Kuran'da en çok bahsi geçen ve buna mukabil üzerinde en çok durulması gereken, insanın aslında ne olduğunu kavrayabileceği, yaşadığı sistemi anlayabileceği, bunu anladığında da "Hak'ikat"ini idrak edip "hatırlayabileceği" konudur.

Bu dünya hayatında insan denen "mahluk" iki yapıdan oluşur. Bunlardan biri yeryüzü bedenidir, diğeri de gök/sema varlığıdır. Yeryüzü bedenini, madde boyutundaki tabiat kaynaklı binek hayvanı yada avatar şeklinde isimlendirebiliriz. Gök varlığını ise bilinç/şuur boyutunda ruh/dalga beden olarak isimlendirebiliriz.

Yeryüzü bedeni hayvan tabiatlıdır. Doğası, şehvetleri, hep azgın tabiatlıdır. Bu yüzden Allah'u teala ben yeryüzünde bir halife yaratacağım dediği vakit, melekler orada kan dökecek, fesat çıkaracak birini mi yaratacaksın demişlerdi. Melekler yeryüzünü biliyorlardı. Yeryüzü kaydına kim düşerse, gerekli korunmaları/ibadetleri yapmadığı takdirde sonu fesattı.

Hz.Adem ilk yaratıldığında yeryüzünde değildi. Gök varlığı ile farklı bir alemdeydi. Sonrasında yaptığının sonucu olarak yeryüzüne (beden kaydına) indirildi. Bu inme gökten aşağı düşme şeklinde değildir. Bilinç/algı olarak farklı bir frekans aralığına geçmiştir.

Keza miraç hadisesi de aynı şekildedir. Mekke'den Mescid-i Aksa’ya kadar yeryüzü bedeni ile, sonrasında ise farklı frekanslara bilinç olarak gök/sema kapılarından geçiş ile olmuştur.

Keza Hz.İsa'nın göğe yükseldi denmesi de yine aynı şekildedir. Yeryüzü avatarı/bedeni/cesedi burada kalmış/ondan inmiş, gök varlığı ile farklı bir alemde devam etmiştir.

Hatta ölenler için de yine ruhu göğe yükseldi denir.

Ama bizim üzerimizdeki mavi gök kubbe değil! İkisi farklı şeyler.

Mesela Kuran'da çeşitli yerlerde geçen "Allah'ın gökten yağmur indirmesi"ni zahir olarak yağmur şeklinde de anlayabilirsiniz, insanın özünden gök/sema boyutundan bu boyuta doğru bu yeryüzündeki bilincine inzal olan ilim/nur şeklinde de anlayabilirsiniz.

O yüzden Kuran derin bir okyanustur. Herkes farklı farklı algılayabilir. Mertebesine, kapasitesine göre. Hatta aynı kişi her okuyuşunda kendisinde farklı farklı açılımlar olabilir. Allah dilerse o kuluna, o bilgiyi açar. İşte o zaman gökten yağmur inmiş olur!

Şeytan, cin diye tabir ettiğimiz varklıklar da yeryüzü kaydında mevcut değillerdir. Farklı göklerde (boyutlarda/frekans aralıklarında) bulunurlar. Dünya semasına (göğüne) gelip, burada olanlara/olacaklara kulak misafiri oldukları söylenir. Kuran'da buna işaret eden ayetler de vardır. Bazen yeryüzü kaydına geçişlerinin de olduğu yine hem resulullah hem de başkaları tarafından söylenmiştir. Bu aslında madde olarak yeryüzünde yeralma şeklinde değil de, gözlemcinin/alıcının beynine gerekli sinyalleri yollayarak onun algısında/beynin görme merkezinde belirme şeklindedir.

Keza melekler de aynı şekilde.

Keza uzaylı zannedilenler de!

Ancak şuna dikkat edilmesi gerekir ki, tüm bu yaşananlar insanın kendinde yaşanmaktadır. Yeryüzü, gökler, farklı boyutlar, cinler, periler,... Evren aslında insanda saklıdır.

Sayfa: 3, Cüz: 1
----- 2.Bakara Suresi 19.Ayet -----
Yahut (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek bulunan sağanak bir yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir. Yıldırımlardan ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. (Oysa) Allah, kafirleri (tamamen) kuşatmıştır.

Gökten (dünya semasından/boyutundan) inen yağmurlar (ilim/fikir/vesvese/genetik/şartlanma şeklinde her türlü duygu ve düşünce). Yani yeryüzü (beden kaydımız/algımız), buna en yakın dünya seması/boyutu. Cinlerin dünya semasına ziyaretleri/vesvese vermeleri. Gökten inen Kuran, aslında semadan inzal olan bilgi/data. Bu kavramları yan yana bir şekilde dikkatli değerlendirelim. Çok karşımıza çıkacak.

----- 2.Bakara Suresi 20.Ayet -----
Şimşek neredeyse bakışlarını alır. Onları aydınlattıkça onda (ışığında) yürürler, üzerlerine karanlık basınca da dikilip kalıverirler. Şayet Allah dileseydi elbette işitmelerini ve görmelerini giderirdi (alıverirdi). Hiç şüphesiz Allah her şeye Kadir'dir.

Dünya semasında/boyutunda karanlık yağmurlara (şeytani fikirlere) maruz kalanlara, yeryüzü kaydında/algısında şimşek çaktığında (Hak'ikat nuru/ilmi zuhur ettiğinde) ortalık aydınlanır. Bu aydınlıktan (nurdan/ilimden) kiminin nasibi vardır alır değerlendirir, kimi de zaten kör ve sağırdır, istidatı/fıtratı bu değerlendirmeye elverişsizdir.

----- 2.Bakara Suresi 22.Ayet -----
O (Allah), sizin için yeryüzünü bir döşek, göğü de bina olarak var eden, gökten su indirip, onunla size rızık olarak (çeşitli) ürünler çıkarandır. O halde bile bile Allah'a eşler var saymayın.

Yeryüzü kaydında bilinç varlık olarak avatarlarımız ile seyir halindeyiz. Araçlarımız (vasıtalarımız) bu yeryüzünden, buraya ait. Biz onlar değliz. Yeryüzünden ayrılınca onlar ile işimiz bitecek. Frekans algımız/aralığımız buraya ayarlı. Frekans aralıkları bizim algımız dışında kalan alemler/boyutlar bize göre gayb. Aynı şekilde oraların canlıları da. Bir kısmı bizim semamızda/dünya boyutumuzda bizimle temas halinde (beynimize gelen frekanslar/beynimizin algılayabildikleri, örnek olarak cinlerden yayılan, galaksilerden, yıldızlardan gelen veriler). Bu dünya hayatımızdan sonra da dalga bedenimiz ile yeni alemlerde/boyutlarda yeni avatarlara binecez.

Sayfa: 4, Cüz: 1
----- 2.Bakara Suresi 29.Ayet -----
O (Allah), yeryüzünde bulunanların hepsini sizin için yaratan, sonra semaya istiva edip, akabinde onları yedi gök (boyut) halinde düzenleyendir. O her şeyi hakkıyla bilendir.
Sayfa: 5, Cüz: 1
----- 2.Bakara Suresi 30.Ayet -----
Rabbin meleklere; "Ben yeryüzünde (beden kaydında) bir halife var edeceğim" dediği vakit, (melekler); "Biz Sen'i hamdin ile tesbih ediyor ve takdis ediyor iken Sen orada (yeryüzünde) fesad çıkaracak (bozgunculuk yapacak), kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. (Allah;) "Hiç şüphesiz ben sizin bilmediklerinizi bilirim" dedi.

Yeryüzü varlıkları, yeryüzünün sahip olduğu güçlerin etkisi ile fesat çıkarmaya, doğru yoldan sapmaya meyillilerdir. Meleklerin, insanoğlunun fesat çıkaracaklarını en baştan bilmeleri insanı bilmelerinden değil de -ki yeni yaratılıyor, bilemezler- yeryüzünün yapısını bilmelerinden kaynaklı olduğunu düşünmekteyim. Her nefis sahibi insan, nefsinin ve bu yeryüzü tabiatının esiridir. Zaten adına "sınav" denen bu hayatta yapmamız gereken -ki ben bunu genel olarak algınanan şekilde sınav diye nitelemekten kaçınıyorum- bu yeryüzünün yani tabiatın getirdiği ve yine nefsin getirdiği olumsuzluklar ile mücadele edip, arınabilmek, salih bir kul olabilmektir.

----- 2.Bakara Suresi 33.Ayet -----
(Allah;) "Ey Adem! Onlara (meleklere) o isimleri bildir" dedi. Adem o isimleri bildirince, (Allah;) "Ben size, göklerin ve yeryüzünün gaybını (görülmeyenini/algılanmayanını) bilirim, sizin açığa vurduklarınızı ve gizlemekte olduklarınızı da bilirim demedim mi?" dedi.
----- 2.Bakara Suresi 36.Ayet -----
Sonra şeytan o ikisini (Adem ve eşini) orası (cennet) hakkında yanılttı, böylece o ikisini içinde bulundukları şeyden (cennetten/cennet halinden) çıkardı. (Bunun üzerine) biz de; "Birbirinize düşman olarak (oradan) inin. Sizin için yeryüzünde (beden kaydında) bir vakte kadar bir yerleşim ve faydalanma vardır" dedik.

Ademoğlunun yeryüzü avatarına/bineğine geçiş anı. Beden kaydı yok iken (cennette) sürdükleri hayat sonrası, bu duruma düşmek aşağıların aşağısına düşmek olarak nitelenmiştir.

Sayfa: 16, Cüz: 1
----- 2.Bakara Suresi 107.Ayet -----
Bilmez misin ki, göklerin ve yeryüzünün mülkü Allah'ındır? Sizin için Allah olmaksızın ne bir dost, ne de bir yardımcı yoktur.
Sayfa: 17, Cüz: 1
----- 2.Bakara Suresi 116.Ayet -----
(Küfre düşenler) dediler ki; "Allah oğul edindi!" O subhandır (her şeyden münezzehtir). Aksine, göklerde (boyutlarda)  ve yeryüzünde her ne varsa O'na aittir. Hepsi O'na boyun eğer (itaat eder).
----- 2.Bakara Suresi 117.Ayet -----
O (Allah), göklerin (boyutların) ve yeryüzünün yaratıcısıdır (yoktan icat edeni). Bir işin olmasına hüküm verdiği zaman ona sadece "Ol!" der ve (o iş) akabinde hemen oluverir.
Sayfa: 24, Cüz: 2
----- 2.Bakara Suresi 164.Ayet -----
Muhakkak ki göklerin ve yeryüzünün yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara fayda veren şeyler ile denizde akıp giden gemide, Allah'ın gökten indirip onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat verdiği suda ve orada her türlü canlıyı yaymasında, rüzgarları ve yer ile gök arasında boyun eğdirilmiş (emre hazır) bulutları yönlendirmesinde elbette akıl erdirebilen bir kavim için alametler vardır.

Gökler (semalar/boyutlar)-yeryüzü, ruh-beden, deniz-gemi, tatlı su-tuzlu su ve aralarında engel/berzah... Bunlar sırf zahir olarak değerlendirilmemesi gereken, birbiri ile bağlantılı derin konulardır. Kuran, daldıkça daha da değerli inciler çıkarabileceğiniz bir bilgi/data okyanusudur.

Sayfa: 41, Cüz: 3
----- 2.Bakara Suresi 255.Ayet -----
Allah, O'ndan başka ilah (tanrı) olmayan, Hayy (bütün hayatların kaynağı diri) olan, Kayyum (bütün varlığın idaresini yürüten her an daim) olandır. O'nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Semalarda ve yeryüzünde ne varsa O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? (Kullarının) önlerindekileri (yapacaklarını) ve arkalarındakileri (yaptıklarını) bilir. İlminden, Kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü, (bütün) semaları ve yeryüzünü kaplayıp kuşatmıştır. O ikisini (semaları ve yeryüzünü) koruyup gözetmek O'na güç gelmez. O çok yücedir, çok büyüktür.
Sayfa: 48, Cüz: 3
----- 2.Bakara Suresi 284.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'a aittir. Nefislerinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah onunla sizi hesaba çeker. Ardından dilediğini bağışlar, dilediğini de azaba uğratır. Allah her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 52, Cüz: 3
----- 3.Al-i İmran Suresi 29.Ayet -----
De ki; "Gizleseniz de açığa vursanız da Allah göğüslerinizde olanı bilir. Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olanları da bilir. Allah her şeye Kadir'dir."
Sayfa: 56, Cüz: 3
----- 3.Al-i İmran Suresi 55.Ayet -----
O zaman Allah şöyle dedi; "Ey İsa! Gerçekten ben seni yanıma alıp kendime yükselteceğim, seni küfre düşenlerden arındıracağım ve sana tabi olanları kıyamet gününe kadar onların üzerinde kılacağım. Sonra dönüşünüz (başlangıç noktanız) ancak banadır. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda ben hüküm vereceğim."
Sayfa: 59, Cüz: 3
----- 3.Al-i İmran Suresi 83.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde kim varsa ister istemez O'na teslim olmuş ve ancak O'na döndürülecek iken Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?
Sayfa: 63, Cüz: 4
----- 3.Al-i İmran Suresi 109.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. (Bütün) işler ancak Allah'a döndürülür.
Sayfa: 65, Cüz: 4
----- 3.Al-i İmran Suresi 129.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olan ne varsa Allah'ındır. Dilediği kimseyi bağışlar, dilediğine de azap eder. Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 74, Cüz: 4
----- 3.Al-i İmran Suresi 189.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır. Allah her şeye Kadir'dir.
----- 3.Al-i İmran Suresi 190.Ayet -----
Muhakkak ki, göklerin (boyutların) ve yeryüzünün yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için alametler vardır.
----- 3.Al-i İmran Suresi 191.Ayet -----
Onlar (akıl sahipleri), ayakta, otururken ve yanları üzerinde (yatarken) Allah'ı zikrederler (anarlar), göklerin ve yeryüzünün yaratılışı hakkında tefekkür ederler (iyice düşünürler ve şöyle derler;) "Rabbimiz! Sen bunu batıl (geçersiz olarak) yaratmadın, Seni (bunu yapmaktan) tenzih ederiz. Bizi ateş azabından koru."
Sayfa: 97, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 126.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. Allah her şeyi kuşatandır.
Sayfa: 98, Cüz: 5
----- 4.Nisa Suresi 131.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. And olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de Allah'tan sakınmanızı tavsiye ettik. Eğer (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşerseniz, (bilin ki) hiç şüphesiz göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. Allah hiçbir şeye muhtaç olmayandır, övgüye tek layık olandır.
----- 4.Nisa Suresi 132.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter.
Sayfa: 102, Cüz: 6
----- 4.Nisa Suresi 157.Ayet -----
Ve (bir de şu sebeptendir;) "Biz Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri. (Ancak) onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, lakin (bu) onlara benzetildi (öldürdükleri kişi onlara İsa gibi gösterildi). Bunun hakkında ihtilafa düşenler, gerçekten bunda bir şüphe içerisindedirler. Zanna uyma dışında bu hususta bir bilgileri yoktur. Kesin olarak onu öldürmediler.
----- 4.Nisa Suresi 158.Ayet -----
Bilakis, Allah onu (İsa'yı) kendine (doğru) yükseltmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 103, Cüz: 6
----- 4.Nisa Suresi 170.Ayet -----
Ey insanlar! Resul size Rabbinizden Hak ile gelmiştir (size Hak'ikati getirmiştir). Bu sebeple iman edin. (Bu) sizin için daha hayırlıdır. Eğer (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşerseniz, (iyi bilin ki) hiç şüphesiz göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 104, Cüz: 6
----- 4.Nisa Suresi 171.Ayet -----
Ey Kitap ehli! Dininiz hususunda sınırı aşmayın ve Allah'a karşı gerçek (Hak) olmayan bir şey söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih ancak Allah'ın resulü, Meryem'e ilettiği kelimesi ve Kendisi'nden bir Ruh'tur. Bu sebeple Allah'a ve resullerine iman edin. "Üçtür" demeyin. Kendi hayrınıza (bundan) vazgeçin. Allah ancak tek bir ilahtır. Bir çocuğu olmasından münezzehtir O. Semalarda ve yeryüzünde ne varsa O'na aittir. Vekil olarak Allah yeter.
Sayfa: 109, Cüz: 6
----- 5.Maide Suresi 17.Ayet -----
And olsun ki, "Doğrusu Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler küfre düşmüşlerdir. De ki; "Şayet Allah, Meryem oğlu Mesih'i, onun annesini ve yeryüzünde bulunanların tamamını helak etmek istese, kim Allah'tan bir şeye sahip olabilir (O'na engel olabilir)?" Göklerin, yeryüzünün ve o ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkü Allah'a aittir. Dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 110, Cüz: 6
----- 5.Maide Suresi 18.Ayet -----
Yahudiler ve hristiyanlar; "Bizler Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. De ki; "Öyleyse niçin günahlarınızdan ötürü (Allah) size azap ediyor? Bilakis, siz O'nun yarattıklarından bir beşersiniz." O dilediği kimseyi bağışlar, dilediğine de azap eder. Göklerin, yeryüzünün ve o ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkü Allah'a aittir. Dönüş (dönüşüm) ancak O'nadır.
Sayfa: 113, Cüz: 6
----- 5.Maide Suresi 40.Ayet -----
Göklerin ve yeryüzünün mülkünün Allah'a ait olduğunu bilemedin mi? O dilediği kimseye azap eder, dilediği kimseyi de bağışlar. Allah her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 123, Cüz: 7
----- 5.Maide Suresi 97.Ayet -----
Allah, haram ev Kabe'yi, haram ayı, kurbanı ve (kurbanlara takılan) gerdanlıkları insanlar için ayakta tutma (nizam) olarak kılmıştır. Bu, Allah'ın semalarda ve yeryüzünde olanları bildiğini ve her şeyi hakkıyla bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Sayfa: 126, Cüz: 7
----- 5.Maide Suresi 120.Ayet -----
Göklerin (boyutların), yeryüzünün ve onların içinde bulunan her şeyin mülkü Allah'ındır. O her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 127, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 1.Ayet -----
Hamd, gökleri (boyutları) ve yeryüzünü yaratan, karanlıkları ve nuru (ışığı) var eden Allah'a mahsustur. (Hal böyleyken) yine de (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler (bunları görmeyip) Rablerine (başkalarını/kafalarındaki putlarını) denk tutuyorlar.
----- 6.Enam Suresi 3.Ayet -----
O, semalarda ve yeryüzünde olan Allah'tır (!La mevcude illallah!). O, gizlinizi de aşikarınızı da bilir, (aynı zamanda amellerinizin, yaptıklarınızın sonucu) kazanmakta olduğunuz şeyleri de bilir.
Sayfa: 128, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 12.Ayet -----
De ki; "Göklerde ve yeryüzünde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O (Allah), merhamet etmeyi kendine yazdı. O, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi toplayacaktır. Nefislerine (nefislerindeki Hak'ikati farkedemeyip kendilerine) yazık edenler, işte onlar iman etmezler.
----- 6.Enam Suresi 14.Ayet -----
De ki; "Gökleri (boyutları) ve yeryüzünü yaratan (programlayan), kendisi yedirdiği halde yedirilmeyen (bundan münezzeh olan) Allah'tan başkasını mı dost edineyim?" "Doğrusu ben (Sünnetullah'a) teslim (müslüman) olan ilk kimse olmakla emrolundum" de ve sakın şirk koşanlardan olma.
Sayfa: 135, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 73.Ayet -----
O (Allah), semaları ve yeryüzünü Hak ile yaratandır. (Bir şeye) "Ol!" dediği gün hemen oluverir. O'nun sözü Hak'tır. Sur'a üfleneceği gün hükümranlık O'nundur. O, gaybı (görülmeyeni/algılanmayanı) ve şehadeti (görüleni/algılananı) bilendir. O hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
Sayfa: 136, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 79.Ayet -----
"Doğrusu ben yüzümü (kıblemi - bakışımı) Hanif (Allah'ı birleyen) olarak semaları ve yeryüzünü yaratana (programlayana) yönelttim. Ben şirk koşanlardan değilim."

