Sayfa: 18, Cüz: 1
Bakara Suresi
----- 2.Bakara Suresi 126.Ayet -----
O vakit İbrahim; "Rabbim! Burasını emin bir belde kıl, halkından Allah'a ve son güne (ahiret gününe) iman edenleri meyveler ile rızıklandır" demişti. (Allah da;) "Kim (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşerse onu az bir müddet faydalandırır (eğlendirir), sonra da onu ateş (cehennem) azabına mecbur bırakırım. (Orası) ne kötü varış (dönüş) yeridir" demişti.
Sayfa: 50, Cüz: 3
Al-i İmran Suresi
----- 3.Al-i İmran Suresi 10.Ayet -----
Muhakkak ki, (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlere ne malları ne de evlatları Allah'tan (gelecek) bir şeye (azaba) karşı fayda sağlamayacaktır. İşte onlar, ateşin (cehennemin) yakıtıdırlar.
Sayfa: 50, Cüz: 3
Al-i İmran Suresi
----- 3.Al-i İmran Suresi 14.Ayet -----
İnsanların (nefsani) şehvetlerinin sevgisi; kadınlar, oğullar, altın ve gümüşten yığılmış servetler, nişanlı atlar, davarlar ve ekinler ile süslendirilmiştir. Bunlar dünya hayatının (nefse hoş gelen, faydasız) eğlenceleridir. (Oysa) en iyi dönüş yeri Allah katındadır.
Sayfa: 61, Cüz: 4
Al-i İmran Suresi
----- 3.Al-i İmran Suresi 92.Ayet -----
Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) infak etmedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz. Her ne sarfederseniz, hiç şüphesiz Allah onu hakkıyla bilir.
Dünya metalarından/bağımlılıklarından vazgeçebildiğiniz kadar özgürleşir, yüklerinizi hafifletmiş olursunuz.
Sayfa: 64, Cüz: 4
Al-i İmran Suresi
----- 3.Al-i İmran Suresi 116.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlere ne malları ne de evlatları onlara Allah'tan (yana) hiçbir şekilde fayda sağlamayacaktır. İşte onlar ateş (cehennem) ashabıdır. Onlar orada ölümsüzdürler (ebedi kalıcılardır).
Sayfa: 73, Cüz: 4
Al-i İmran Suresi
----- 3.Al-i İmran Suresi 185.Ayet -----
Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak, kıyamet günü ecirleriniz (yaptıklarınızın karşılığı) eksiksiz olarak verilecektir. Kim ateşten (cehennemden) uzaklaştırılıp cennete sokulursa kazanmıştır (kurtuluşa ermiştir). Dünya hayatı, aldatıcı bir eğlenceden başka bir şey değildir.
Sayfa: 75, Cüz: 4
Al-i İmran Suresi
----- 3.Al-i İmran Suresi 197.Ayet -----
Az bir eğlence (dünyalık)... Sonra barınakları cehennemdir. (Orası) ne kötü döşektir!
Sayfa: 89, Cüz: 5
Nisa Suresi
----- 4.Nisa Suresi 77.Ayet -----
Kendilerine; "Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı ikame edin, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Onlara savaş yazıldığında (farz kılındığında) bir de bakmışsın onlardan bir grup Allah'tan korkar gibi hatta daha şiddetli bir şekilde insanlardan korkuyorlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın, bizi yakın bir vakte kadar erteleseydin ya!" demişler. De ki; "Dünya metaası (eğlencesi) azdır. Ahiret ise (Allah'tan) sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar zulmedilmez."
Konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayanlar, iş ciddiye bindiğinde kaçacak delik arayıp, bahane üstüne bahane sıralıyorlar. Şeytanları hemen kendilerine akıl veriyor, onlar da hemen uyuyorlar. Sanırsın Allah ile anlaşma yapmışlar da, Allah da onlara bu yeryüzünde sonsuz hayat vermiş. Zaten ölecek olacaklarını unutmuşlar. Putlarının kölesi olmuşlar, kendilerine yeryüzünden ilahlar edinmişler. Bak şunlar, şunlar Allah'ın düşmanı, yeryüzünde fesat çıkarmaya uğraşıyor, Allah'a karşı yalan uyduruyor, Allah'ın mülkünde zalimlik ediyor, gel de bu deccalin kölelerine karşı dik duralım, tavrımızı ortaya koyalım desen, bakmışsın çevrende en imanlı bildiklerin bile kalmamış, hepsi toz olmuş.
