yaptıklarına basiret sahibidir.
Sayfa: 24, Cüz: 2
----- 2.Bakara Suresi 165.Ayet -----
İnsanlardan Allah'a gösterdikleri sevgi gibi sevdikleri (ve) Allah olmaksızın edindikleri, O'na denk gördükleri dostları vardır. (Oysa) iman edenlerin Allah'a olan sevgisi daha güçlüdür. Keşke zalimler azabı gördüklerinde bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının şiddetli olduğunu (şimdiden) görselerdi (bilselerdi).
Sayfa: 32, Cüz: 2
----- 2.Bakara Suresi 212.Ayet -----
Dünya hayatı (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlere süslü gösterildi. (Onlar) iman edenlerle alay ediyorlar. (Oysa, Allah'ın gazabından) sakınanlar kıyamet günü onların (kendileri ile alay edenlerin) üzerindedir. Allah dilediği kimseyi hesapsızca rızıklandırır.
Sayfa: 50, Cüz: 3
----- 3.Al-i İmran Suresi 14.Ayet -----
İnsanların (nefsani) şehvetlerinin sevgisi; kadınlar, oğullar, altın ve gümüşten yığılmış servetler, nişanlı atlar, davarlar ve ekinler ile süslendirilmiştir. Bunlar dünya hayatının (nefse hoş gelen, faydasız) eğlenceleridir. (Oysa) en iyi dönüş yeri Allah katındadır.
----- 3.Al-i İmran Suresi 15.Ayet -----
De ki; "Size bunlardan (dünya nimetlerinden) daha hayırlısını haber vereyim mi? (Sünnetullah'tan) sakınanlara Rablerinin katında altlarından ırmaklar akan cennetler vardır, onlar orada ölümsüzdürler (ebedi kalıcılardır), onlar için (orada) tertemiz (arınmış) eşler ve Allah'tan bir rıza vardır. Allah kullara karşı basiret sahibidir."
Sayfa: 69, Cüz: 4
----- 3.Al-i İmran Suresi 157.Ayet -----
Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti (sizin için) onların topladıklarından (dünyalıklarından) daha hayırlıdır.
Sayfa: 73, Cüz: 4
----- 3.Al-i İmran Suresi 185.Ayet -----
Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak, kıyamet günü ecirleriniz (yaptıklarınızın karşılığı) eksiksiz olarak verilecektir. Kim ateşten (cehennemden) uzaklaştırılıp cennete sokulursa kazanmıştır (kurtuluşa ermiştir). Dünya hayatı, aldatıcı bir eğlenceden başka bir şey değildir.
Sayfa: 89, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 77.Ayet -----
Kendilerine; "Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı ikame edin, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Onlara savaş yazıldığında (farz kılındığında) bir de bakmışsın onlardan bir grup Allah'tan korkar gibi hatta daha şiddetli bir şekilde insanlardan korkuyorlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın, bizi yakın bir vakte kadar erteleseydin ya!" demişler. De ki; "Dünya metaası (eğlencesi) azdır. Ahiret ise (Allah'tan) sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar zulmedilmez."

Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayanlar, iş ciddiye bindiğinde kaçacak delik arayıp, bahane üstüne bahane sıralıyorlar. Şeytanları hemen kendilerine akıl veriyor, onlar da hemen uyuyorlar. Sanırsın Allah ile anlaşma yapmışlar da, Allah da onlara bu yeryüzünde sonsuz hayat vermiş. Zaten ölecek olacaklarını unutmuşlar. Putlarının kölesi olmuşlar, kendilerine yeryüzünden ilahlar edinmişler. Bak şunlar, şunlar Allah'ın düşmanı, yeryüzünde fesat çıkarmaya uğraşıyor, Allah'a karşı yalan uyduruyor, Allah'ın mülkünde zalimlik ediyor, gel de bu deccalin kölelerine karşı dik duralım, tavrımızı ortaya koyalım desen, bakmışsın çevrende en imanlı bildiklerin bile kalmamış, hepsi toz olmuş.