Yeryüzü kaydında Rububiyet nurundan yansıyanlardan perdelenme gafletini reddetme yolu ile fiil perdesinden kurtulup, esma ve sıfatları da geçip, Hakk'a vuslat edip Zat'a ererek, "Hanif" dinde karar kılmış.

Sayfa: 139, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 99.Ayet -----
O (Allah), gökten su indirendir. Biz onun ile (o su ile) her türlü nebatı, ondan da (o nebattan da) birbiri üzerine binmiş taneler çıkaracağımız bir yeşilliği, hurmaların tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve narı birbirine benzer ve benzemez bir halde çıkardık. Bunlar meyve verdiklerinde ve olgunlaştıklarında meyvelerine (bir) bakın. Muhakkak ki bunda iman eden bir topluluk için alametler vardır.
----- 6.Enam Suresi 101.Ayet -----
O (Allah), semaları ve yeryüzünü eşsiz bir şekilde yoktan var edendir. O'na eşlik edebilecek (O'nun dışında bir varlık) olmadığı, her şeyi O yaratmış olduğu halde nasıl olur da O'nun bir çocuğu olabilir? O her şeyi hakkıyla bilendir.
Sayfa: 154, Cüz: 8
----- 7.Araf Suresi 40.Ayet -----
Doğrusu ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlar hakkında büyüklük taslayanlar için göğün kapıları açılmayacak, deve iğne deliğine girmedikçe cennete giremeyeceklerdir. İşte suçluluların karşılığını bu şekilde veririz (yaptıklarından dolayı onları bu şekilde cezalandırırız).
Sayfa: 156, Cüz: 8
----- 7.Araf Suresi 54.Ayet -----
Hiç şüphesiz Rabbiniz; gökleri (boyutları) ve yeryüzünü altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden, geceyi kendisini acele olarak talep eden gündüze bürüyüp örten, emrine tabi (boyun eğdirilmiş) güneşi, ayı ve yıldızları (yaratan) Allah'tır. İyi bilin ki, yaratmak da emir de yalnız O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!
Sayfa: 169, Cüz: 9
----- 7.Araf Suresi 158.Ayet -----
De ki; "Ey insanlar! Gerçekten ben, göklerin ve yeryüzünün mülkü kendisinin olan, kendisinden başka ilah (tanrı) olmayan, hayat veren ve öldüren Allah'ın sizlerin hepinize (göndermiş olduğu) bir resuluyum. O halde Allah ile Allah'a ve sözlerine iman etmiş olan ümmi, nebi resulüne iman edin ve ona tabi olun. Umulur ki hidayete erersiniz (doğru yolu bulursunuz)."
Sayfa: 173, Cüz: 9
----- 7.Araf Suresi 185.Ayet -----
Göklerin ve yeryüzünün hükümranlığına, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimaline (hiç) bakmadılar mı? Artık bundan (Kuran'dan) sonra hangi söze iman edecekler?
Sayfa: 177, Cüz: 9
----- 8.Enfal Suresi 11.Ayet -----
O sırada (Allah) kendisinden bir emniyet olarak sizi uykuya daldırıyordu. Sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini (vesvesesini) sizden gidermek, kalplerinizi bağlamak (takviye etmek) ve ayaklarınızı sabit kılmak için gökten üzerinize su indiriyordu.

Burada "inzal"e ve "gökten su indirme"ye güzel bir örnek var!!! "Gökler ve Yeryüzü" ve "İnzal" bu konular umarım anlaşılıyordur.

----- 8.Enfal Suresi 12.Ayet -----
O anda Rabbin meleklere; "Ben sizinle beraberim, iman edenlere sebat verin. Ben kafirlerin kalplerine korku salacağım, böylece siz de onların boyunlarının üzerine vurun. Onların parmak uçlarının hepsine vurun" diye vahyediyordu.

İnsanın özünden gelen kuvvelerin !!!melek!!! olarak yeryüzü kaydında açığa çıkması.

Sayfa: 191, Cüz: 10
----- 9.Tevbe Suresi 36.Ayet -----
Şüphesiz gökleri ve yeryüzünü yarattığı gün Allah'ın Kitabı'nda (yazılmış olana göre - O'nun hükmüne göre), Allah katında ayların sayısı on ikidir. Onlardan dördü haram (aydır). İşte bu dosdoğru dindir. Bu nedenle onlarda (haram aylarda) kendinize zulmetmeyin. Müşriklerin sizinle topyekün savaştıkları gibi siz de onlarla topyekün savaşın. Allah'ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin.
Sayfa: 204, Cüz: 11
----- 9.Tevbe Suresi 116.Ayet -----
Hiç şüphesiz göklerin ve yeryüzünün mülkü Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. Allah olmaksızın sizin için ne bir veli (dost), ne de bir yardımcı yoktur.
Sayfa: 207, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 3.Ayet -----
Hiç şüphesiz Rabbiniz, gökleri (boyutları) ve yeryüzünü altı günde yaratıp sonra da arşa istiva eden (yerleşen), işi tertipleyen Allah'tır. O'nun izni sonrası hariç hiçbir şefaatçi yoktur. İşte O, Rabbiniz olan Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hala akıla getirip hatırlamayacak mısınız?
----- 10.Yunus Suresi 6.Ayet -----
Muhakkak ki, gecenin ve gündüzün ihtilafında (ard arda gelişinde/uzayıp kısalmasında), Allah'ın göklerde ve yeryüzünde yarattıklarında sakınan bir kavim için alametler vardır.
Sayfa: 209, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 18.Ayet -----
Allah olmaksızın kendilerine zararı da faydası da dokunmayan şeylere (putlara) kulluk edip; "Bunlar Allah nezdinde bizim şefaatçilerimizdir" diyorlar. De ki; "Siz Allah'ın semalarda ve yeryüzünde bilmediği(ni iddia ettiğiniz) bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onların şirk koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir.
Sayfa: 211, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 31.Ayet -----
De ki; "Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? Yada (gerçek anlamda) işitmenin ve görmenin sahibi olan? Ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkaran kim? Emri (işi - ilahi düzeni - Sünnetullah'ı) tertipleyen kim? Diyeceklerdir ki; "Allah". Öyleyse sen de de ki; "Hala sakınmayacak mısınız?"
Sayfa: 214, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 55.Ayet -----
İyi bilin ki, hiç şüphesiz göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde ne varsa Allah'ındır. İyi bilin ki, hiç şüphesiz Allah'ın vaadi Hak'tır. Lakin onların çoğu (bunu) bilmezler.
Sayfa: 215, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 66.Ayet -----
Bilesiniz ki, göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde her kim varsa Allah'ındır. Allah olmaksızın dua edenler (gerçekte) şirk koştuklarına tabi olmuyorlar, (aslında) zandan başka bir şeye tabi olmuyorlar. Onlar tahminde bulunmaktan başka bir şey yapmıyorlar.

Daha önceki ayetlerden farklı olarak bunda "men" edatı (akıllı varlıklar için olan) kullanılmıştır. Daha öncekilerde "mâ" edatı (akılsız varlıklar için olan) kullanılmıştı. Dolayısıyla ayetin meali de "Göklerde ve yeryüzünde her kim varsa Allah'ındır" oluyor. Yani toparlarsak, genel olarak yaratılmış her mahlukat, canlı yada (bize göre) cansız, hepsinin Tek sahibi vardır. Bir ikinci konu, hem yeryüzü hem de gökler için ayrı ayrı "men" edatı kullanılarak vurgu yapılmıştır ki bu bana göre evrende tek akıllı varlığın/yaratılmışın insan olmadığına işarettir. Ancak bu diğer varlıklar, "göklerde", yani farklı boyutlarda, yani bizim algılayamadığımız bize göre gayb olan frekans aralıklarındadırlar.

----- 10.Yunus Suresi 68.Ayet -----
"Allah çocuk edindi" dediler. O (bundan) münezzehtir. O hiçbir şeye muhtaç olmayandır. Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde ne varsa O'nundur. Bununla ilgili hiçbir hükme sahip değilsiniz. Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?
Sayfa: 219, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 101.Ayet -----
De ki; "Göklerde ve yeryüzünde ne olduğuna (bir) bakın." (Lakin) iman etmeyecek bir kavme alametler ve uyarılar fayda sağlamaz.
Sayfa: 221, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 7.Ayet -----
O (Allah), hanginizin amel bakımından daha iyi olduğunu denemek için arşı (daha) su üzerindeyken altı günde semaları ve yeryüzünü yaratandır. Onlara; "Gerçekten siz ölüm sonrasında diriltileceksiniz" dersen, küfre düşenler kesinlikle sana; "Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" derler.

Bu kesret penceresinden bir bakış açısıdır. Yoksa vahdet penceresinden bakıldığında Allah'ın kullarını denedikten sonra onların ne olduğunu bilmesi olacak şey değildir. Kuran farklı bakış açılarına hitap edebilecek şekilde yazılmıştır. Allah'a giden yollar farklıdır. Dileyen kesret yollarında dolanabilir. Hak'ikate tabi olanların yolu ise hep Bir'dir.

Sayfa: 226, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 52.Ayet -----
"Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin sonra da O'na tövbe edin ki, üzerinize yağmur taşıyan göğü göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkar olacak şekilde yüz çevirmeyin."

Yağmur taşıyan göğün kendilerine nasıl güç katacağını anlamak için "Gökler ve Yeryüzü" ve "İnzal" konularına bakınız.

Sayfa: 227, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 61.Ayet -----
Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). (Salih;) "Ey kavmim! Kendisinden başka ilahınız (tanrınız) olmayan Allah'a kulluk edin. O sizi yeryüzünden yaratmış ve sizi orada amir tayin etmiştir (imarıyla görevlendirmiştir). Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra da O'na tövbe edin. Hiç şüphesiz Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarına) icabet edendir" dedi.
Sayfa: 232, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 107.Ayet -----
Rabbinin dilemesi dışında, gökler ve yeryüzü durduğu müddetçe onlar orada (cehennemde) ölümsüzdürler (ebedi kalıcılardır). Hiç şüphesiz Rabbin istediğini layıkıyla yerine getirendir.
----- 11.Hud Suresi 108.Ayet -----
Said (bahtiyar) olanlara gelince, onlar ise cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında, gökler ve yeryüzü durduğu müddetçe kesintisiz bir ihsan olarak onlar orada (cennette) ölümsüzdürler (ebedi kalıcılardır).

Bu iki ayette geçen "Gökler ve yeryüzü durduğu müddetçe" ifadesinden cehennem ve cennetin bir sonu varmış anlamı çıkarılabilir. Ezeli ve ebedi olan yalnız Allah'tır. Zaten tevhid penceresinden bakıldığında da O'nun dışında bir varlık ta yoktur. Bir görüşe göre; O'nun dışında yaratılmış her mahlukun bir başı olduğundan, elbette bir de sonu olacaktır. Bunlara istinaden, cehennem ve cennet için kullanılan sonsuzluk ifadeleri, biz beşer aklına göre çok uzun bir zamanı ifade etmektedir. Sonunda her şey yaratılmasının öncesine dönecektir. Allahu alem.