Sayfa: 174, Cüz: 9
Araf Suresi
----- 7.Araf Suresi 190.Ayet -----
Fakat (Allah) o ikisine bir salih (evlat) verdiğinde, onun (Allah'ın kendilerine verdiği evlat) hakkında O'na (Allah'a) ortaklar varsaydılar. Oysa ki Allah, onların şirk koştukları şeylerden yücedir.
Verilen nimetlerde kime şükredeceğimiz konusunda yanılgıya düşmekten sakınmalıyız. Örneğin biri size bir iş imkanı sağladı, size para verdi, biri sizi tedavi etti, bir ilaç aldınız iyileştiniz, biri size bir iyilikte bulundu,..., vesilelerden sıyrılıp, gerçek Fail'i görebilmek, şükrü kendisine iletmek gerekir.
Sayfa: 179, Cüz: 9
Enfal Suresi
----- 8.Enfal Suresi 28.Ayet -----
Biliniz ki, mallarınız ve evlatlarınız birer fitnedir (sınama aracıdır), Allah'ın katında ise büyük bir ecir vardır.
Resullah döneminde kabenin içindeki ve dışındaki sembolik putlar yıkılmıştır. Ama insanoğlunun beyninin içindeki ve dışındaki putlar her zaman vardır. Önemli olan sizin bu putlara ne kadar değer verdiğinizdir. Allah'a ermek isteyen putlarını yıkmalıdır. Hz.Muhammed kabedeki putları yıkarken ilmin kapısı Hz.Ali'yi sırtına almış, putları ona yıktırmıştır. Siz de ilmi yüklenip, hayatınıza uygulayarak, yaşantınızı Allah ilmine (Sünnetullah'a) göre düzenleyerek, putlarınızdan kurtulabilirsiniz. Allah dışında tapınılacak varlık yoktur. Allah dışında kulluk edilecek varlık da yoktur. Siz yapabiliyorsanız kulluk edebilenlerden olmaya gayret gösterin. Maddi hayata dair sahiplendiğiniz ne varsa atın. "Hâlik" olan Allah dışında her şey "mahluktur". Unutmayın, mahluklardan size fayda gelmez, zarar da gelmez. "Hâlik" ve "mahluk" kavramlarını umarım anlamışsınızdır.
Sayfa: 189, Cüz: 10
Tevbe Suresi
----- 9.Tevbe Suresi 24.Ayet -----
De ki; "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşnut olduğunuz konutlar size Allah'tan, resulünden ve O'nun (Allah'ın) yolunda cihat etmekten daha sevimli ise, o halde Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar (günahkarlar) topluluğunu hidayete erdirmez."
Kuran'da ve sünnette infak tavsiye edilmektedir. Bunun alt sınırı belirlenmiştir. Üst sınır konmamıştır. Sahabeden mallarının neredeyse tamamını infak edenler olmuştur. Günümüzde de belki vardır. Orta yolu bulanlar da olabilir. Farz olanı yerine getirdikten sonra gerisi size kalmıştır. Önemli olan hem verdiklerinizde hem de vermediklerinizde gözünüzün, aklınızın kalmamış olması. Verdiklerinde aklı kalanların oranı belki düşüktür. Ama vermediklerinde aklı kalanların oranı muhtemelen yüksektir. İnsan çok mal sahibi olabilir, çok fazla çocuğu olabilir, ailesi varlıklı ve geniş olabilir, güç ve kuvvet sahibi olabilir,...vb. Ancak hiç birine güvenmeyin, hiçbirini sahiplenmeyin. Aklınız mallarınızda, çoluk çocuğunuzda olmasın. Bunların hepsi fitne/sınav. Kıbleniz ahiretiniz olsun. Yönünüzü, gönlünüzü ahirete çevirin. Bu dünyadan gelip geçensiniz. Bu durakta ve bu duraktaki süslere takılmayın. Aklınız kalmadıktan sonra malınızın fazla olmasında bir sakınca yoktur. Sahabelerden servetlerinin çoğunu infak edenlerin bir nedeni mal sevgisi korkusu idi. Kendilerine hakim olamayıp mal sevdasına düşeceklerinden korktuklarından, ellerinden çıkardılar. Siz iradenize güveniyorsanız, mal bataklığına düşmeyeceğinize inanıyorsanız, size bir sakınca yok.