Sayfa: 99, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 139.Ayet -----
İman edenleri bırakıp da küfre düşenleri dost edinenler, onların yanında izzet (kudret, şeref) mi arıyorlar? Oysa ki, hiç şüphesiz izzet tamamen Allah'a aittir.
Sayfa: 130, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 32.Ayet -----
Dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise (Sünnetullah'tan) sakınanlar için şüphesiz daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?
Sayfa: 131, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 44.Ayet -----
Kendilerine hatırlatılanları unuttuklarında, onlara her şeyin kapılarını açtık. Ta ki kendilerine verilenlerle sevindikleri zaman onları ansızın tuttuk (yakaladık). Bir de ne görelim, onlar ümitsizliğe kapılmışlar.
Sayfa: 135, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 70.Ayet -----
Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatının kendilerini aldattığı kimseleri bırak. Bir kimsenin (dünya hayatında) kazandıkları (yaptıkları) sebebiyle tehlikeye atılmasının (vehametini), kendisi için Allah olmaksızın ne bir dost ne de bir şefaatçi olmayacağını onun ile (Kuran ile) hatırlat. (O kimse, kazandıklarından) her türlü fidyeyi denkleştirse ondan alınmaz (kabul olunmaz). Onlar kazandıkları sebebiyle tehlikeye atılmış (helake uğrayacak) kimselerdir. Küfre düşmekte oldukları şeyler sebebiyle onlar için kaynar sudan bir içecek ve elem verici bir azap vardır.
Sayfa: 143, Cüz: 8
----- 6.Enam Suresi 130.Ayet -----
(Allah;) "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşma hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi?" (deyince onlar da;) "Kendi aleyhimizde şahitlik ettik" dediler. Dünya hayatı onları aldattı ve (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler olduklarına dair kendi aleyhlerinde şahitlik ettiler.
Sayfa: 171, Cüz: 9
----- 7.Araf Suresi 169.Ayet -----
Sonra onların ardından Kitab'a varis olan bir nesil onların yerine geçti. Şu aşağı dünyalığı (geçici dünya malını) alır, "(Nasıl olsa) bağışlanacağız" derlerdi. Onlara, ona benzer bir dünyalık gelse onu da alırlardı. Onlardan Allah'a karşı Hak dışında bir şey söylemeyeceklerine dair Kitap üzerine kesin sözleri alınmamış mıydı, onlar ondaki (Kitap'taki) şeyleri (yazanları) okuyup öğrenmemişler miydi? Ahiret yurdu (Sünnetullah'tan) sakınanlar için daha hayırlıdır. Hala akıl erdiremiyor musunuz?
Sayfa: 184, Cüz: 10
----- 8.Enfal Suresi 67.Ayet -----
Bir nebiye, yeryüzünde düşmanı kırıp geçirmedikçe kendisi için esirler olması (esir alması) olmaz (yaraşmaz). Siz geçici dünya malını istersiniz, Allah (ise sizin için) ahireti ister. Allah mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 189, Cüz: 10
----- 9.Tevbe Suresi 24.Ayet -----
De ki; "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşnut olduğunuz konutlar size Allah'tan, resulünden ve O'nun (Allah'ın) yolunda cihat etmekten daha sevimli ise, o halde Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar (günahkarlar) topluluğunu hidayete erdirmez."

Kuran'da ve sünnette infak tavsiye edilmektedir. Bunun alt sınırı belirlenmiştir. Üst sınır konmamıştır. Sahabeden mallarının neredeyse tamamını infak edenler olmuştur. Günümüzde de belki vardır. Orta yolu bulanlar da olabilir. Farz olanı yerine getirdikten sonra gerisi size kalmıştır. Önemli olan hem verdiklerinizde hem de vermediklerinizde gözünüzün, aklınızın kalmamış olması. Verdiklerinde aklı kalanların oranı belki düşüktür. Ama vermediklerinde aklı kalanların oranı muhtemelen yüksektir. İnsan çok mal sahibi olabilir, çok fazla çocuğu olabilir, ailesi varlıklı ve geniş olabilir, güç ve kuvvet sahibi olabilir,...vb. Ancak hiç birine güvenmeyin, hiçbirini sahiplenmeyin. Aklınız mallarınızda, çoluk çocuğunuzda olmasın. Bunların hepsi fitne/sınav. Kıbleniz ahiretiniz olsun. Yönünüzü, gönlünüzü ahirete çevirin. Bu dünyadan gelip geçensiniz. Bu durakta ve bu duraktaki süslere takılmayın. Aklınız kalmadıktan sonra malınızın fazla olmasında bir sakınca yoktur. Sahabelerden servetlerinin çoğunu infak edenlerin bir nedeni mal sevgisi korkusu idi. Kendilerine hakim olamayıp mal sevdasına düşeceklerinden korktuklarından, ellerinden çıkardılar. Siz iradenize güveniyorsanız, mal bataklığına düşmeyeceğinize inanıyorsanız, size bir sakınca yok.