Sayfa: 234, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 123.Ayet -----
Semaların ve yeryüzünün gaybı Allah'a aittir. Bütün işler O'na döndürülür. O halde O'na kulluk et ve O'na tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir.
Sayfa: 246, Cüz: 13
----- 12.Yusuf Suresi 101.Ayet -----
"Rabbim! Sen bana mülk verdin ve sözlerin yorumunu öğrettin. Semaların ve yeryüzünün yaratıcısı (programlayıcısı), Sen hem dünyada hem de ahirette benim gerçek ve yegane dostumsun. Benim canımı müslüman (teslim olmuş) olarak al ve beni salihlerin arasına kat."
Sayfa: 247, Cüz: 13
----- 12.Yusuf Suresi 105.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde nice alametler vardır da onlardan (bunları farketmeyerek yanlarından) yüz çevirip geçerler.
Sayfa: 248, Cüz: 13
----- 13.Rad Suresi 2.Ayet -----
Allah, semaları görebileceğiniz direkler olmaksızın yükselten, sonra arşa istiva eden (yerleşen), güneşe ve aya boyun eğdirendir (buyruğu altına alandır). (Bunların) hepsi belirli bir vakte (mühlete) kadar akıp gitmektedir. İşi tertipler. Ayetleri (alametleri) açıklar. Umulur ki Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanıyorsunuzdur.

العَبْدُ فِي التَفْكِيرِ والرَبُّ فِي التَدْبِيرِ : Kul düşünür, Rab yönetir. İnsan vücudundaki ufacık bir hücreyi yönetme iradesine sahip değilken, neyin iddiasındadır? Ön planda cereyan eden olaylarda, insan kontrolün kendinde olduğunu zannetmektedir. Sanırım bunlar hayvanlarda olmayıp da insan beyninde bulunan frontal lobda cereyan etmektedir. Muhtemel insan bilici yada zihni (prosesler) insan beyninin bu bölgesinde oluşuyor olabilir. Oysa ki arka planda insan beyninde birçok faktör etkendir. İnsan beyinlerine gelen "Data" ortak ta olsa, o beynin programına göre farklı farklı işlenerek ortaya farklı sonuçlar çıkar. O anda beyinde gerçekleşen kimyasal reaksiyonlarda kimse ben bu etkileşimlere hakimim, kontrol edebilmekteyim deme cüretine sahip olamaz. O yüzden kul sadece düşünür, belki bu düşünce kendinin ve başkalarının beyinlerinin programlanmasında bir etkiye sahiptir. Ama sonuçta beyne bir data geldiğinde o data arka planda işlenir ve o kuldan fiil olarak zahir olur. Bu karmaşık yapıda ben şunu yaptım, o bana bunu yaptı gibi fiillere fail atfetmek, beş duyudan ötesini algılayamayan zavallı insanın vesileleri ilah edinmesinden başka bir şey değildir. "Data" kelimesini açmak gerekirse, şöyle bir örnek verebiliriz; Örneğin güneşi görmek beyne göz aracılığı ile gelen bir data'dır. Bu data kiminde güneşi ilah edinmek, kiminde de Hz.İbrahim gibi sen benim ilahım olamazsın şeklinde açığa çıkar. Bu iki fark güneşi gördükleri ana kadarki sürede beyinlerinin farklı programlanmış olmasından kaynaklanmaktadır. Kuran'da birçok yerde geçtiği şekilde hidayete erdiren de Allah'tır, doğru yoldan saptıran da. Sorumluluk kesret ile perdelenenler için vardır. Perdesi olmayanlar da zaten varlık da yoktur. Yok olan da sorumlu değildir. Bu ince ayrıntıların dikkatlice düşünülmesi gerekir. Anlayıp, hazmedebilmek zordur. Hazmetmeden anladım iddiasına kapılmayın.

----- 13.Rad Suresi 3.Ayet -----
O (Allah), yeryüzünü yayan, onda kökleşmiş (sabit yerler), ırmaklar ve her türlü üründen iki eş (çift) var eden, geceyi gündüze kaplayıp bürüyendir. Muhakkak ki bunlarda tefekkür eden (iyice düşünen) bir toplum için alametler vardır.
----- 13.Rad Suresi 4.Ayet -----
Yeryüzünde birbirine komşu (toprak) parçaları, üzüm bahçeleri, ekinler, çatallı ve çatalsız hurma ağaçları vardır. (Bunlar) tek bir su ile sulanır, (bununla birlikte) onların bazısını bazısına yemişinde (lezzet olarak) üstün kılarız. Muhakkak ki bunlarda akıl erdirebilen bir toplum için alametler vardır.

Yeryüzü ürünleri (varlıkları) "Tek bir su" ile sulanır, yani gökten inen (özden yükselen, kalbe inzal olan, ondan da beyinlere ulaşan) "Data/İlim" Tek'tir/ortaktır/aynıdır. Her alıcıya aynı yayın gelir, alıcı beyinlerde işlenen bu ortak yayın, beyinlerin kapasitelerine, bilgi birikimlerine bağlı olarak farklı şekillerde işlenip, ortaya farklı tezahürler çıkar. Hz.Muhammed "vasıtası" ile yeryüzünde/beden kaydında bir ilim açığa çıkmıştır. O kendisine gelen yayını, kendi beyninin gücü, esma terkibinin (Rabbi'nin) kapasitesi sayesinde, bu yeryüzü kaydında "yaymıştır". Diğer alıcı beyinler de alıcılarını ona yönlendirerek ("SALAVAT" getirerek) bu yayından faydalanır. Diğer alıcı beyinler tek başlarına bu yayını alıp, değerlendirme kapasitesine sahip DEĞİLLERDİR. Bu yüzden de Allah'a iman tek başına yeterli DEĞİLDİR. Resulune de iman ŞARTTIR. İşte diğer alıcı beyinlerin programında (esma terkiblerinde/Rab oluşumlarında), şayet istidatları varsa, bu yayından faydalanırlar. Hz.Muhammed'in kendi yakınlarında dahi gelen bu ilmi idrak edebilenler de olmuştur, edemeyenler de. Gökten inen su ile farklı farklı ürünler bitmiştir. Her ilim Allah ilmidir. Allah, ilmi ile dilediği nebatı bitirir.

----- 13.Rad Suresi 5.Ayet -----
Eğer şaşırıyorsan, (asıl) şaşılacak olan onların; "Toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılış içerisinde olacağız?" sözüdür. İşte onlar Rablerine karşı (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlerdir. Onlar boyunlarında zincirli bağlar olanlardır. Onlar ateş (cehennem) ehlidir. Onlar orada (cehennemde) ölümsüzdürler (ebedi kalıcılardır).

İşte tüm bunları idrak edemeyen, "beş duyu kaydına" hapsolmuş/perdelenmiş insanoğlu, toprak olacak yeryüzü maddesi bedeni/avatarı üzerinden kıyas yaparak -ki insanın beyni ancak kıyas üzerine çalışır-, maddi ölüm(ü tatması) sonrasında "yok olacağı zannı"ndadır. Bu kafa yapısında yaşayanlar, bu dünyada kendilerine yüklenen fani korkularından sıyrılamayıp, cehennemi daha bu dünyada yaşamaya başlayanlar olup, bu vasıfları boyunlarına dolanmış bir halde öte taraflara/boyutlara intikal ederler. İnsanın kafa yapısı/düşünceleri değişmedikten sonra nereye giderse gitsin aynı kafayı yanında götüreceğinden saadete eremez. Bunu bu dünya hayatında da tecrübe etmişsinizdir. Tecrübeleriniz sizi pişirir, olgunlaştırır, ileriki hayatınıza hazırlar. Tabi ders alabilirseniz!

Sayfa: 249, Cüz: 13
----- 13.Rad Suresi 12.Ayet -----
O (Allah), size şimşeği korku ve ümit olarak gösteren, (yağmur yüklü) ağır bulutları meydana getirendir.

İnsan beynine ulaşan yayınların (düşünce, fikir, vesvese) insan beyninde işlenerek, beynin kapasitesi sonucunda korku ve ümit üretmesidir. Aynı yayın her beyinde farklı farklı etki bırakır. Dünya metasını "ilah" edinenler, bunların getirdiği yüklerden oluşan düşünce ve fikirler yumağının ağırlığı altında ezildikçe ezilir, bu dünya bataklığına gömüldükçe gömülürler. Aynı zamanda bu madde bağımlılıkları, onları "korku" ile güdülebilen varklıklar haline getirmiş, vesveseci şeytan ve avanesinin oyuncağı olmalarına neden olmuş, deccaliyetin bağımlı köleleri haline sokmuştur. Öte tarafta, kendi varlıklarından sıyrılıp, Tek olan Varlık'ta aslında bir "Hiç" olduklarını idrak edebilenler, dünya yüklerinden sıyrılmış bir halde, kendilerine ulaşan ilmi kullanıp, değerlendirerek hem bu dünyada felaha ererler, hem de bu sayede bu durakta geçirdikleri vakitlerini ahiretlerini "inşa" etmede kullanmış olurlar. Onların dünya ile ilgili bir dertleri kalmamıştır, korkuları da yoktur. Çünkü onlar yalnız ve yalnız Rablerine tevekkül edip, O'na yaslanmış, bu fani dünyanın faydasız putlarını ilah edinmemişlerdir. Velhasıl aynı ortam/aynı dünya, Tek bir su/ilim/yayın, kimin de ağır yüklü bulutlar altında ezilme, kimin de o buluta binip yükselme şeklinde "zahir" olur.

----- 13.Rad Suresi 13.Ayet -----
Gök gürültüsü O'nun hamdi ile melekler ise O'nun korkusundan (Allah'ı) tesbih ederler. Onlar Allah hakkında tartışırken, (Allah) yıldırımları gönderir ve onları dilediğine isabet ettirir. O (Allah) kurnazlığı şiddetli olandır.
Sayfa: 250, Cüz: 13
----- 13.Rad Suresi 15.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde olanlar gölgeleri ile beraber sabah akşam ister istemez Allah'a secde ederler.

Kuran'da bu şekilde gayet açık ve net ayetler (deliller) varken, madde ile, "ben"lik ile perdelenenler yanılgılarından, zanlarından kurtulamayıp Hak'ikati görememekteler. (Ek bilgi; "men" edatı akıllı varlıklar için kullanılır. Yani göklerde (farklı boyutlarda) ve (insanoğlunun beden kaydı olan) yeryüzünde akıllı/akıl yürüten istisnasız kim varsa!!!)

----- 13.Rad Suresi 16.Ayet -----
De ki; "Göklerin (boyutların) ve yerin Rabbi kimdir?" De ki; "Allah'tır." De ki; "O halde, O (Allah) olmaksızın kendilerine ne fayda ne de zarar vermeye sahip olmayan (güç yetiremeyen) dostlar mı edindiniz?" De ki; "Hiç kör ile gören (basiret sahibi) bir olur mu? Yoksa karanlıklar ve nur bir midir?" Yoksa Allah'a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar olduğunu zannettiler de bu yaratma onlara göre (Allah'ın yaratması ile) benzeşti mi? De ki; "Allah her şeyi yaratandır. O tek olandır, Kahhar'dır."
----- 13.Rad Suresi 17.Ayet -----
(Allah) gökten su indirdi de bu sayede vadiler kendi kudretlerince (dolup) aktı ve sel üste çıkan köpüğü yüklenip taşıdı. Süs yada faydalanma arzulayarak ateşte tutuşturdukları şeylerin üzerinde de buna benzer bir köpük vardır. İşte Allah Hak ve batıla bu şekilde misal getirir. Köpük boş olarak akıp gider. İnsana fayda veren ise yeryüzünde kalır. İşte Allah bu şekilde misaller verir.

Nefis, semadan vadiye (kalbe) inen su (ilim) ile nur ışığı altında hidayete erip, dünya ateşi içerisinde yanıp/arınıp, üzerindeki köpüklerden (kötü huylardan) temizlenir. Vadinin (kalbin), su (ilim) ile ne kadar dolacağı kendi ölçüsüne (istidatına) bağlıdır. Su (Hak'ikat ilmi) vadiye (kalbe) indi mi orayı köpüklerden (nefsani huylardan) temizler. Nefsani huylar insana herhangi bir fayda sağlamadan köpük gibi akıp gider. İnsana fayda veren ilim ise yeryüzünde (beden kaydında) kalır.

Sayfa: 254, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 2.Ayet -----
Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olanlar kendisinin olan Allah'ın (yoluna). Şiddetli azaptan dolayı vay o küfre düşenlerin haline.
Sayfa: 255, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 10.Ayet -----
Resulleri; "Göklerin ve yeryüzünün yaratıcısı (programlayıcısı) Allah hakkında mı şüphe var? O ki, günahlarınızdan sizi bağışlayıp belirli bir ecele (mühlete) kadar tehir etmek için sizi (doğru yola) davet ediyor" dediler. Onlar da; "Siz de bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz. Atalarımızın kulluk etmekte olduğu şeylerden bizi uzaklaştırmak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir ferman getirin" dediler.
Sayfa: 257, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 19.Ayet -----
Allah'ın gökleri ve yeryüzünü Hak ile yarattığını görmedin mi? Şayet O dilerse sizi giderir (yeryüzünden siler) ve yeni bir mahluk (yaratma) getirir.
----- 14.İbrahim Suresi 24.Ayet -----
Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Hoş bir söz, hoş bir ağaç gibidir. Onun kökü sabit, dalı göktedir.
Sayfa: 258, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 25.Ayet -----
(O ağaç) Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlara (böyle) misaller verir. Umulur ki onlar akıla getirip hatırlarlar.
----- 14.İbrahim Suresi 26.Ayet -----
Kötü bir sözün misali de yerin üzerinden koparılmış kendisine ait yerleşme mekanı olmayan kötü bir ağaç gibidir.
----- 14.İbrahim Suresi 32.Ayet -----
Allah, gökleri (boyutları) ve yeryüzünü yaratan, gökten su indiren ve akabinde onunla sizin için rızık olarak ürünler çıkarandır. O, emri ile denizde akıp gitmesi için gemiyi emrinize verendir. O, ırmakları emrinize verendir.
Sayfa: 260, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 48.Ayet -----
Yeryüzünün başka yeryüzü ile, göklerin de (başka gökler ile - boyutların başka boyutlar ile) değiştirileceği (dönüştürüleceği) gün, (herkes) Bir ve Kahhar olan Allah'a (huzurunda) belirdiler.

Yani bu yeryüzü (beden kaydı/avatarımız) geçici, buraya ait. Bu durak sonrasında yaşayacağımız dönüşümlerde, şu an bu dünya semasını (göğünü/boyutunu) algılarken, o zaman farklı bir boyutta, farklı bir frekans aralığını algılar hale geçicez. Bu süreç gök kapılarının açılması olarak ta ifade edilir. Sema, yani algımız yada bilincimiz, geçireceğimiz evrelerde, geçeceğimiz boyutlarda hep var olurken, yeryüzü yani beden kaydımız yada avatarımız, bulunacağımız boyuta göre o ortamın şartlarına göre yeniden inşa edilecektir. Ayrıca bu ayetteki "zaman" vurgusuna da dikkat edin. "Allah'ın huzurunda belirdiler"... Geçmiş zaman olarak ifade edilmiş. O yüzden "zaman" algısı sizleri yanıltmasın. "Zaman" bizim beyinlerimizde olan bir algıdır. Kaderin kazası bize hiyerarşik bir düzen olarak "yaşatılır", biz de esmalardan zahir olan fiillere "şahitlik" edip, bu yeryüzü evrenini beyinlerimizde !!!inşa!!! ederiz.