Sayfa: 192, Cüz: 10
Tevbe Suresi
----- 9.Tevbe Suresi 38.Ayet -----
Ey iman edenler! Size ne oldu da, "Allah yolunda seferber olun" denildiği zaman yere çakılıp kaldınız? (Yoksa) ahiretten (vazgeçip) dünya hayatına mı razı oldunuz? Oysa dünya hayatının faydalanması ahiretin yanında azdan başka bir şey değildir.
Dünya hayatında, deccalin hizmetkarları kendilerini öyle bir esarat altına almış ki, adeta madde bağımlılarının satıcıların peşinde koşturması gibi onlara bağımlı olmuşlar. Kendilerine ne sunulsa sorgulamadan, akıl yürütmeden "onlar diyorsa bu doğrudur" şeklinde bir yaklaşımla hemen emre itaat eder haldeler. Hem korku ile vesvese verip, hem de dünyanın süslerine bağımlı kılarak toplumları helake doğru sürüklüyorlar. Dediklerini kabul etmeyenleri dışlıyorlar, aforoz ediyorlar. Akıl yürüten, düşünen insanları "cadı" diye nitelendirip yakan orta çağ zihniyeti, bugünkü zulmünü farklı isimler altında devam ettirmektedir. Cahiliyet her dönem olduğu gibi günümüzde de hüküm sürmekte. İnsanlar Allah'ın ilminden uzak kaldığı müddetçe de bu devam edecek.
Sayfa: 199, Cüz: 10
Tevbe Suresi
----- 9.Tevbe Suresi 86.Ayet -----
"Allah'a iman edin ve resulü ile birlikte cihat edin" diye bir sure indirildiğinde, onlardan güç (servet ve imkan) sahibi olanlar senden izin istediler ve "Bizi bırak oturanlarla (geride kalanlarla) beraber olalım" dediler.
Sayfa: 203, Cüz: 11
Tevbe Suresi
----- 9.Tevbe Suresi 110.Ayet -----
Kurmuş oldukları binaları, kalpleri parçalanmadıkça kalplerinde şüphe olmaya (olarak kalmaya) devam edecektir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
Sır kalptedir, özdedir. İnsan onu madde ile, benlik ile kaplar. Kendine putlar edinir. Putlarınızı yıkmadıkça Hak'ikate eremezsiniz. Putlarınızı nasıl yıkacağınıza gelince; vazgeçin. Vazgeçtikçe özgürleşirsiniz. Benlik dağlarınızı yıkın. Uydurma kimliklerinizi, ünvanlarınızı atın. Maddi araçları amaç edinmekten vazgeçin. Hayatınızı sadeleştirin. Onsuz yapamam, şunu yapmazsam olmaz, bunu da elde etmeliyim gibi prangalarınızdan kurtulun. Yüklerinizi atın, hafifleyin. Belki farkında değilsiniz ama sizi bataklığa çeken o yükleriniz. Vazgeçin, yıkın, parçalayın. İşte o zaman geriye Hak'ikat kalır. Kaldır kendini aradan, ortaya çıksın Yaradan.
Sayfa: 210, Cüz: 11
Yunus Suresi
----- 10.Yunus Suresi 23.Ayet -----
Ardından (Allah) onları kurtarınca, bir de bakmışsın ki onlar yeryüzünde haksızca haddi aşıyorlar. Ey insanlar! Taşkınlığınız ancak kendi aleyhinizedir. (Elinize geçen ancak) dünya hayatının faydalanması (eğlencesi olur). Sonra dönüşünüz bizedir. O zaman biz, yapmakta olduklarınızı size bildireceğiz.
Sayfa: 215, Cüz: 11
Yunus Suresi
----- 10.Yunus Suresi 70.Ayet -----
(Onlar için) dünyada (nefse hoş gelen şeyler - geçici) bir faydalanma vardır. Sonrasında dönüşleri bizedir. Ardından (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler olmaları sebebiyle onlara şiddetli azabı tattıracağız.
Sayfa: 247, Cüz: 13
Yusuf Suresi
----- 12.Yusuf Suresi 106.Ayet -----
Onların çoğu şirk koşmadan Allah'a iman etmezler.
İman edenler (iman ettiklerini zannedenler) de dahil gizli de olsa insanoğlunun çoğu şirk koşmadan saf bir şekilde iman edemez. En azından namaz kılarken aklınızdan geçirdiğiniz putlarınızı bir düşünün. Allah'a tevekkül etmeyip, mahluklardan medet umduğunuz anları bir hatırlayın. Kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine iman ettiğiniz halde en ufak bir musibetteki isyanlarınızı gözünüzün önüne getirin. Gerçekten iman ettiniz mi? İman dilinizden, boğazınızdan geçip kalbinize yerleşti mi?