Sayfa: 192, Cüz: 10
----- 9.Tevbe Suresi 38.Ayet -----
Ey iman edenler! Size ne oldu da, "Allah yolunda seferber olun" denildiği zaman yere çakılıp kaldınız? (Yoksa) ahiretten (vazgeçip) dünya hayatına mı razı oldunuz? Oysa dünya hayatının faydalanması ahiretin yanında azdan başka bir şey değildir.

Dünya hayatında, deccalin hizmetkarları kendilerini öyle bir esarat altına almış ki, adeta madde bağımlılarının satıcıların peşinde koşturması gibi onlara bağımlı olmuşlar. Kendilerine ne sunulsa sorgulamadan, akıl yürütmeden "onlar diyorsa bu doğrudur" şeklinde bir yaklaşımla hemen emre itaat eder haldeler. Hem korku ile vesvese verip, hem de dünyanın süslerine bağımlı kılarak toplumları helake doğru sürüklüyorlar. Dediklerini kabul etmeyenleri dışlıyorlar, aforoz ediyorlar. Akıl yürüten, düşünen insanları "cadı" diye nitelendirip yakan orta çağ zihniyeti, bugünkü zulmünü farklı isimler altında devam ettirmektedir. Cahiliyet her dönem olduğu gibi günümüzde de hüküm sürmekte. İnsanlar Allah'ın ilminden uzak kaldığı müddetçe de bu devam edecek.

Sayfa: 197, Cüz: 10
----- 9.Tevbe Suresi 69.Ayet -----
Siz de (tıpkı) sizden önceki kimseler gibi(siniz). Onlar sizden daha güçlü, mal ve evlat olarak daha çoktular. Onlar kendi nasipleri (geçici dünya zevkleri) ile faydalandılar. Sizden öncekilerin kendi nasipleriyle faydalandığı gibi siz de kendi nasibinizce (bu dünyadan) faydalandınız. Onların (dünya bataklığına) dalması gibi siz de daldınız. İşte bunlar dünyada ve ahirette amelleri boşa gitmiş olanlardır. Bunlar hüsrana uğrayanlardır.
Sayfa: 208, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 7.Ayet -----
Doğrusu bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olanlar ve alametlerimizden gafil (habersiz) olanlar,..
----- 10.Yunus Suresi 8.Ayet -----
İşte onlar, kazanmakta oldukları şeyler sebebiyle barınakları ateş (cehennem) olan kimselerdir.
Sayfa: 222, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 15.Ayet -----
Kim dünya hayatını ve süsünü isterse, orada (dünya hayatında) onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak veririz. Onlar orada eksikliğe uğratılmazlar.

Dünyanın ve dünyalığın peşine düşene oyalanıp, eğlenmesi için istediği verilir. Oyuncaklarından sıkıldıkça yenisini ister. Elindekilerden sıkılır bunalıma girer. Yenilerini elde etmek için kendini heder eder. Tüm enerjisini bu yolda tüketir. Tükenmiş bir şekilde bu dünyadan göçer gider. Vesileleri put edinmeyin. Vesile yani adı üstünde araç. Size verilen araçları ahiretinizi inşa etmede kullanın.