Sayfa: 261, Cüz: 14
----- 15.Hicr Suresi 14.Ayet -----
Eğer onlara gökten bir kapı açsak ta oradan çıkıyor olsalar,..
----- 15.Hicr Suresi 15.Ayet -----
(Yine de) "Sadece gözlerimize perde çekildi. Belki de biz büyülenmiş bir topluluğuz" derlerdi.
Sayfa: 262, Cüz: 14
----- 15.Hicr Suresi 16.Ayet -----
And olsun ki, biz gökte burçlar var ettik ve bakanlar için onları süsledik.
----- 15.Hicr Suresi 17.Ayet -----
Onları her (türlü) kovulmuş şeytandan koruduk.
----- 15.Hicr Suresi 18.Ayet -----
Ancak işitme (kulak hırsızlığı) çalan (yapan) müstesna. Onun da peşine apaçık bir gök taşı (ateş parçası) düştü.
----- 15.Hicr Suresi 19.Ayet -----
Yeryüzünü yaydık ve oraya kökleşmiş (sabit yerler) attık (koyduk). Orada her türlü dengeli şeyden yetiştirdik.
----- 15.Hicr Suresi 20.Ayet -----
Orada hem siz hem de kendilerine rızık temin etmediğiniz kimseler için geçimlikler var ettik.
----- 15.Hicr Suresi 21.Ayet -----
Hazineleri katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Biz onu belli bir kader (kudret) ile olması dışında indirmeyiz.
----- 15.Hicr Suresi 22.Ayet -----
Rüzgarları tozlaştırıcı olarak gönderip ardından gökten su indirdik ve sizi onunla suladık. (Biz bunu yapmasaydık) siz onu depolayabilecek değilsiniz.
Sayfa: 265, Cüz: 14
----- 15.Hicr Suresi 85.Ayet -----
Biz, gökleri (boyutları), yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri Hak ile olması dışında yaratmadık. Şüphesiz kıyamet saati gelmektedir (yaklaşmaktadır). O halde güzel bağışlama ile bağışla.
Sayfa: 266, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 2.Ayet -----
(Allah) melekleri, ruh ile "Ben'den başka ilah (tanrı) yoktur. Bu yüzden Ben'den sakının" emrinden (insanları) uyarın diye kullarından dilediği kimseye indirir.
----- 16.Nahl Suresi 3.Ayet -----
(Allah) semaları ve yeryüzünü Hak ile yaratmıştır. O, (kafirlerin) şirk koştukları şeylerden yücedir.
Sayfa: 267, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 10.Ayet -----
O (Allah), gökten su indirendir. Sizin için onda (o suda) içecek ve kendisinde (hayvanlarınızı) otlattığınız (o su ile yetişen) ağaç vardır.
Sayfa: 268, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 15.Ayet -----
O (Allah), yeryüzünde sizi sarsmasından dolayı (sarsmaması için) kökleşmiş (sabit yerleri) atmıştır (koymuştur) ve ırmaklar ile yolları (emrinize vermiştir). Umulur ki siz (doğru yolu bulup) hidayete erersiniz.
Sayfa: 271, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 49.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde bulunan (her türlü) canlı ve melekler büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler.

Öncekine ilave melekler de. Hatta cinler de. Ne varsa.

----- 16.Nahl Suresi 52.Ayet -----
Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde ne varsa O'nundur (Allah'ındır). Din de daima O'nundur. Öyleyse Allah'tan başkasından mı sakınacaksınız?
Sayfa: 273, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 65.Ayet -----
Allah gökten su indirmiş, akabinde ölümünden sonra yeryüzüne onunla hayat vermiştir. Muhakkak ki bunda işiten bir toplum için bir alamet vardır.

Bir önceki ayette Kuran'ın "inzal"i var, bunda gökten suyun "inzal"i. Tesadüf mü???

----- 16.Nahl Suresi 68.Ayet -----
Rabbin bal arısına şöyle ilham etti; "Dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) kurdukları çardaklardan (kovanlardan kendine) evler edin."

Bal arısına ilham!!! Nasıl ola ki??? Bal arısının "Arş"ından gelen nur/ilim/data... Göklerden/semalardan geçen... Bal arısının Rabbinden... Fâtır'dan... Ve yeryüzü kaydında, şahitlerin/gözlemcilerin huzurunda "Bal arısı"...

----- 16.Nahl Suresi 69.Ayet -----
"Sonra da her meyveden ye. Akabinde, (sana) alıştırıldığı şekilde Rabbinin yollarını izle." Onların karınlarından insanlar için şifa olan, çeşitli renklerde bir içecek (bal) çıkar. Muhakkak ki bunda tefekkür edebilen bir toplum için bir alamet vardır.
Sayfa: 274, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 73.Ayet -----
Allah olmaksızın, ne göklerden ne de yeryüzünden kendileri için rızık olarak hiçbir şeye sahip olmayan ve (buna) güç yetiremeyen şeylere (mi - putlara mı) kulluk ediyorlar?
----- 16.Nahl Suresi 77.Ayet -----
Semaların ve yeryüzünün gaybı (bilinmeyenleri) Allah'a aittir. Saat meselesi (kıyamet saati), göz açıp kapayıncaya kadar yada ondan daha yakın (daha kısa bir sürede) olmasından başka bir şey değildir. Hiç şüphesiz Allah her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 285, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 44.Ayet -----
Yedi sema, yeryüzü ve onların içindekiler O'nu (Allah'ı) tesbih ederler. Onu hamdi ile tesbih edenden başka (mahluk; canlılar ve cansız olduklarını zannettiklerimiz de dahil olmak üzere) hiçbir şey yoktur. Lakin siz onların tesbihlerini idrak edemezsiniz. Hiç şüphesiz O (Allah) çok yumuşak davranandır, çok bağışlayandır.
Sayfa: 286, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 55.Ayet -----
Rabbin göklerdeki (boyutlardaki) ve yeryüzündeki kimseleri (mahlukları/birimleri) en iyi bilendir. And olsun ki, biz nebilerin bazısını bazısına üstün kıldık ve Davud'a Zebur'u verdik.
Sayfa: 291, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 99.Ayet -----
Semaları ve yeryüzünü yaratan Allah'ın, kendilerinin benzerlerini yaratmaya Kadir olduğunu düşünmediler mi? (Allah) onlar için kendisinde şüphe olmayan bir ecel (mühlet) kılmıştır (tayin etmiştir). Böyle olduğu halde zalimler, nankörlük dışında (her şeyden) kaçındılar.
----- 17.İsra Suresi 102.Ayet -----
(Musa ise;) "And olsun ki, sen bunları (bu ayetleri/alametleri kalp gözünü açacak) basiretler olarak göklerin ve yeryüzünün Rabbinden başkasının indirmediğini bildin. Ey Firavun! Doğrusu ben de seni helak olmuş (olduğunu) sanıyorum" demişti.
Sayfa: 293, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 14.Ayet -----
(Mağaradaki o gençlerin) kalplerini bağladık (sağlam kıldık). Kalktıklarında şöyle dediler; "Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir. O olmaksızın (başka) bir ilaha dua etmeyeceğiz. O takdirde gerçekten saçma sapan (bir söz) demiş oluruz."
Sayfa: 295, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 26.Ayet -----
De ki; "Onların (mağarada ne kadar) kaldıklarını en iyi Allah bilir. Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün gaybı O'na aittir. O ne güzel görür, ne güzel işitir! O olmaksızın onların bir velisi (yardımcısı) yoktur. O hükmünde hiçbir kimseyi ortak kabul etmez."
Sayfa: 297, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 45.Ayet -----
Sen onlara dünya hayatının misalini ver; O, gökten indirdiğimiz bir su gibidir. Yeryüzünün bitkisi onunla (birbirine) karışmış, akabinde rüzgarların savurduğu çalı çırpı haline gelmiştir. Allah her şeye tam bir kudret sahibidir.
Sayfa: 298, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 47.Ayet -----
O gün (kıyamet günü) dağları yürütürüz de yeryüzünü bariz (çıplak) bir şekilde görürsün. Hiçbirini bırakmaksızın onları (ölüleri) haşreyleriz.
----- 18.Kehf Suresi 51.Ayet -----
Ben onları ne semaların ve yeryüzünün yaratılışına ne de kendilerinin yaratılışına şahit tutmadım. Saptırıcıları yardımcı edinecek değilim.
Sayfa: 307, Cüz: 16
----- 19.Meryem Suresi 40.Ayet -----
Şüphesiz ki biz yeryüzüne ve onun üzerindeki kimselere varis olacağız. Onlar ancak bize döndürüleceklerdir.

Noktadan yola koyulan daire, yolculuğunu noktada tamamlar.

Sayfa: 308, Cüz: 16
----- 19.Meryem Suresi 64.Ayet -----
(Cebrail şöyle dedi;) "Biz Rabbinin emri ile olması dışında inmeyiz. Önümüzdeki (yaşayacağımız süreç), arkamızdaki (geçmişte yaşadıklarımız) ve bunların arasındaki (El-An/Şu an) şeyler(in tümü) O'na aittir. Rabbin unutkan değildir."

!!!La ilahe illAllah, La faile illAllah, La mevcude illAllah!!!

Sayfa: 309, Cüz: 16
----- 19.Meryem Suresi 65.Ayet -----
Semaların, yeryüzünün ve o ikisi arasındakilerin Rabbidir. Öyleyse O'na kulluk et ve O'na ibadette sabırla devam et. Sen O'na adaş (denk başka) birini bilir misin?
Sayfa: 310, Cüz: 16
----- 19.Meryem Suresi 93.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde olanların tamamı Rahman'a kul olarak geleceklerden başka bir şey değildir.

Her birim kulluğunu yerine getirmektedir. Sapıtıp şeytana uyanlar da dahil. Zannımıza tabi olduğumuz bu yeryüzü aleminde, esma terkiblerinden zuhur eden fiillerin failleri olarak ancak Rahman'ın kullarını algılarız. Perdeler kalkınca batıl gider, Hak kalır. Kullar Rableriyle karşılaşır.

Sayfa: 311, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 4.Ayet -----
Yeryüzünü ve semaları yaratan en Yüce tarafından bir indirme (ile Kuran'ı indirdik).
----- 20.Ta Ha Suresi 5.Ayet -----
Rahman arşa istiva etmiştir.
----- 20.Ta Ha Suresi 6.Ayet -----
Göklerde (boyutlarda), yeryüzünde, o ikisi arasında ve toprağın altında olanlar (olan her ne varsa) O'na (Allah'a) aittir.
Sayfa: 314, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 53.Ayet -----
"O, yeryüzünü sizin için bir beşik kılmış, sizin için orada yollar tutmuş ve gökten su indirmiştir." Böylece biz onunla (o suyla) çeşit çeşit bitkilerden çiftler halinde çıkarmışızdır.
Sayfa: 321, Cüz: 17
----- 21.Enbiya Suresi 4.Ayet -----
(Resul;) "Rabbim, gökte ve yerde olan sözü (söyleneni) bilir. O her şeyi işitendir, her şeyi hakkıyla bilendir" dedi.
Sayfa: 322, Cüz: 17
----- 21.Enbiya Suresi 16.Ayet -----
Göğü, yeri ve ikisinin arasındakileri oyuncular olarak yaratmadık.
----- 21.Enbiya Suresi 19.Ayet -----
Göklerdeki ve yeryüzündeki kimseler O'nundur. Katındaki kimseler O'na kulluk etmekten büyüklenmezler ve bitkin düşmezler.
----- 21.Enbiya Suresi 22.Ayet -----
Şayet o ikisinde (göklerde ve yeryüzünde) Allah haricinde ilahlar (tanrılar) olsaydı her ikisi de fesada uğrardı (düzeni bozulurdu). Arşın Rabbi olan Allah (müşriklerin) vasıflandırmalarından münezzehtir.
Sayfa: 323, Cüz: 17
----- 21.Enbiya Suresi 30.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler, semalarla yeryüzü bitişik iken bizim o ikisini ayırdığımızı ve her canlı şeyi sudan var ettiğimizi düşünmediler mi? Hala iman etmeyecekler mi?
----- 21.Enbiya Suresi 31.Ayet -----
Yeryüzünde, onları (insanları) sarsmasından (dolayı) kökleşmiş (sabit yerleri), hidayete ererler (doğru yolu bulurlar) diye de dağlar arasındaki yolları var ettik.
----- 21.Enbiya Suresi 32.Ayet -----
Göğü korunmuş bir tavan kıldık. (Oysa) onlar onun (göğün) alametlerinden yüz çeviriyorlar.
Sayfa: 325, Cüz: 17
----- 21.Enbiya Suresi 56.Ayet -----
(İbrahim) dedi ki; "Hayır. Rabbiniz, semaların ve yeryüzünün Rabbidir ki onları O yaratmıştır (programlamıştır). Ben de buna şahitlik edenlerdenim."
Sayfa: 330, Cüz: 17
----- 21.Enbiya Suresi 104.Ayet -----
Göğü, kitapların kaydının (yazılı sayfalarının) dürülmesi gibi düreceğimiz gün, ilk yaratmaya başladığımıza benzer şekilde onu tekrar edeceğiz. (Bu) bize vacip olan bir vaattir. Şüphesiz ki biz (bunu) yapacak olanlarız.
Sayfa: 331, Cüz: 17
----- 22.Hac Suresi 5.Ayet -----
Ey insanlar! Eğer (öldükten sonra tekrar) diriltmeden şüphe içindeyseniz, (bilin ki ne olduğunuzu) size açıklamamız için şüphesiz ki biz sizi topraktan, sonra spermden, sonra alakadan (embriyodan), sonra da belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Dilediğimiz şeyi belirli bir süreye kadar rahimlerin içine yerleştiririz, sonra da erginlik çağınıza erişmeniz için sizi çocuk olarak çıkarırız. Sizden (erken yaşta) vefat ettirilenler de vardır, bilirken sonrasında birşey bilmez olur diye ömrün en fena zamanına çevrilenler de. Yeryüzünü ise cansız (kupkuru bir şekilde) görürsün. Fakat biz ona su indirdiğimizde sallanır, coşar ve her türlü güzel çiftten yetiştirir.
Sayfa: 333, Cüz: 17
----- 22.Hac Suresi 18.Ayet -----
Göklerdekilerin (boyutlardakilerin), yeryüzündekilerin, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, ağaçların, hayvanların, insanlardan pek çoğunun ve üzerine azap hak olmuşların da pek çoğunun Allah'a secde ettiğini görmedin mi? Allah kimi hor görürse, onu şerefli kılacak kimse yoktur. Hiç şüphesiz Allah dilediğini yapar.

Bizim (!)cansız(!) olarak algıladıklarımız dağlar, taşlar, akılsız gördüğümüz hayvanlar ve üzerine azap olmuşlar da dahil her birim Allah'a secde etmektedir! Yani fıtratlarının gereğini ifa ederek, Allah'a olan kulluklarını yerine getirmektedirler.

Sayfa: 338, Cüz: 17
----- 22.Hac Suresi 63.Ayet -----
Allah'ın gökten su indirdiğini, akabinde de yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Hiç şüphesiz Allah sonsuz lütuf ve kerem sahibidir, her şeyden haberdardır.
----- 22.Hac Suresi 64.Ayet -----
Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde ne varsa O'nundur (Allah'ındır). Hiç şüphesiz Allah hiçbir şeye muhtaç olmayandır, övgüye tek layık olandır.
Sayfa: 339, Cüz: 17
----- 22.Hac Suresi 65.Ayet -----
Allah'ın yeryüzündekileri ve emri ile denizde giden gemiyi emrinize vermiş olduğunu, kendi izni ile olması haricinde yere düşer diye göğü tuttuğunu görmedin mi? Hiç şüphesiz Allah insanlara karşı çok şefkatlidir, Rahim'dir.
----- 22.Hac Suresi 70.Ayet -----
Allah'ın gökte ve yerde olanları bildiğini bilmez misin? Muhakkak ki bunlar bir kitapta (yazılı)dır. Hiç şüphesiz bu Allah'a pek kolaydır.
Sayfa: 342, Cüz: 18
----- 23.Müminun Suresi 18.Ayet -----
Gökten bir kudret ile su indirdik, akabinde onu yeryüzünde yerleştirdik. Şüphesiz ki biz onu gidermeye de kadiriz.
Sayfa: 345, Cüz: 18
----- 23.Müminun Suresi 71.Ayet -----
Eğer Hak onların hevalarına (heves ve arzularına) tabi olsaydı gökler, yeryüzü ve onlarda bulunanlar bozulur giderdi. Aksine biz onlara zikirlerini getirdik, buna rağmen onlar zikirlerinden yüz çeviriyorlar.
Sayfa: 346, Cüz: 18
----- 23.Müminun Suresi 86.Ayet -----
"Yedi göğün (boyutun) ve yüce arşın Rabbi kimdir?" de.
Sayfa: 353, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 35.Ayet -----
Allah göklerin (boyutların) ve yeryüzünün Nur'udur. O'nun nurunun misali, içerisinde lamba olan bir kandil yuvası gibidir. O lamba cam bir şişe içerisindedir. Cam şişe ise sanki ne doğuya ne de batıya özgü olmayan mübarek zeytin ağacından (çıkan yağdan) tutuşturulmuş parlak bir yıldızdır. Kendisine bir ateş dokunmasa bile neredeyse onun (o ağacın) yağı ışık verecektir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah insanlara (işte böyle) misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Nur'un/datanın yeryüzü kaydına nuzulü. Arş --> semalar --> yeryüzü... Alıcılar, vericiler... Aynalardan yansıyanlar...

Sayfa: 354, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 41.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde bulunanların, saflar halindeki kuşların Allah'ı tesbih ettiğini görmedin mi? Her biri kendi duasını ve tesbihini bilmiştir. Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
----- 24.Nur Suresi 42.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün mülkü Allah'ındır. Dönüş (dönüşüm) yalnız Allah'adır.
----- 24.Nur Suresi 43.Ayet -----
Allah'ın bulutu sürüp, sonra onun arasını birleştirip, sonra da onu yığın yaptığını görmedin mi? Akabinde içerisinden yağmurun çıktığını görürsün. (Sanki O,) oradaki (gökteki) bir dağdan dolu indirir. Onunla dilediğine isabet eder, dilediğinden de onu uzak tutar. Onun (bulutun) şimşeğinin parıltısı neredeyse bakışları alır.
Sayfa: 358, Cüz: 18
----- 24.Nur Suresi 64.Ayet -----
Bilesiniz ki, hiç şüphesiz göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olanlar Allah'ındır. O (Allah), üzerinde olduğunuzu (şu anki durumunuzu) bilir. Kendisine döndürülecekleri gün, onlara yaptıklarını bildirecektir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
----- 25.Furkan Suresi 2.Ayet -----
O (Allah) ki, semaların ve yeryüzünün hükümranlığı O'nundur. O, çocuk edinmemiş ve hükümranlıkta bir ortağı olmamıştır. O, her şeyi yaratıp, akabinde de (mükemmel) bir takdir ile onları takdir etmiştir (bir düzene koymuştur).
Sayfa: 359, Cüz: 18
----- 25.Furkan Suresi 6.Ayet -----
De ki; "Onu (Kuran'ı), gökler (boyutlar) ve yeryüzündeki sırrı bilen indirmiştir. Hiç şüphesiz O çok bağışlayandır, Rahim'dir."
Sayfa: 361, Cüz: 19
----- 25.Furkan Suresi 25.Ayet -----
Göğün bulutlarla yarılacağı ve meleklerin indirileceği gün,..
----- 25.Furkan Suresi 26.Ayet -----
O gün Hak hükümranlık Rahman'ındır. (Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlere çetin bir gündür (olacaktır).
Sayfa: 363, Cüz: 19
----- 25.Furkan Suresi 48.Ayet -----
O (Allah) rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Gökten temizleyici bir su indirmişizdir.
----- 25.Furkan Suresi 49.Ayet -----
Onunla ölü bir beldeye hayat vermek ve yarattığımız birçok (ot yiyen) hayvanları ve insanları sulamak için (gökten su indirmişizdir).
Sayfa: 364, Cüz: 19
----- 25.Furkan Suresi 59.Ayet -----
O (Allah), semaları, yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri altı günde yaratıp sonra arşa istiva edendir. Artık (her ne isteyeceksen, her şeyden) haberdar olan Rahman'dan iste.
----- 25.Furkan Suresi 61.Ayet -----
Gökte burçlar var eden, oraya bir lamba ve aydınlatıcı bir ay kılan ne yücedir.
Sayfa: 366, Cüz: 19
----- 26.Şuara Suresi 7.Ayet -----
Yeryüzünde her nice seçkin çiftten yetiştirdiğimizi görmediler mi?
Sayfa: 367, Cüz: 19
----- 26.Şuara Suresi 24.Ayet -----
(Musa;) "Şayet ikan (!!!yakîn!!!) sahibi (kesin bilgiyle inanan) kimseler iseniz, (!!!bilirsiniz ki!!!) O, göklerin (boyutların), yeryüzünün ve ikisi arasındakilerin Rabbidir" dedi.
Sayfa: 378, Cüz: 19
----- 27.Neml Suresi 25.Ayet -----
"Göklerdeki ve yeryüzündeki gizliyi ortaya koyan, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah'a secde etmesinler diye (şeytan böyle yapmış)."
Sayfa: 381, Cüz: 20
----- 27.Neml Suresi 60.Ayet -----
Yoksa gökleri (boyutları) ve yeryüzünü yaratan, size gökten su indiren mi (daha hayırlıdır)? Akabinde onun (o su) ile sizin bir ağacını (dahi) yetiştirmenizin (mümkün) olmadığı görkemli bahçeler meydana getirdik. Allah'la beraber (başka) bir ilah olabilir mi? Fakat onlar (şirk koştukları putları, Allah'a) denk gören bir toplumdur.
----- 27.Neml Suresi 61.Ayet -----
Yoksa yeryüzünü bir yerleşme (yeri) kılan, içerisinde ırmaklar, kökleşmiş (sabit yerler) ve iki deniz arasında bir engel var eden mi (daha hayırlıdır)? Allah'la beraber (başka) bir ilah olabilir mi? Fakat onların çoğu bilmezler.
----- 27.Neml Suresi 62.Ayet -----
Yoksa kendisine dua ettiğinde darda kalana (duasına) icabet eden, kötülüğü (sıkıntıyı) gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı (daha hayırlıdır)? Allah'la beraber (başka) bir ilah olabilir mi? Ne kadar da az akıla getirip hatırlıyorsunuz.
Sayfa: 382, Cüz: 20
----- 27.Neml Suresi 64.Ayet -----
Yoksa yaratmayı başlatan sonra da onu tekrar eden, sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı (daha hayırlıdır)? Allah'la beraber (başka) bir ilah olabilir mi? De ki; "Eğer doğru sözlüler iseniz, (o halde) delilinizi getirin."
----- 27.Neml Suresi 65.Ayet -----
De ki; "Allah'tan başka göklerde ve yeryüzünde olanlar gaybı bilemez." Ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.
----- 27.Neml Suresi 75.Ayet -----
Gökte ve yeryüzünde gaip (bilinmeyen/gizli) hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Lehvi Mahfuz'da) bulunmasın.
Sayfa: 383, Cüz: 20
----- 27.Neml Suresi 87.Ayet -----
Sur'a üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği kimseler haricinde göklerde ve yeryüzünde bulunanlar hemen korkuya kapılır. Hepsi boyunlarını eğerek O'na gelirler.
Sayfa: 397, Cüz: 20
----- 29.Ankebut Suresi 22.Ayet -----
Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakacak değilsiniz. Allah olmaksızın sizin ne bir dost ne de bir yardımcınız yoktur.
Sayfa: 400, Cüz: 20
----- 29.Ankebut Suresi 44.Ayet -----
Allah semaları ve yeryüzünü Hak ile yaratmıştır. Muhakkak ki bunda iman edenler için bir alamet vardır.
Sayfa: 401, Cüz: 21
----- 29.Ankebut Suresi 52.Ayet -----
De ki; "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O (Allah), göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olan (ne varsa) bilir. Batıla iman edip, Allah'a karşı (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler, işte onlar hüsrana uğrayacak olanlardır."
Sayfa: 402, Cüz: 21
----- 29.Ankebut Suresi 61.Ayet -----
Onlara; "Gökleri ve yeryüzünü kim yarattı, güneşi ve ayı kim buyruğu altına aldı?" (diye) soracak olsan, şüphesiz "Allah" diyeceklerdir. O halde nasıl oluyor da (Hak'tan) çevriliyorlar?

Çokluk derdindeki yeryüzü cahilleri, göklerin fukaraları, nelerin peşinden koşup, neleri kaçırıyorsunuz? Farkında mısınız?

----- 29.Ankebut Suresi 63.Ayet -----
Şayet onlara; "Gökten kim su indirip, onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat verdi?" (diye) soracak olsan, elbette "Allah" diyeceklerdir. De ki; "Hamd Allah'a mahsustur." Fakat çokları akıl erdiremezler (hakikatini anlayamazlar).

Kendi sınırlı aklınızla Allah'ı övemezsiniz. Allah'ın ilmini idrak edemezsiniz. İnzal'i anlayamazsınız. Kafanızdaki gözle göremezsiniz. Belki kalp gözü açık olanların bir miktar nasibi vardır.

Sayfa: 404, Cüz: 21
----- 30.Rum Suresi 8.Ayet -----
Kendi kendilerine, Allah'ın semaları, yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri Hak üzere ve belirli bir mühlete kadar olması dışında yaratmadığını tefekkür etmediler mi? Doğrusu insanlardan pek çoğu Rablerine kavuşacaklarını inkar etmektedirler.
Sayfa: 405, Cüz: 21
----- 30.Rum Suresi 18.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde Hamd O'na (Allah'a) mahsustur. Akşam ve öğle vaktine girdiğinizde de (Allah'ı tenzih ediniz).
----- 30.Rum Suresi 19.Ayet -----
O (Allah), ölüden diriyi, diriden de ölüyü çıkarır. Yeryüzüne ölümünden sonra hayat verir. İşte siz de aynı şekilde çıkarılacaksınız (diriltileceksiniz).
----- 30.Rum Suresi 22.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün yaratılması, dilleriniz ve renklerinizin farklı olması da O'nun (Allah'ın) alametlerindendir. Muhakkak ki bunda bilenler için alametler vardır.
----- 30.Rum Suresi 24.Ayet -----
Korku ve ümit olarak size şimşeği göstermesi, gökten su indirip akabinde ölümünden sonra onunla yeryüzüne hayat vermesi de O'nun (Allah'ın) alametlerindendir. Muhakkak ki bunda akıl erdirebilen bir topluluk için alametler vardır.
Sayfa: 406, Cüz: 21
----- 30.Rum Suresi 25.Ayet -----
Göğün ve yerin O'nun (Allah'ın) emri ile ayakta durması da O'nun alametlerindendir. Sonra sizi yerden (kabirlerinizden) bir çağırışla çağırdığı zaman bir de bakmışsınız ki siz çıkıyorsunuz.
----- 30.Rum Suresi 26.Ayet -----
Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olan kim varsa (hepsi) O'nundur (Allah'ındır). Hepsi O'na boyun eğmektedirler.
----- 30.Rum Suresi 27.Ayet -----
O (Allah), yaratmayı başlatan sonra da onu tekrar edendir. Bu (tekrar etme) O'na daha kolaydır. Göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde en üstün misal O'nundur. O mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 408, Cüz: 21
----- 30.Rum Suresi 48.Ayet -----
Allah, bulutu harekete geçiren rüzgarları gönderen, ardından onu dilediği şekilde gökte yayan ve parça parça yapandır. Akabinde sen, onun (bulutun) arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra (Allah,) onunla (yağmurla) kullarından dilediğine isabet ettiğinde bir de bakmışsın ki onlar sevinmekteler.

Gök olaylarını (şimşek, bulut, rüzgar, yağmur) insan bilincinde gerçekleşen durumlara işaret olarak değerlendirebilirsiniz. (Korkular, sevinçler, fikirler, düşünceler, karamsarlık, huzur hali,...vb.)

----- 30.Rum Suresi 49.Ayet -----
(Halbuki) onlar, kendilerine (yağmur) indirilmesinden önce ümitlerini kesmiş haldeydiler.
----- 30.Rum Suresi 50.Ayet -----
Allah'ın rahmetinin izlerine bir bak, nasıl da ölümünden sonra yeryüzüne hayat veriyor. Muhakkak ki bu (durum), ölüleri (uyuyan kalpleri) diriltir (basiretlerini açar). O (Allah) her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 410, Cüz: 21
----- 31.Lokman Suresi 10.Ayet -----
(Allah,) semaları görebileceğiniz direkler olmaksızın yaratmış, yeryüzünde sizi sarsmasından (dolayı) kökleşmiş (sabit yerleri) atmış ve orada her türlü canlıdan yaymıştır. Biz, gökten su indirip, akabinde orada (yeryüzünde) her değerli çiftten yetiştirdik.
Sayfa: 412, Cüz: 21
----- 31.Lokman Suresi 20.Ayet -----
Allah'ın, göklerde ve yeryüzünde bulunanları emrinize verdiğini, nimetlerini açıktan ve gizliden size bol bol verdiğini görmediniz mi? İnsanlardan, ne bir hidayet rehberi ne de aydınlatıcı bir kitap olmadan bilgisizce Allah hakkında tartışanlar vardır.
----- 31.Lokman Suresi 25.Ayet -----
Onlara; "Gökleri ve yeryüzünü kim yaratmıştır?" (diye) soracak olsan, kesinlikle "Allah" diyeceklerdir. De ki; "Hamd Allah'a mahsustur." Fakat pek çoğu bilmezler.
----- 31.Lokman Suresi 26.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde ne varsa (hepsi) Allah'ındır. Hiç şüphesiz Allah hiçbir şeye muhtaç olmayandır, övgüye tek layık olandır.
Sayfa: 414, Cüz: 21
----- 32.Secde Suresi 4.Ayet -----
Allah, semaları, yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri altı günde yaratan sonra da arşa istiva edendir. O olmaksızın sizin için ne bir dost ne de bir şefaatçi yoktur. Hala akıla getirip hatırlamayacak mısınız?
----- 32.Secde Suresi 5.Ayet -----
Gökten yeryüzüne işi O (Allah) yönetir, sonra (o iş,) miktarı sizin saydıklarınızdan (sizin hesabınıza göre) bin yıl olan bir günde O'na çıkar.

Sünnetullah'ın işleyişi... Arş --> Semalar --> Yeryüzü... Zat --> Esma --> Fiil --> Şehadet... Yeryüzüne inzal olan nur/data ve yeryüzünde açığa çıkan datanın tekrardan geriye doğru bir yol ile bizim kelime dağarcığımıza göre "yükselişi".

Sayfa: 426, Cüz: 22
----- 33.Ahzab Suresi 72.Ayet -----
Doğrusu biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk ta onu yüklenmekten çekindiler ve ondan endişe ettiler. Onu insan yüklendi. Gerçekten o çok zalim ve çok cahildir.

Yeryüzü kaydındaki "insan" denen varlık nefsinin Hak'ikatine kör, benlik zannıyla kibirli olması hasebiyle; "çok zalim ve çok cahildir."

Sayfa: 427, Cüz: 22
----- 34.Sebe Suresi 1.Ayet -----
Hamd, semalarda ve yeryüzünde ne varsa kendisine ait olan Allah'a mahsustur. Hamd, ahirette de O'nundur. O hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.
----- 34.Sebe Suresi 3.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler; "Kıyamet saati bize gelmez" dediler. De ki; "Hayır, gaybı bilen Rabbime and olsun ki, o (kıyamet) size kesinlikle gelecektir. Ne semalarda ve ne de yerde zerre ağırlığınca (dahi bir şey) O'ndan gizli kalmaz (O'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır). (Öyle ki) ne bundan daha küçüğü, ne de daha büyüğü, (ne varsa hepsi) apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın."