----- 11.Hud Suresi 16.Ayet -----
İşte onlar ahirette kendileri için ateş dışında bir şey olmayan kimselerdir. Orada (dünyada) yaptıkları boşa gitmiştir. Yapmakta oldukları şeyler de (zaten) batıldır (geçersizdir).
Sayfa: 251, Cüz: 13
----- 13.Rad Suresi 26.Ayet -----
Allah dilediği kimseye rızkı genişletir ve (dilediği şekilde) takdir eder. Onlar dünya hayatı ile sevindiler. (Oysa) dünya hayatı ahirete göre (ahiretin yanında nefse hoş gelen, geçici) bir faydalanmadan başka bir şey değildir.
Sayfa: 254, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 3.Ayet -----
Dünya hayatını ahirete tercih edenler, (insanları) Allah yolundan alıkoyup onun eğriliğini arzulayanlar, işte onlar derin bir sapıklık içerisindedirler.
Sayfa: 261, Cüz: 14
----- 15.Hicr Suresi 3.Ayet -----
Bırak onları yesinler, eğlensinler ve emel (arzu) onları oyalasın. Sonra (gerçeği) öğrenecekler.
Sayfa: 272, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 55.Ayet -----
(Bunu,) kendilerine verdiğimiz şeylere (nimetlere) nankörlük edip, gizleyip örtmek için (yapmaktadırlar). Öyleyse faydalanın (eğlenin bakalım). Sonra (nasıl olsa gittiğiniz yolun yanlışlığını) öğreneceksiniz.
Sayfa: 278, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 107.Ayet -----
Bu (durum), onların dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah'ın kafirler topluluğuna hidayet etmeyeceğindendir.
Sayfa: 279, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 117.Ayet -----
(Dünya hayatında nefse hoş gelen) az bir faydalanma, (ardından ahirette ise) onlar için elem verici bir azap vardır.
Sayfa: 283, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 18.Ayet -----
Kim dünya hayatını isterse orada dilediğimiz şeyi istediğimiz kimse için kendisine çabuklaştırırız, sonra da onun için cehennemi var ederiz. Kınanmış ve kovulmuş olarak ateşe/cehenneme yaslanır.
Sayfa: 288, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 72.Ayet -----
Kim burada (dünyada) kör ise ahirette de kördür. (Hatta) daha da yoldan çıkıp sapıtmıştır.

Yine tekrar etmek gerekirse bu dünya hayatı ahirete hazırlanma yeridir. Bu dünyada özümüzdeki Hak'ikati yani Allah'ın varlığını idrak edip, bizi oluşturan, bizde zahir olan Allah isimlerini tanıyıp, onları geliştirmemiz gerekir. Eğer bunlardan perdeli (kör) isek, bu dünyada Allah'ı tanıma, O'na yakîn olabilme şansını elde edemediysek, ahirette vay halimize! Zaten ahirette yaşanacak pişmanlık ta budur. Güçsüz, bitap halde Allah'tan, bizi meydana getiren Allah isimlerinden, onların bize vereceği güçten yoksun, bu dünyada gerekli enerjiyi (gücü) toplayamamış bir halde, gerçekler yüzümüze çarpınca, geri dönüp te telafi etmek isteriz ama nafile. Geri dönüşü olmayan bu noktada pişmanlık ateşinde yanıp, kavruluruz. O yüzden bu dünyanın geçici menfaatlerinin peşinden koşanlara özenmeyin, onlar kördürler, gafildirler. Onlar yoldan sapmışlardır.

----- 17.İsra Suresi 73.Ayet -----
Doğrusu, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için (müşrikler) neredeyse seni ayartacaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi.

Kıyamet gününe kadar Ademoğullarını yoldan çıkarmak için icazet alan İblis, vehim kuvveti ile insanlara vesvese verip, onları ayartır. Normalde her kul sırat-ı müstakim üzere olmalıdır. Şeytan ve avanesinin görevi ise bu yoldakilere sataşmaktır. Yeryüzü boyutunda bize bahşedilen duyu organlarımız ile algılayamadığımız cin şeytanları insan beyinlerine yolladıkları sinyaller ile onları etkilemeye çalışır. İnsan beyni de kendi gelişimine göre bu sinyalleri engelleyebilir de bunlara yenik de düşebilir. Zikir ve ibadetler bu sinyallere karşı güçlü olmamız için vardır. İnsan beyni anne karnından itibaren programlanır. Cin şeytanlarından gelen sinyaller de bir çeşit programlamadır. Zikir ve ibadetler de engelleyici programlardır. Bunlar işin teknik kısımları. Bir de insan şeytanları vardır ki, biz aslında bunları beş duyumuz ile görürüz, işitiriz, lakin basiret sahipleri gerçek anlamda bunları tanıyabilir. İnsan şeytanları, cin şeytanlarının emrine girmiş, onların vesveselerine yenik düşmüş olanlardır. Cin şeytanlarının etkisi altındaki bu insanlar artık "Şeytaniyete" hizmet ederler ve bu çerçevede hareket edip tıpkı sahipleri gibi onlar da doğru yolda bulunanları saptırmaya uğraşırlar. Bu insanların hayatları bir sınav vesilesi olarak imrendirici olabilir. Bu sınav kendilerinin mal-mülk ile imtihanı şeklinde de olabilir, başkalarının bu servetlere özendirilmesi şeklinde de. Şeytan ve avanesi "Yol"da olanlara vesvese verir; "Bak felan şunu almış, sen de al. Bak felan şunu yapmış, sen de yap. Daha çok al, daha çok biriktir. Gününü yaşa, bir daha mı gelecen bu dünyaya,..." İşte bunlar seni ayartmaya çalışırlar, kendilerine benzetmeye çalışırlar, ancak onlar gibi olursan seni aralarına alırlar. Geçici dünyanın, faydasız menfaatlerinin peşine düşenlerin aslında boyunlarında tasma, tasmanın ucunda da İblis ve avanesi vardır da onlar bunun farkında değildirler.

----- 17.İsra Suresi 74.Ayet -----
Biz sana sebat vermiş olmasaydık, az bir şey (de olsa) neredeyse onlara yaslanacaktın.

Dünya imtihanlarında yalnız Allah'a güvenip, yaslananlar, O'na yakîn elde etme hususunda kazançlı çıkarlar. Dünya menfaatlerini gözetip, düşman ve tehditleri karşısında bir adım dahi geri atanlar, ahiret yolunda çok daha fazlasıyla geri kalırlar. Başımıza her ne isabet ederse Allah'tandır. Cin ve insan şeytanları bizi başımıza gelen hadiselerle korkuturlar, vesvese verirler. Bak, malını kaybedersin, canını kaybedersin, sağlığını kaybedersin gibi vehimlerle etkilemeye çalışırlar. Bunlar, insanları dünyaya meylettirme amaçlıdır. İnsan dünyaya meylettikçe, daha çok içine düşer. Belki attığı ilk adım küçük gibidir ama bu küçük adımlar birbirini izler. Bataklık içinde hareket etmeye çalıştıkça daha çok içine doğru çekilir. O yüzden en ufak bir şüphede dahi bu tür tehlikelerden uzak durmalı, dünya kaygısı ile değil, Allah'a uzak düşme kaygısı ile hareket etmeli, taviz vermemeliyiz. Allah bizlere her türlü cin ve insan şeytanına karşı uyanık olabilmeyi nasip etsin, bu tür varlıkları bizlerden uzak eylesin.

Sayfa: 296, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 28.Ayet -----
Yüzünü (açığa çıkış halini) isteyerek (arzulayarak) sabah akşam Rablerine dua edenlerle birlikte sen de nefsine (nefsinin dünyevi arzularına) sabret. Dünya hayatının (geçici) süsünü isteyerek (arzulayarak) gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, hevasına (heves ve arzularına) tabi olan ve işi aşırılık olan kimseye boyun eğme.
----- 18.Kehf Suresi 34.Ayet -----
Onun (iki bahçe sahibinin başka) bir kazancı (daha) vardı. Bundan dolayı arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi; "Ben mal bakımından senden daha çok, kişi bakımından da daha üstünüm."