Arş'tan "Arz"a doğru tüm katmanları (semaları/gökleri/boyutları) geçerek cereyan eden ilmin (datanın/yaşamın) tüm bilgisi bu kitapta (Levh-i Mahfuz'da) kayıtlıdır.

Sayfa: 429, Cüz: 22
----- 34.Sebe Suresi 22.Ayet -----
De ki; "Allah olmaksızın, ne göklerde ve ne de yeryüzünde zerre ağırlığınca bir şeye sahip olmayan, o ikisinde ortaklıktan bir payları bulunmayan ve O'na (Allah'a) yardımcı olma durumları da olmayan (ilah olarak) kabul ettiklerinizi çağırsanıza."
Sayfa: 430, Cüz: 22
----- 34.Sebe Suresi 24.Ayet -----
De ki; "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?" De ki; "Allah'tır. (Öyleyse) ya biz yada siz hidayet üzereyiz (doğru yoldayız) yada apaçık bir sapıklıkta olanız."
Sayfa: 433, Cüz: 22
----- 35.Fatır Suresi 1.Ayet -----
Hamd, semaları ve yeryüzünü yaratan (programlayan), melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı resuller kılan Allah'a mahsustur. Yaratmada dilediğini arttırır. Hiç şüphesiz Allah her şeye Kadir'dir.
----- 35.Fatır Suresi 3.Ayet -----
Ey insanlar! Allah'ın size olan nimetini anın. Sizi gökten ve yerden rızıklandıran Allah'ın dışında bir yaratan mı var? O'ndan başka ilah (tanrı) yoktur. O halde nasıl oluyor da (Hak'tan) çevriliyorsunuz?
Sayfa: 434, Cüz: 22
----- 35.Fatır Suresi 9.Ayet -----
Allah, bulutu harekete geçiren rüzgarları gönderendir. Ardından biz onu ölü bir beldeye yollarız ve onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat veririz. İşte ölümden sonra diriltme de aynı şekildedir.
Sayfa: 436, Cüz: 22
----- 35.Fatır Suresi 27.Ayet -----
Allah'ın gökten su indirdiğini, akabinde bizim onunla (o su ile) çeşitli renklerde ürünler çıkardığımızı, dağlardan da renkleri çeşitli beyaz, kırmızı ve kapkara siyah yollar (var ettiğimizi) görmedin mi?
Sayfa: 437, Cüz: 22
----- 35.Fatır Suresi 38.Ayet -----
Hiç şüphesiz Allah göklerin (boyutların) ve yeryüzünün gaybını (beş duyu ile algılayamadıklarımızı) bilendir. Hiç şüphesiz O, göğüslerin sahip olduklarını da (gizlediklerini de) hakkıyla bilendir.
Sayfa: 438, Cüz: 22
----- 35.Fatır Suresi 41.Ayet -----
Hiç şüphesiz Allah, semaları ve yeryüzünü bozulmasın diye tutmaktadır. Eğer bozulurlarsa, O'ndan (Allah'tan) sonra o ikisini hiçbir kimse tutamaz. Hiç şüphesiz O (Allah) çok yumuşak davranandır, çok bağışlayandır.
----- 35.Fatır Suresi 44.Ayet -----
Yeryüzünde gezip dolaşıp, kendilerinden daha güçlü oldukları halde öncekilerin akıbetinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Ne göklerde, ne de yeryüzünde Allah'ı aciz bırakabilecek herhangi bir şey olamaz. Hiç şüphesiz O (Allah) her şeyi hakkıyla bilendir, Kadir'dir.
Sayfa: 445, Cüz: 23
----- 37.Saffat Suresi 5.Ayet -----
(İlahınız,) semaların, yeryüzünün ve o ikisi arasındakilerin Rabbidir ve de doğuların Rabbidir.
----- 37.Saffat Suresi 6.Ayet -----
Şüphesiz ki biz dünya göğünü (semasını) bir süs ile, gezegenler ile süsledik.
----- 37.Saffat Suresi 7.Ayet -----
Onu (dünya göğünü) her azgın şeytandan koruduk.
----- 37.Saffat Suresi 8.Ayet -----
Onlar (şeytanlar) en yüce topluluğu (melekleri) dinleyemezler. Her taraftan atılırlar.
----- 37.Saffat Suresi 9.Ayet -----
Kovularak (atılırlar). Onlar için daimi bir azap vardır.
----- 37.Saffat Suresi 10.Ayet -----
Ancak zorla (bir söz) kapıp kaçan hariç. Onun da peşine delici bir ateş parçası takılır.
Sayfa: 451, Cüz: 23
----- 37.Saffat Suresi 164.Ayet -----
(Melekler şöyle derler;) "Bizden belli bir makamı (işlevi) olmayan yoktur."
----- 37.Saffat Suresi 165.Ayet -----
"Gerçekten biz saf tutanlarız."

"Hak"ikatimizi oluşturan kuvveler!... Dışsal "Tanrı" edinenlerin anlayamayacakları bir başka "Sünnetullah" ilmi... Aynı zamanda Kuran'da sürekli kullanılan "Biz" kavramının açılımı... Allah dışarılarda, göklerde bir yerde değil! Arş uzaklarda bir yerde değil! Gökler/semalar üzerinizde, yukarılarda değil! Ve aynı şekilde melekler!!! dışarılarda, uzaklarda, yukarılarda bir yerlerde değil... Noktadan, "şahidin/gözlemcinin" algısal yeryüzüne nüzul eden "Hak"ikat!!!... Siz, canınızı alacak "Azrail"in nerede olduğunu "zan" ediyorsunuz? Bir düşünün! Belki "hatırlarsınız".

----- 37.Saffat Suresi 166.Ayet -----
"Gerçekten biz tesbih edenleriz."
Sayfa: 452, Cüz: 23
----- 38.Sad Suresi 10.Ayet -----
Yoksa göklerin, yeryüzünün ve o ikisi arasındakilerin mülkü onların mı? Öyleyse sebepler içerisinde yükselsinler (de görelim).
Sayfa: 454, Cüz: 23
----- 38.Sad Suresi 27.Ayet -----
Göğü, yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri batıl (geçersiz) olarak yaratmadık. Bu, (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlerin zannıdır. Öyleyse ateşten dolayı, küfre düşenlerin vay haline!
Sayfa: 456, Cüz: 23
----- 38.Sad Suresi 66.Ayet -----
"Göklerin (boyutların), yeryüzünün ve ikisi arasındakilerin Rabbi, mutlak güç sahibi, çok bağışlayan (Allah'tan başka ilah (tanrı) yoktur)."
Sayfa: 457, Cüz: 23
----- 39.Zümer Suresi 5.Ayet -----
(Allah,) semaları ve yeryüzünü Hak ile (üzere) yaratmıştır. Geceyi gündüze, gündüzü de geceye sarar. Güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır. Hepsi belirli bir vakte (mühlete) kadar akıp gider. Bilesiniz ki, O mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
Sayfa: 459, Cüz: 23
----- 39.Zümer Suresi 21.Ayet -----
Allah'ın gökten su indirip onu yeryüzündeki kaynaklara soktuğunu, sonra da onunla çeşitli renklerde ekin(ler) çıkardığını (hiç) düşünmedin mi? Sonra (Allah onu/ekini) olgunlaştırır, böylece sen onu (ekini) sararmış görürsün. Sonra (Allah) onu (ekini) çer çöp yapar. Muhakkak ki bunda akıl sahipleri için bir hatırlatma vardır.
Sayfa: 461, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 38.Ayet -----
Onlara; "Gökleri ve yeryüzünü kim yaratmıştır?" (diye) soracak olsan kesinlikle; "Allah" diyeceklerdir. De ki; "Öyleyse Allah olmaksızın dua ettiklerinizi (hiç) düşündünüz mü; Allah bana zarar vermeyi isterse, onlar O'nun (Allah'ın) vereceği zararı giderebilirler mi yada bana bir rahmet vermeyi isterse, O'nun (Allah'ın) rahmetini tutabilirler mi (önleyebilirler mi)?" De ki; "Allah bana yeter. Tevekkül edenler yalnız O'na tevekkül ederler."
Sayfa: 462, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 44.Ayet -----
De ki; "Şefaat tamamen Allah'a mahsustur. Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün mülkü O'nundur. Sonra ancak O'na döndürüleceksiniz."
----- 39.Zümer Suresi 46.Ayet -----
De ki; "Semaları ve yeryüzünü yaratan (programlayan), gaybı (görülmeyeni/algılanmayanı) ve şehadeti (görüleni/algılananı) bilen Allah'ım! Hakkında ihtilafa düştükleri şeylerde kulların arasında Sen hüküm verirsin."
Sayfa: 464, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 63.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün anahtarları O'nundur. Allah'ın ayetlerine karşı (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler, işte onlar hüsrana uğrayacak olanlardır.
----- 39.Zümer Suresi 67.Ayet -----
Allah'ı kadrinin hakkıyla (gereği gibi) takdir edemediler (değerlendiremediler). Kıyamet günü yeryüzü tamamen O'nun avucundadır, semalar O'nun sağ elinde dürülmüştür. O (Allah), onların şirk koştukları şeylerden münezzehtir, yücedir.
Sayfa: 465, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 68.Ayet -----
(Kıyamet günü) Sur'a üflenmiş, Allah'ın diledikleri dışında göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde kim varsa düşüp bayılmıştır. Sonra ona bir daha üflenmiş, bunun üzerine bir de bakmışsın onlar ayakta dikilip bakışmaktadırlar.
----- 39.Zümer Suresi 69.Ayet -----
(O gün,) yeryüzü Rabbinin nuru ile aydınlanmış, Kitap çıkarılmış, nebiler ve şahitler getirilmiş, zulmedilmeden, aralarında Hak ile hüküm verilmiştir.
----- 39.Zümer Suresi 74.Ayet -----
Onlar da; "Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren, bizi cennetten dilediğimiz yeri mesken edineceğimiz bu yeryüzüne varis kılan Allah'a mahsustur." demişlerdir. (Salih) amel edenlerin ecri (mükafatı) ne güzeldir.

Cennette (cennet göğünde/boyutunda) yeni bir yeryüzüne varis kılınmasını, bize yeni bir beden/avatar verilmesi olarak algılayabiliriz. Demek ki, bizim ruh/dalga bedenimiz hep daim, değişen avatarlar.

Sayfa: 467, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 13.Ayet -----
O size alametlerini gösteren, gökten size rızık indirendir. Allah'a yönelenden başkası (bunu) akıla getirip hatırlayamaz.
Sayfa: 472, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 57.Ayet -----
Semaların ve yeryüzünün yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. Lakin insanların çoğu bilmezler.
Sayfa: 473, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 64.Ayet -----
Allah, sizin için yeryüzünü bir ikamet (yeri), göğü de bir bina olarak var edendir. Sizi şekillendirmiş, akabinde şekillerinizi en güzel biçimde yapmış ve sizi temiz şeylerden rızıklandırmıştır. İşte O, Rabbiniz olan Allah'tır. O halde alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!
Sayfa: 476, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 9.Ayet -----
De ki; "Siz gerçekten yeryüzünü iki günde yaratana karşı (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşüyor ve O'na eşler mi varsayıyorsunuz? O alemlerin Rabbidir."
----- 41.Fussilet Suresi 10.Ayet -----
(Allah,) oranın (yeryüzünün) üzerinde kökleşmiş (sabit yerler) var etmiş, orayı mübarek kılmıştır. Orada isteyenler için azıklarını eşit olarak dört günde takdir etmiştir.
----- 41.Fussilet Suresi 11.Ayet -----
Sonra O (Allah) duman halinde olan göğe istiva edip, ona ve yeryüzüne; "Boyun eğerek (rıza göstererek) veya istemeyerek gelin" demiştir. Onlar da; "Boyun eğenler olarak geldik" demişlerdir.
Sayfa: 477, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 12.Ayet -----
Akabinde (Allah), onları iki günde yedi gök (sema/boyut) olarak takdir etmiş ve her göğün (semanın) kendi işini vahyetmiştir. Biz dünya göğünü (semasını) lambalarla süsledik ve koruduk. Bu, mutlak güç sahibi olan, her şeyi hakkıyla bilen (Allah'ın) takdiridir.

Bana göre Kuran'ın üzerinde tefekkür edilmesi gereken en önemli konuları sırasıyla; 1-Sünnetullah, 2-Gökler ve Yeryüzü, 3-Rab... Gökler ve Yeryüzü konusunda da bu dört ayet... Bunları idrak edebilen çok büyük yol kateder.

Sayfa: 480, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 39.Ayet -----
Senin yeryüzünü boynu bükük olarak görüp, sonrasında biz ona su indirdiğimizde sarsılıp artması (yine) O'nun (Allah'ın) alametlerindendir. Hiç şüphesiz onu (yeryüzünü) dirilten (Allah) elbette ölüleri de diriltir. Hiç şüphesiz O her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 482, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 4.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde ne varsa O'nundur (Allah'ındır). O çok yücedir, çok büyüktür.
----- 42.Şura Suresi 5.Ayet -----
Neredeyse semalar üzerlerinden yarılacak. Melekler Rablerini hamdi ile tesbih etmekte ve yeryüzünde bulunanlar için bağışlanma dilemekteler. İyi bilin ki, hiç şüphesiz Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 483, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 11.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün yaratıcısı (programlayıcısı) sizin için kendinizden eşler, hayvanlardan da çiftler var etmiştir. (Allah) orada (yeryüzünde) sizi yoktan var edip etrafa dağıtmaktadır. Bunun (böyle bir sistemin) benzeri olan hiçbir şey yoktur. O (Allah) her şeyi işitendir, basiret sahibidir.
----- 42.Şura Suresi 12.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün anahtarları O'na (Allah'a) aittir. O dilediğine rızkı genişletir ve (dilediği şekilde) ona takdir eder. Hiç şüphesiz O her şeyi hakkıyla bilendir.

İnsan beyninde kilitli kapılar vardır. Yaptığınız çalışmalar ve Allah'ın takdiri ile sizde o kapılar açılıp, bilinç sıçraması yaşayabilirsiniz. İdrakiniz genişler. Daha önceden kavrayamadıklarınızı kavrar, burnunuzun ucunda olup ta göremediklerinizi görür hale gelirsiniz. Yani bir çeşit "level" atlama. Tabi bir de ömürlerini bu dünya uğrunda heder edenler vardır. Vay onların haline!

Sayfa: 485, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 29.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün yaratılması, onlarda canlıları saçması O'nun (Allah'ın) alametlerindendir. O, dilediği zaman onları (saçtığı canlıları, geri) toplamaya gücü yeten, kudret sahibidir.
Sayfa: 487, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 49.Ayet -----
Semaların ve yeryüzünün mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine dişiler (kız çocuklar), dilediğine erkekler (erkek çocuklar) bahşeder.
Sayfa: 488, Cüz: 25
----- 42.Şura Suresi 53.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde ne varsa kendisine ait olan Allah'ın yoluna (rehberlik etmektesin). İyi bilin ki, işler yalnız Allah'a varır.
----- 43.Zuhruf Suresi 9.Ayet -----
Onlara; "Gökleri ve yeryüzünü kim yarattı?" (diye) soracak olsan, kesinlikle; "Onları mutlak güç sahibi olan, her şeyi hakkıyla bilen (Allah) yaratmıştır" diyeceklerdir.
----- 43.Zuhruf Suresi 10.Ayet -----
O (Allah), yeryüzünü sizin için beşik kılan, orada sizin için yollar var edendir. Umulur ki doğru yolu bulup hidayete erebilirsiniz.
Sayfa: 489, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 11.Ayet -----
O (Allah), bir kader ile gökten su indirendir. Böylece biz onunla (o su ile) ölü bir beldeyi dirilttik. Aynı şekilde (siz de böyle) çıkarılacaksınız.
Sayfa: 494, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 82.Ayet -----
Semalar ile yeryüzünün Rabbi ve de arşın Rabbi (olan Allah) onların (müşriklerin) vasıflandırmalarından münezzehtir.
----- 43.Zuhruf Suresi 84.Ayet -----
O (Allah), gökte de yeryüzünde de olan bir ilahtır. O hikmet sahibidir, her şeyi hakkıyla bilendir.
----- 43.Zuhruf Suresi 85.Ayet -----
Semaların, yeryüzünün ve o ikisi arasında bulunanların mülkü kendisine ait olan (Allah) ne yücedir! Kıyamet saatinin bilgisi de O'nun katındadır. Ancak O'na döndürüleceksiniz.
Sayfa: 495, Cüz: 25
----- 44.Duhan Suresi 7.Ayet -----
Eğer ikan sahipleri (kesin bilgi sahipleri) iseniz, (bilin ki) O (Allah) semaların, yeryüzünün ve o ikisi arasındakilerin Rabbidir.
----- 44.Duhan Suresi 10.Ayet -----
Artık göğün apaçık bir duman getireceği günü bekle.
Sayfa: 496, Cüz: 25
----- 44.Duhan Suresi 29.Ayet -----
Gök de yer de onlara ağlamadı, onlar mühlet verilenler de olmadılar.
----- 44.Duhan Suresi 38.Ayet -----
Biz gökleri, yeryüzünü ve aralarındakileri oyuncular olarak yaratmadık.
----- 44.Duhan Suresi 39.Ayet -----
Onları (gökleri ve yeryüzünü) Hak ile (üzere) olması dışında yaratmadık. Ancak pek çoğu bilmezler.
Sayfa: 498, Cüz: 25
----- 45.Casiye Suresi 3.Ayet -----
Şüphesiz ki göklerde ve yeryüzünde iman edenler için alametler vardır.
----- 45.Casiye Suresi 4.Ayet -----
(Yine aynı şekilde,) sizin yaratılmanızda ve canlıların (yeryüzünde) yayılmasında ikan (yakîn) sahibi (kesin bilgiyle inanan) bir topluluk için alametler vardır.
----- 45.Casiye Suresi 5.Ayet -----
Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişi, Allah'ın gökten bir rızık indirip akabinde onunla ölümünden sonra yeryüzüne hayat vermesi ve rüzgarları yönlendirmesi de akıl erdirebilen bir topluluk için alametlerdir.
----- 45.Casiye Suresi 13.Ayet -----
(Yine aynı şekilde, Allah) semalarda ve yeryüzünde ne varsa hepsini kendisinden (bir lütuf olarak) emrinize verendir. Muhakkak ki bunda tefekkür eden bir topluluk için alametler vardır.
Sayfa: 499, Cüz: 25
----- 45.Casiye Suresi 22.Ayet -----
Allah semaları ve yeryüzünü Hak ile ve her nefse kazandıklarına (yaptıklarına) zulmedilmeden karşılık verilmesi için yaratmıştır.
Sayfa: 500, Cüz: 25
----- 45.Casiye Suresi 27.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün mülkü Allah'a aittir. Kıyamet saatinin kopacağı gün, işte o gün boş işler peşinde koşanlar kaybedecekler.
Sayfa: 501, Cüz: 26
----- 45.Casiye Suresi 36.Ayet -----
Hamd, semaların Rabbi, yeryüzünün Rabbi ve alemlerin Rabbi (olan) Allah'a mahsustur.
----- 45.Casiye Suresi 37.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde azamet O'nundur (Allah'ındır). O mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
----- 46.Ahkaf Suresi 3.Ayet -----
Biz, semaları, yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri Hak ile ve belirli bir vakit (ecele kadar) olması dışında yaratmadık. (Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.
----- 46.Ahkaf Suresi 4.Ayet -----
De ki; "Allah olmaksızın dua ettiğiniz şeyleri (put edindiğiniz ilahlarınızı, hiç) düşündünüz mü? Bana gösterin, yeryüzünden ne yaratmışlar? Yoksa onların semalarda (onların yaratılmasında) bir ortaklığı mı var? Eğer doğru söyleyenler iseniz, öyleyse bana bunun (Kuran'ın) öncesinde (size indirilmiş) bir kitap yada (herhangi) bir ilimden bir eser (kalıntı) getirin."
Sayfa: 505, Cüz: 26
----- 46.Ahkaf Suresi 33.Ayet -----
Semaları ve yeryüzünü yaratan ve onları yaratmada güçlük çekmeyen Allah'ın ölüleri diriltmeye Kadir olduğunu düşünmediler mi? Bilakis, hiç şüphesiz O her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 510, Cüz: 26
----- 48.Fetih Suresi 4.Ayet -----
O (Allah), iman edenlerin kalplerine imanlarına iman katmaları için sekinet indirendir. Semaların ve yeryüzünün orduları Allah'ındır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
----- 48.Fetih Suresi 7.Ayet -----
Semaların ve yeryüzünün orduları Allah'ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 511, Cüz: 26
----- 48.Fetih Suresi 14.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün mülkü Allah'a aittir. Dilediğini bağışlar, dilediğini de azaba uğratır. Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 516, Cüz: 26
----- 49.Hucurat Suresi 16.Ayet -----
De ki; "Allah semalarda ve yeryüzünde olanları bildiği halde dininizi Allah'a mı öğreteceksiniz? Allah her şeyi hakkıyla bilendir."
----- 49.Hucurat Suresi 18.Ayet -----
Hiç şüphesiz Allah semaların ve yeryüzünün gaybını (görülmeyenini/algılanmayanını) bilir. Allah yaptıklarınıza basiret sahibidir.
Sayfa: 517, Cüz: 26
----- 50.Kaf Suresi 4.Ayet -----
Yeryüzünün onlardan eksilttiği şeyi bildik. Koruyucu bir kitaba sahibiz.

Yeryüzünün (beden kaydının/tabiatının) insana verdiği vehimler sonucu insanda yanlış zanlar oluşur. İnsan kendini yalnızca aynada gördüğü bedenden, algılayabildiği maddeden oluşan bir varlık zannetmektedir. İnsanın bu "zan"lara göre hayatını sürdürmesi kendisinde "beden perdesi"ni oluşturur. Kuran'da en çok geçen üzerine vurgu yapılan konu "Gökler ve Yeryüzü"dür. Belki de bu, insanın yalnızca yeryüzü varlığı olduğu yanılgısından kurtulması, !!!hatırlaması!!! içindir. İnsan, yeryüzünde "beş duyu" kaydı ile gaybdan (semalardan/gök boyutlarından) bihaber, madde esaretinde, dünyevi zevkler uğrunda koşturan bir "hayvan" olmaktan kurtulmak istiyorsa bu konuya odaklanmalı, özünden gelen "Hak'ikat"e kulak vermelidir. Böyle bir dönüşümü yaşayıp, kilidini açabilirse, işte bu büyük bir kazançtır. Kilitlerin anahtarlarını elinde tutana dua edin, isteyin, O'na yönelin.

----- 50.Kaf Suresi 6.Ayet -----
Yoksa üzerlerindeki göğe, onu nasıl inşa edip süslediğimize bakmadılar mı? Onun hiçbir yarığı da yoktur.
----- 50.Kaf Suresi 7.Ayet -----
Yeryüzü(ne gelince), onu yaydık, ona kökleşmiş (sabit yerler) attık (koyduk) ve onda her türlü güzel çiftten yetiştirdik.
----- 50.Kaf Suresi 9.Ayet -----
Gökten bereketli bir su indirdik, akabinde onunla bahçeler ve biçilecek taneler yetiştirdik.
----- 50.Kaf Suresi 10.Ayet -----
Ve dizi dizi tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları (yetiştirdik).
----- 50.Kaf Suresi 11.Ayet -----
(Bunları) kullara rızık olarak (yetiştirdik). Onunla (o su ile) ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (kabirlerden) çıkış da bu şekildedir.
Sayfa: 519, Cüz: 26
----- 50.Kaf Suresi 38.Ayet -----
And olsun ki, semaları, yeryüzünü ve o ikisi arasındakileri bize bir bitkinlik dokunmaksızın altı günde yarattık.
----- 50.Kaf Suresi 44.Ayet -----
Yeryüzünün onlardan hızlıca yarıldığı gün, işte o bize göre kolay bir toplamadır.

Yeryüzünden, yani beden kaydından kopuş. Bilinç artık o frekansı algılayamaz, çünkü o frekansı algılamasına yarayan yeryüzü maddesi beyin artık onun kullanımı dışındadır. Bu sürece bir çeşit boyut değiştirme de diyebiliriz. Aynı zaman da "Her nefis ölümü tadacaktır" şeklindeki ayetin yaşanmasıdır. Artık yeryüzü kaydı bir sonraki cennet/cehennem yaşamına kadar kalkar, semalardaki süreç devam eder. Cennet/cehennem yaşamında yeni bir yeryüzü/beden kaydı oluşur. Allahu alem!

Sayfa: 520, Cüz: 26
----- 51.Zariyat Suresi 7.Ayet -----
Yörünge sahibi göğe and olsun ki,..
----- 51.Zariyat Suresi 20.Ayet -----
İkan (yakîn) sahibi (kesin bilgiyle inanan) kimseler için yeryüzünde alametler vardır.
----- 51.Zariyat Suresi 22.Ayet -----
Gökte rızkınız ve size vaat edilenler vardır.
----- 51.Zariyat Suresi 23.Ayet -----
Göğün ve yeryüzünün Rabbine and olsun ki, kesinlikle bu (size vaad edilenler) sizin konuşuyor olmanız kadar Hak'tır (gerçektir).
Sayfa: 521, Cüz: 27
----- 51.Zariyat Suresi 47.Ayet -----
Göğü eller (gücümüz/kudretimiz) ile inşa ettik. Şüphesiz ki biz genişletenleriz.
----- 51.Zariyat Suresi 48.Ayet -----
Yeryüzünü biz yayıp döşedik. Ne güzel serenleriz.
Sayfa: 522, Cüz: 27
----- 52.Tur Suresi 9.Ayet -----
Göğün salındıkça salınacağı gün,..
----- 52.Tur Suresi 10.Ayet -----
Dağların yürüdükçe yürüyeceği (gün).
----- 52.Tur Suresi 11.Ayet -----
İşte o gün yalanlayanların vay haline.
Sayfa: 524, Cüz: 27
----- 52.Tur Suresi 38.Ayet -----
Yoksa onların orada (semada konuşulanlara, üzerine çıkıp) kulak verdikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri apaçık bir ferman getirsin.
Sayfa: 525, Cüz: 27
----- 53.Necm Suresi 26.Ayet -----
Semalarda nice melek vardır da, Allah dilediği ve (kendisinden) razı olduğu kimse için izin vermedikçe şefaatleri hiçbir şekilde fayda vermez.
Sayfa: 526, Cüz: 27
----- 53.Necm Suresi 31.Ayet -----
Kötülük yapanlara yaptıkları sebebiyle, iyilik yapanlara da en güzeli ile karşılık vermesi için semalarda ve yeryüzünde bulunanlar Allah'ındır.
----- 53.Necm Suresi 32.Ayet -----
Küçük günahlar müstesna, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan sakınan (iyilik yapanlara). Hiç şüphesiz Rabbin bağışlaması geniş ve sonsuz olandır. O, siz annelerinizin karınlarında ceninler iken sizi yeryüzünden inşa ettiğinde (beden kaydına soktuğunda) sizi en iyi bilendir. O halde kendinizi temize çıkarmayın. O, (Sünnetullah'tan) sakınan kimseyi en iyi bilendir.

İnsan denen "mahluk" bizim algımıza göre "mana alemi"ndeki aslından, Adem (as)'ın vesilesi ile dünya semasında yeryüzü kaydına indirgenmiştir. İnsan, bu dünya durağındaki yolculuğunu tamamlamasının ardından tekrardan "mana alemi" diye algıladığımız aslına rücu edecektir. Kabir, mahşer, sırat, mizan evreleri sonrasında ise cennet/cehennem semalarında yeni bir "yeryüzü" kaydına girecektir...Allahu Alem!

Sayfa: 530, Cüz: 27
----- 55.Rahman Suresi 7.Ayet -----
(Allah) göğü yükseltmiş, mizanı (ölçüyü) koymuştur.
----- 55.Rahman Suresi 10.Ayet -----
(Allah) yeryüzünü insanoğlu için koymuştur.
----- 55.Rahman Suresi 11.Ayet -----
Orada (yeryüzünde) meyve ve kabuklu hurma vardır.
----- 55.Rahman Suresi 12.Ayet -----
Yapraklı tane ve kokulu bitki (vardır).
Sayfa: 531, Cüz: 27
----- 55.Rahman Suresi 29.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde bulunanlar O'ndan (Allah'tan) isterler. O, her gün bir şan'dadır.
----- 55.Rahman Suresi 33.Ayet -----
Ey cin ve insan topluluğu! Eğer semalar ve yeryüzü yöresini delip geçmeye güç yetirebiliyorsanız, haydi geçin gidin. Bir hüküm olmadan (Allah bu boyut sıçramasına izin vermeden) geçemezsiniz.
----- 55.Rahman Suresi 37.Ayet -----
Gök yarılıp da akabinde yağlar gibi bir gül olduğu zaman (haliniz nice olur)?
Sayfa: 536, Cüz: 27
----- 57.Hadıd Suresi 1.Ayet -----
Göklerde ve yeryüzünde bulunanlar Allah'ı tesbih ederler. O mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
----- 57.Hadıd Suresi 2.Ayet -----
Göklerin ve yeryüzünün mülkü O'na (Allah'a) aittir. O hayat verir ve öldürür. O her şeye Kadir'dir.
Sayfa: 537, Cüz: 27
----- 57.Hadıd Suresi 4.Ayet -----
O (Allah), gökleri (boyutları) ve yeryüzünü altı günde yaratan, sonra da arşa istiva edendir. O yere gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Her nerede olursanız olun, O sizinle birliktedir. Allah yaptıklarınıza basiret sahibidir.
----- 57.Hadıd Suresi 5.Ayet -----
Göklerin ve yeryüzünün hükümranlığı O'nundur (Allah'ındır). İşler yalnız Allah'a döndürülür.
----- 57.Hadıd Suresi 10.Ayet -----
Göklerin (boyutların) ve yeryüzünün mirası Allah'ın olduğu halde, Allah yolunda infak etmemeniz sizin için olacak şey değildir. Sizden fetihten (Mekke'nin fethinden) önce infak eden ve savaşan kimseler (diğerleriyle) bir değildir. Onlar sonradan infak edip, savaşanlardan derece bakımından daha üstündür. (Bununla beraber) Allah hepsine en güzelini (cenneti) vaad etmiştir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Sayfa: 538, Cüz: 27
----- 57.Hadıd Suresi 17.Ayet -----
Biliniz ki Allah yeryüzüne ölümünden sonra hayat verir. Ayetleri size açıkladık. Umulur ki akıl erdirebilirsiniz.
Sayfa: 542, Cüz: 28
----- 58.Mücadele Suresi 7.Ayet -----
Allah'ın göklerde ve yeryüzünde olanları bildiğini (hiç) düşünmedin mi? Üç kişinin gizli konuşmasında dördüncülerinin O (Allah) olması dışında bir şey olacak şey değildir. Beş kişide de (yine) altıncıları O'ndan başkası değildir. Bundan daha az ne de daha çok, her nerede olurlarsa olsunlar O'nun (Allah'ın) onlarla beraber olması dışında bir şey (söz konusu) değildir. Sonra, kıyamet günü, (Allah) kendilerine yaptıklarını bildirecektir. Hiç şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Kesretten bakanlar, fiiller ile perdelenenler 3'ü, 5'i, bir de yanlarında O'nu görür/bilir. Siz 3'ü, 5'i görmeyin! Yalnız O'nu görün. O zaman yanı, yönü, sağı, solu, doğusu, batısı, uzağı, yakını kalmaz. Sadece O! El-An! Sadece O!