Mal/mülk sahibi, çok evlat, geniş aile sahibi olanların fitnesi/imtihanı... Allah'ın kendilerine bahşettiği bu nimetlere güvenip yaslananlar imtihandan başarısız olanlardır. Bunları gözü görmeyip ahiret yolunda vesile olarak kullananlar imtihandan başarılı olanlardır. Rabbinin yaşatacaklarına, öyle yada böyle başına her ne gelirse Rabbinden bilip, sırtını sadece O'na dayayanlar felaha ermiştir. Maddi dünyanın maddesinin pençesinde debelenenler kendi yarattıkları cehennem ateşinde yanmaktadırlar. Maddi dünyanın musibetlerini her halükarda kabul edip, hazmedebilenler "El-An" kendi inşa ettikleri köşklerde, tahtlara kurulmuş sefa sürmektedirler. Ne mutlu "!!!Yoksullara!!!", "Cennet Krallığı" onların olacaktır.

Sayfa: 298, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 46.Ayet -----
Mal ve oğullar (nefse hoş gelen) dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise Rabbinin katında hem sevap (mükafat) bakımından, hem de ümit bağlama bakımından daha hayırlıdır.
Sayfa: 312, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 15.Ayet -----
"Gerçekten kıyamet saati gelmektedir. Her nefsin çabaladıklarının (peşinden koşup uğruna hayatlarını tükettiklerinin) karşılığını alması için neredeyse onu (kendimden) gizleyecektim."
----- 20.Ta Ha Suresi 16.Ayet -----
"Bu yüzden ona (kıyamet gerçeğine) iman etmeyip, hevasının (heves ve arzularının) peşinden giden kimse sakın seni ondan (ona hazırlanmaktan) alıkoymasın, yoksa helak olursun."
Sayfa: 337, Cüz: 17
----- 22.Hac Suresi 55.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler ise ta ki kıyamet saati ansızın kendilerine gelene kadar yada kısır bir günün azabı kendilerine gelene kadar bundan (tüm bu ayetler ve alametlerden) şüphe içerisinde olmaya devam ederler.

Ahirete (gaip olana/görmediklerine) karşı, maddi hayatı (gördüklerini) satın alanlar, maneviyata inememiş madde bağımlıları ancak gerçek ile yüzleşince akılları başlarına gelip, pişmanlığa düşerler.

Sayfa: 375, Cüz: 19
----- 26.Şuara Suresi 207.Ayet -----
(Dünya hayatında) !!!eğlendirildikleri!!! şeyler kendilerine hiçbir fayda vermez.
Sayfa: 392, Cüz: 20
----- 28.Kasas Suresi 61.Ayet -----
O halde kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve ona (o vaade) kavuşacak olan kimse, kendisini dünya hayatının nefse hoş gelen şeyleri ile faydalandırdığımız (eğlencesi ile eğlendirdiğimiz) sonra da kıyamet günü (hesap için huzurumuza) getirileceklerden olan kimse gibi midir?
Sayfa: 394, Cüz: 20
----- 28.Kasas Suresi 79.Ayet -----
Ardından (Karun,) süsü (ihtişamı) içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler; "Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim için de olsa, doğrusu o büyük bir şans sahibidir" dediler.
Sayfa: 403, Cüz: 21
----- 29.Ankebut Suresi 64.Ayet -----
Bu dünya hayatı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Elbette ahiret yurdu, işte o hayattır. Keşke biliyor olsalardı.

Ben bilirim zannında maddenin esaretinde hayatı tüketenler, işte siz ancak belli bir vakte kadar "eğlendirilmektesiniz".

----- 29.Ankebut Suresi 66.Ayet -----
Kendilerine verdiklerimize nankörlük edip küfre düşsünler ve (geçici dünya zevkleri ile) faydalanıp eğlensinler (bakalım). Fakat öğrenecekler.

Bu dünya hayatında, özellikle de günümüzdeki bilimsel gelişmelerin hız kazanması ile birlikte artık bir şeyler biliyoruz, evreni keşfettik "zan"ları çoğalan manadan kopuk, madde bağımlıları, özellikle siz, o elinizdeki bilim dediğiniz, kendinizden bildiğiniz "zan"larınız ile eğlenin. Siz de öğreneceksiniz, ilim aslında kiminmiş.