Sayfa: 544, Cüz: 28
----- 59.Haşr Suresi 1.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde olanlar Allah'ı tesbih etmektedir. O mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 547, Cüz: 28
----- 59.Haşr Suresi 24.Ayet -----
O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren, en güzel isimler kendisinin olan Allah'tır. Semalarda ve yeryüzünde olanlar O'nu tesbih ederler. O mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 550, Cüz: 28
----- 61.Saf Suresi 1.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde olanlar Allah'ı tesbih etmektedir. O mutlak güç sahibidir, hikmet sahibidir.
Sayfa: 552, Cüz: 28
----- 62.Cuma Suresi 1.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde olanlar tüm alemlerin tek sahibi, her türlü noksanlıktan münezzeh, mutlak güç sahibi, hikmet sahibi Allah'ı tesbih ederler.
Sayfa: 554, Cüz: 28
----- 63.Münafikun Suresi 7.Ayet -----
Bunlar; "Allah'ın resulünün yanında bulunanlara bir şey sarfetmeyin ki dağılsınlar (aralarındaki birlik bozulsun)" diyen kimselerdir. (Oysa) göklerin ve yeryüzünün hazineleri Allah'ındır, lakin münafıklar (bunu) idrak edemezler.
Sayfa: 555, Cüz: 28
----- 64.Tegabun Suresi 1.Ayet -----
Semalarda ve yeryüzünde olanlar Allah'ı tesbih ederler. Mülk O'na aittir, hamd O'na mahsustur. O her şeye Kadir'dir.
----- 64.Tegabun Suresi 3.Ayet -----
(Allah,) gökleri (boyutları) ve yeryüzünü Hak olarak yaratmış, sizi şekillendirmiş, suretlerinizi en güzel şekilde yapmıştır. Dönüş (dönüşüm) yalnız O'nadır.
----- 64.Tegabun Suresi 4.Ayet -----
(Allah) göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde olanları bilir, gizlediğinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah göğüslerin sahip olduklarını hakkıyla bilendir.
Sayfa: 558, Cüz: 28
----- 65.Talak Suresi 12.Ayet -----
Allah, yedi göğü ve yeryüzünden de onların benzerini yaratandır. Allah'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmen kavrayıp kuşattığını bilmeniz için emir bunların arasında iner durur.
Sayfa: 561, Cüz: 29
----- 67.Mülk Suresi 3.Ayet -----
O (Allah), yedi göğü katlar halinde yaratandır. Rahman'ın yaratmasında bir aykırılık göremezsin (her şey bir düzen halindedir). Bakışını çevir (de bir bak), yarılma görüyor musun?
----- 67.Mülk Suresi 5.Ayet -----
And olsun ki, dünya göğünü (semasını) lambalarla süsledik ve onları şeytanlar için taşlamalar kıldık. Onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
Sayfa: 562, Cüz: 29
----- 67.Mülk Suresi 15.Ayet -----
O (Allah), yeryüzünü size boyun eğdirilmiş kılandır. Öyleyse onun (yeryüzünün) omuzlarında yürüyün ve O'nun (Allah'ın) rızkından yiyin. (Ölümden sonra) yeniden dirilme yalnız O'nadır (Allah'adır).
----- 67.Mülk Suresi 16.Ayet -----
Gökte olanın sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? Sonra bir de bakmışsın o (gök) salınıyor.
----- 67.Mülk Suresi 17.Ayet -----
Yoksa gökte olanın üzerinize (taş yağdıran) bir kasırga göndermesinden emin mi oldunuz? O halde uyarımın nasıl olduğunu öğreneceksiniz.
Sayfa: 566, Cüz: 29
----- 69.Hakka Suresi 14.Ayet -----
Yeryüzü ve dağlar yüklenilip kaldırıldığı, akabinde tek bir vuruşla dümdüz edildiğinde,..
----- 69.Hakka Suresi 16.Ayet -----
Gök (sema) yarılmış, o gün o çürümüştür.
----- 69.Hakka Suresi 17.Ayet -----
Melek onun (göğün/semanın) çevresi üzerindedir. O gün Rabbinin arşını bunların da üzerinde sekiz tanesi (melek) taşımaktadır.
Sayfa: 567, Cüz: 29
----- 70.Mearic Suresi 8.Ayet -----
Göğün erimiş maden gibi olacağı gün,..
----- 70.Mearic Suresi 9.Ayet -----
Dağların renkli yün gibi olacağı.
Sayfa: 570, Cüz: 29
----- 71.Nuh Suresi 15.Ayet -----
"Allah'ın yedi göğü katlar halinde nasıl yaratmış olduğunu (hiç) düşünmediniz mi?"
----- 71.Nuh Suresi 16.Ayet -----
"(Allah) onlarda (göklerde) ayı nur, güneşi ise lamba kılmıştır."
----- 71.Nuh Suresi 17.Ayet -----
"Allah sizi yeryüzünden bir nebat olarak yetiştirmiştir."
----- 71.Nuh Suresi 18.Ayet -----
"Sonra (Allah) sizi oraya döndürecek ve (yine) çıkaracaktır."

Yeryüzü kaydından çıkış (yeryüzü bedeninin ölümü) ve göklere/semalara (aslımıza) dönüş. Sonra yine oradan başka yeryüzüne (cennet/cehennem yaşamı).

----- 71.Nuh Suresi 19.Ayet -----
"Allah yeryüzünü sizin için yaygı olarak var etmiştir."
----- 71.Nuh Suresi 20.Ayet -----
"Onda (yeryüzünde) dağlar arasındaki yolları tutmanız için."
Sayfa: 571, Cüz: 29
----- 72.Cin Suresi 8.Ayet -----
"Gerçekten biz göğe dokunmuş, onu sert muhafızlar ve ateş parçaları ile doldurulmuş bulmuştuk."
----- 72.Cin Suresi 9.Ayet -----
"Doğrusu biz orada (gökte, bir şeyler) işitmek için bazı yerlerde otururduk. Fakat şimdi kim (ona/göğe) kulak verecek olsa, kendisini gözetleyici bir ateş parçası bulur."
----- 72.Cin Suresi 10.Ayet -----
"Yeryüzündeki kimselere kötülük mü istendi yoksa Rableri onlara doğru yol mu (sağ duyu, feraset mi) istedi, gerçekten bilmiyoruz."

Cinlere göre biz insanlar "yeryüzü varlıklarıyız". Onlar bizi görebiliyorlar, ama biz onları göremiyoruz. Frekansları bizim algımız dışında. Dünya seması ile etkileşimleri var. Korunanlar (Allah'ın uyarılarına kulak verip, gerekli korunmaları/ibadetleri yapanlar) cinlerin dünya semasındaki etkilerinden etkilenmezler yada daha az etkilenirler, bu uyarıları dikkate almayanlar için ise bu korunma geçerli değildir. İblisin ordusu dünya semasına yaptıkları bu saldırılar ile yeryüzü halifesi Ademoğullarını etkileri altına alıp, onları dalalete sürüklemektedir. Burada "dünya seması"ndan kastedileni de "dünya gezegeni" olarak algılamamak gerekir. Gökler/semalar, arş, cinler, melekler... İnsanın kendisi başlı başına bir evrendir... Cüz, Kül'e tabidir... Aslında var olan "Tek'in Seyri"dir... Ancak bu kadar açabiliyorum. Allah idrakini nasib eylesin.

Sayfa: 573, Cüz: 29
----- 73.Müzzemmil Suresi 14.Ayet -----
(O) gün yeryüzü ve dağlar şiddetle sarsılır, dağlar dağılan kum yığını haline gelir.
----- 73.Müzzemmil Suresi 18.Ayet -----
Gök (dünya seması) onun (o günün şiddeti) ile yarılır. O'nun (Allah'ın) vaadi yapılmış (yerine getirilmiş) olur.
Sayfa: 579, Cüz: 29
----- 77.Mürselat Suresi 9.Ayet -----
Gök (bu dünya seması) yarıldığında,..
----- 77.Mürselat Suresi 10.Ayet -----
Dağlar toz haline getirilip savrulduğunda,..
Sayfa: 580, Cüz: 29
----- 77.Mürselat Suresi 25.Ayet -----
Yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
----- 77.Mürselat Suresi 26.Ayet -----
Dirilere ve ölülere (toplanma yeri).
----- 77.Mürselat Suresi 27.Ayet -----
Orada (yeryüzünde) yüksek kökleşmiş (sabit yerler) var edip, size tatlı bir su içirdik (öyle değil mi)?
Sayfa: 581, Cüz: 30
----- 78.Nebe Suresi 6.Ayet -----
Biz yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
----- 78.Nebe Suresi 7.Ayet -----
Dağları da kazıklar olarak (var etmedik mi)?
----- 78.Nebe Suresi 12.Ayet -----
Üzerinize yedi sağlam (gök/sema) inşa ettik.
----- 78.Nebe Suresi 19.Ayet -----
Gök (dünya seması/boyutu) açılmış, kapılar olmuştur.
----- 78.Nebe Suresi 20.Ayet -----
Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur.
Sayfa: 582, Cüz: 30
----- 78.Nebe Suresi 37.Ayet -----
O (Allah), semaların, yeryüzünün ve o ikisi arasındakilerin Rabbidir, Rahman'dır. O'ndan bir konuşmaya sahip olamazlar (O'nunla konuşamazlar).
Sayfa: 583, Cüz: 30
----- 79.Naziat Suresi 27.Ayet -----
Yaratma bakımından siz mi daha zorsunuz yoksa bu gök mü? Ki onu (Allah) inşa etmiştir.
----- 79.Naziat Suresi 28.Ayet -----
(Allah) onun (göğün) tavanını yükseltmiş, sonra da onu düzenlemiştir.
----- 79.Naziat Suresi 29.Ayet -----
(Allah, göğün) gecesini karartmış, (böylece) kuşluk vaktini meydana çıkarmıştır.
----- 79.Naziat Suresi 30.Ayet -----
Bundan sonra da (Allah) yeryüzünü döşemiştir.
----- 79.Naziat Suresi 31.Ayet -----
(Allah) ondan (yeryüzünden) suyunu ve otlağını çıkarmıştır.
----- 79.Naziat Suresi 32.Ayet -----
(Allah) ona (yeryüzüne) dağları yerleştirmiştir.
----- 79.Naziat Suresi 33.Ayet -----
(Allah, bunu) sizin ve (ot yiyen) hayvanlarınız için bir faydalanma olarak (yapmıştır).
Sayfa: 584, Cüz: 30
----- 80.Abese Suresi 25.Ayet -----
Şüphesiz ki biz suyu döktükçe döktük.
----- 80.Abese Suresi 26.Ayet -----
Sonra yeryüzünü yardıkça yardık.
----- 80.Abese Suresi 27.Ayet -----
Böylece orada (yeryüzünde) taneler bitirdik.
----- 80.Abese Suresi 28.Ayet -----
Üzüm ve sebze (bitirdik).
----- 80.Abese Suresi 29.Ayet -----
Zeytin ve hurma (bitirdik).
----- 80.Abese Suresi 30.Ayet -----
Sık ağaçlı bahçeler (var ettik).
----- 80.Abese Suresi 31.Ayet -----
Meyve ve çayır (bitirdik).
----- 80.Abese Suresi 32.Ayet -----
(Allah, bunları) sizin ve (ot yiyen) hayvanlarınız için bir faydalanma olarak (yapmıştır).
Sayfa: 585, Cüz: 30
----- 81.Tekvir Suresi 11.Ayet -----
Gök (bu dünya seması) sıyrılıp açıldığında,..
Sayfa: 586, Cüz: 30
----- 82.İnfitar Suresi 1.Ayet -----
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ
Gök (bu dünya seması) yarıldığında,..
Sayfa: 588, Cüz: 30
----- 84.İnşikak Suresi 1.Ayet -----
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ
Gök (bu dünya seması) yarıldığında,..
----- 84.İnşikak Suresi 2.Ayet -----
(Gök) Rabbine izin verip, Hak'ikat ortaya çıktığında,..
----- 84.İnşikak Suresi 3.Ayet -----
Yeryüzü yayıldığında,..
----- 84.İnşikak Suresi 4.Ayet -----
(Yeryüzü) içerisindekileri atıp, boşaldığında,..
----- 84.İnşikak Suresi 5.Ayet -----
(Yeryüzü) Rabbine izin verip, Hak'ikat ortaya çıktığında,..
----- 84.İnşikak Suresi 6.Ayet -----
Ey insan! Gerçekten sen Rabbine (doğru) çabaladıkça çabalarsın, sonunda O'na kavuşursun.

Her nokta bir yola çıkar. Bütün yollar bir daire çizer ve başa (Tek noktaya) döner. (Kuran'ın ilk/açılış/fetih suresinin, ilk ayettinin, ilk harfinin altındaki "NOKTA"ya. Gökler (boyutlar) yarılır, yeryüzü (madde) yok olur, Hak'ikat ortaya çıkar.)

Sayfa: 589, Cüz: 30
----- 85.Büruc Suresi 1.Ayet -----
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ
Burçlar sahibi göğe and olsun,..
----- 85.Büruc Suresi 9.Ayet -----
O (Allah) ki, göklerin ve yeryüzünün mülkü kendisinin olandır. Allah her şeye şahittir.
Sayfa: 590, Cüz: 30
----- 86.Tarık Suresi 1.Ayet -----
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ
Göğe (bu dünya semasına) ve Tarık'a and olsun.

Tarık: Gece gelip kapıyı çalan misafir. Kuyruklu yıldız, sabah yıldızı.

----- 86.Tarık Suresi 11.Ayet -----
Geri dönüş sahibi göğe (bu dünya semasına) and olsun,..
----- 86.Tarık Suresi 12.Ayet -----
Yarık sahibi yeryüzüne,..
Sayfa: 592, Cüz: 30
----- 88.Gaşiye Suresi 18.Ayet -----
Göğe (bu dünya semasına bakmazlar mı), nasıl yükseltilmiş?
----- 88.Gaşiye Suresi 19.Ayet -----
Dağlara (bakmazlar mı), nasıl dikilmiş?
----- 88.Gaşiye Suresi 20.Ayet -----
Yeryüzüne (bakmazlar mı), nasıl yayılmış?
Sayfa: 593, Cüz: 30
----- 89.Fecr Suresi 21.Ayet -----
Hayır. Yeryüzü (birbiri ardınca sarsılıp) dümdüz edildiğinde,..
Sayfa: 594, Cüz: 30
----- 91.Şems Suresi 5.Ayet -----
Göğe (bu dünya semasına) ve onu bina edene,..
----- 91.Şems Suresi 6.Ayet -----
Yeryüzüne ve onu yayana,..
Sayfa: 599, Cüz: 30
----- 99.Zilzal Suresi 1.Ayet -----
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
Yeryüzü kendi(ne has) sarsıntısı ile sarsıldıkça sarsıldığında,
----- 99.Zilzal Suresi 2.Ayet -----
Yeryüzü ağırlıklarını ortaya döktüğünde,

Ağırlıklar: İnsanın, bu dünyada sırtını ezen ağırlıkları. Benlik, ego, hırslar, kimlikler, makamlar, sahiplenmeler, korkular, şartlanmalar, vehimler,...

----- 99.Zilzal Suresi 3.Ayet -----
İnsan; "Buna (yeryüzüne) ne oluyor?" dediğinde,
----- 99.Zilzal Suresi 4.Ayet -----
O gün (yeryüzü) haberlerini anlatacaktır.
----- 99.Zilzal Suresi 5.Ayet -----
Rabbinin kendisine vahyetmesi ile (anlatacaktır).