Sayfa: 406, Cüz: 21
----- 30.Rum Suresi 29.Ayet -----
Bilakis, zulmedenler bilgisizce hevalarının (heves ve arzularının) peşinden gitmiştir. Öyleyse, Allah'ın saptırdığı kimseyi kim hidayete erdirebilir? Onların yardımcıları da yoktur.
Sayfa: 411, Cüz: 21
----- 31.Lokman Suresi 13.Ayet -----
Bir zamanlar Lokman oğluna öğüt verirken; "Ey oğulcuğum! Allah'a şirk koşma. Doğrusu şirk çok büyük bir zulümdür" demişti.

İnsan nefsinin "Hak"ikatine karşı çok zalimdir! Ancak bunun farkında değildir. Gaflet içerisinde ömrünü bu maddi dünyanın eğlencesi ile tüketir. Perde kalkıp, "Hak"ikat ortaya çıktığında, cehennem olarak pişmanlık ateşi ona yeter. Bu dünya hayatında nelerin peşinden koştu, neleri dert edindi, neler ile ömrünü boş yere tüketti. Hepsi bir "rüya" gibi geçip, gitmiş. Vesileleri, sebepleri ilah edinmiş... "Hak"ikatten perdelenmiş!

Sayfa: 413, Cüz: 21
----- 31.Lokman Suresi 33.Ayet -----
Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve bir babanın evladından yana, bir evladın da babasından yana herhangi bir şeyi telafi edemeyeceği (kendisine yardımcı olup kurtaramayacağı) bir günden (gelmesinden) korkun. Şüphesiz ki Allah'ın vaadi Hak'tır. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, aldatıcı (şeytan) da sizi Allah ile aldatmasın.
Sayfa: 434, Cüz: 22
----- 35.Fatır Suresi 5.Ayet -----
Ey insanlar! Şüphesiz ki Allah'ın vaadi Hak'tır. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın, aldatıcı (şeytan) da sizi Allah ile aldatmasın.
Sayfa: 470, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 39.Ayet -----
"Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak (nefse hoş gelen, geçici) bir faydalanmadır. Ahiret ise gerçekten yerleşme yurdudur."
Sayfa: 486, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 36.Ayet -----
Size herhangi bir şeyden her ne verildiyse, dünya hayatının bir faydalanmasıdır (nefse hoş gelen bir şeyidir). Allah katında bulunanlar ise iman edip, yalnız Rablerine tevekkül edenler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Sayfa: 491, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 35.Ayet -----
Ve süslemeler (yapardık). Tüm bunlar dünya hayatının (nefse hoş gelen, faydasız) eğlencelerinden başka bir şey değildir. Ahiret ise Rabbinin katında takva sahipleri içindir.
Sayfa: 494, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 83.Ayet -----
Artık bırak onları, vaad olundukları güne kavuşana kadar (dünya hayatının geçici nimetlerine) dalsınlar, eğlensinler.
Sayfa: 501, Cüz: 26
----- 45.Casiye Suresi 35.Ayet -----
"Bu (durumunuz), Allah'ın ayetlerini alaya almanız ve dünya hayatının sizi aldatmış olmasındandır." Böylece bugün oradan (ateşten) çıkarılmazlar, onlara müsamaha da gösterilmez.
Sayfa: 507, Cüz: 26
----- 47.Muhammed Suresi 12.Ayet -----
Şüphesiz ki Allah, iman edip, salih ameller işleyenleri altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. (Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler ise (dünya hayatlarında) faydalanıp, eğlenmekte ve !!!hayvanların!!! yediği gibi yemektedirler (tüketmektedirler). Ateş (cehennem) onların ikamet yeridir.
Sayfa: 508, Cüz: 26
----- 47.Muhammed Suresi 25.Ayet -----
Doğrusu kendilerine hidayet (doğru yol) apaçık belli olmasından sonra (buna rağmen) arkalarına (eski hallerine) geri dönenler, şeytan onlara (yaptıklarını) güzel göstermiş, (emellerini) uzatmıştır.
----- 47.Muhammed Suresi 26.Ayet -----
Bu onların, Allah'ın indirdiğini beğenmeyenlere; "Bazı işlerde sizin sözünüzü dinleyeceğiz" demeleri sebebiyledir. Allah onların gizlediklerini bilir.
Sayfa: 509, Cüz: 26
----- 47.Muhammed Suresi 36.Ayet -----
Dünya hayatı ancak oyun ve eğlenceden ibarettir. Eğer iman eder ve (Sünnetullah'tan) sakınırsanız, (Allah) size ecirlerinizi (mükafatlarınızı) verir ve sizden mallarınızı istemez.
Sayfa: 522, Cüz: 27
----- 52.Tur Suresi 12.Ayet -----
Daldıklarında oynayıp eğlenen (yalanlayan) kimselerin (vay haline).
Sayfa: 526, Cüz: 27
----- 53.Necm Suresi 29.Ayet -----
O halde zikrimizden (bizi anmaktan) yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselerden uzaklaş.
Sayfa: 539, Cüz: 27
----- 57.Hadıd Suresi 20.Ayet -----
Biliniz ki dünya hayatı oyun, eğlence, süs, aranızda övünme, mal ve evlatlarda çoğalma yarışıdır. (Bunun) misali kafirlerin hoşuna giden yağmurun (bitirdiği) bitkisi gibidir. Sonra (Allah) onu olgunlaştırır, akabinde onun sarardığını görürsün, sonra da çer çöp olur. Ahirette ise şiddetli bir azap, Allah'tan bağışlama ve rıza (Allah'ın kulundan razı olması) vardır. Dünya hayatı kibrin faydalanmasından (yada aldatıcı bir eğlenceden) başka bir şey değildir.
Sayfa: 553, Cüz: 28
----- 62.Cuma Suresi 11.Ayet -----
Bir ticaret yada eğlence görünce seni ayakta bırakarak (birliğinizi bozup) oraya dağıldılar. De ki; "Allah katında bulunanlar eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır."
Sayfa: 569, Cüz: 29
----- 70.Mearic Suresi 42.Ayet -----
Artık bırak onları, vaad olundukları günlerine kavuşana kadar (dünya hayatının geçici nimetlerine) dalsınlar, eğlensinler.
Sayfa: 575, Cüz: 29
----- 74.Müddessir Suresi 45.Ayet -----
"Biz de (geçici dünya zevklerine) dalanlarla beraber (boş işlere) dalıyorduk."
Sayfa: 577, Cüz: 29
----- 75.Kıyame Suresi 20.Ayet -----
Hayır. Doğrusu siz dünya hayatını seviyorsunuz.
Sayfa: 579, Cüz: 29
----- 76.İnsan Suresi 27.Ayet -----
Doğrusu onlar (insanlar) dünya hayatını severler, ağır bir günü arkalarında bırakırlar.

Dünya yüklerinin ağırlığı! Dünyanın peşinden koştukça ağırlığı üstünüze biner. Vazgeçebildiğiniz kadar özgür olup, hafiflersiniz.

Sayfa: 580, Cüz: 29
----- 77.Mürselat Suresi 46.Ayet -----
Yiyin ve (bu dünya hayatının geçici nimetlerinden) biraz (daha) faydalanıp eğlenin, doğrusu siz günahkarlarsınız.
Sayfa: 583, Cüz: 30
----- 79.Naziat Suresi 38.Ayet -----
Ve dünya hayatını tercih edene,..
Sayfa: 591, Cüz: 30
----- 87.Ala Suresi 16.Ayet -----
Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
----- 87.Ala Suresi 17.Ayet -----
Ahiret (hayatı) daha hayırlı ve daha kalıcı olduğu halde.
Sayfa: 600, Cüz: 30
----- 102.Tekasür Suresi 1.Ayet -----
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ
Çoğalma (yarışı) sizi meşgul etti.
----- 102.Tekasür Suresi 2.Ayet -----
Ta ki mezarlıkları ziyaret etmenize kadar.