Sayfa: 250, Cüz: 13
Rad Suresi
----- 13.Rad Suresi 18.Ayet -----
Rablerine (çağrısına) icabet edenler (uyanlar) için (mükafatın) en güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler(e gelince), şayet yeryüzündeki şeylerin tamamı ve onunla beraber bir de o kadarı kendilerinin olsa (azaptan kurtulmak için) kesinlikle onu fidye verirlerdi. İşte onlar için hesabın kötüsü vardır. Onların barınakları ise cehennemdir. (Orası) ne kötü döşektir.
Sayfa: 251, Cüz: 13
Rad Suresi
----- 13.Rad Suresi 26.Ayet -----
Allah dilediği kimseye rızkı genişletir ve (dilediği şekilde) takdir eder. Onlar dünya hayatı ile sevindiler. (Oysa) dünya hayatı ahirete göre (ahiretin yanında nefse hoş gelen, geçici) bir faydalanmadan başka bir şey değildir.
Sayfa: 265, Cüz: 14
Hicr Suresi
----- 15.Hicr Suresi 88.Ayet -----
Onlardan (kafirlerden) bir takım çiftleri eğlendirdiğimiz şeylere gözlerini dikme ve onlardan dolayı üzülme. Müminlere (merhamet) kanadını indir.
Sayfa: 279, Cüz: 14
Nahl Suresi
----- 16.Nahl Suresi 117.Ayet -----
(Dünya hayatında nefse hoş gelen) az bir faydalanma, (ardından ahirette ise) onlar için elem verici bir azap vardır.
Sayfa: 286, Cüz: 15
İsra Suresi
----- 17.İsra Suresi 56.Ayet -----
De ki; "O (Allah) olmaksızın (ilah) kabul ettiklerinizi çağırın, onlar sizden zararı ne giderecek ne de değiştirecek (bir güce) sahip değildirler."
Zanlar!!! Falanca kişi bana şöyle kötülük yaptı. İşim rast gitmedi. Beklediğim gibi olmadı. Patronum bana kötü davrandı. Eşim kötü davrandı. Çocuğum şöyle şöyle yaptı...Yada... Falanca kişi sayesinde iş buldum. Patronum maaşıma zam yaptı. Eşim bana güzel davrandı. Çocuğum saygı gösterdi... Çağırın o ilahlarınızı. Vesileleri ilahlaştırdınız. Nimetler ile şımarıp, musibetler ile isyankarlaştınız... Hak geldi, batıl yıkıldı!!!
Sayfa: 286, Cüz: 15
İsra Suresi
----- 17.İsra Suresi 57.Ayet -----
Çağırdıkları da (aslında, içlerinden) hangisi Rablerine daha yakın olacak (diye) vesile ararlar. Onun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Hiç şüphesiz Rabbinin azabı sakınılacak bir azaptır.
Vesileler de vesile ararken, sizin istikametiniz neresi? Yolcu musunuz, kalıcı mı? Kalıcıysanız, daha ne kadar kalacaksınız? Yolcuysanız, yolunuz nere, Kim'e?
Sayfa: 293, Cüz: 15
Kehf Suresi
----- 18.Kehf Suresi 7.Ayet -----
Doğrusu biz, onların (insanların) amel bakımından hangisinin daha iyi olduğunu sınamak için yeryüzündeki şeyleri ona (geçici dünya metalarını nefse hoş gelecek) süs olarak kıldık.
Sayfa: 298, Cüz: 15
Kehf Suresi
----- 18.Kehf Suresi 46.Ayet -----
Mal ve oğullar (nefse hoş gelen) dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise Rabbinin katında hem sevap (mükafat) bakımından, hem de ümit bağlama bakımından daha hayırlıdır.
Sayfa: 317, Cüz: 16
Ta Ha Suresi
----- 20.Ta Ha Suresi 90.Ayet -----
And olsun ki, Harun onlara daha önce; "Ey kavmim! Siz bununla (buzağı heykeli ile) sadece sınandınız. Hiç şüphesiz sizin Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır. Bu sebeple bana tabi olun ve emrime boyun eğin" demişti.
Bizler hangi putlarımızla, ilahlarımızla sınanmaktayız???
Sayfa: 320, Cüz: 16
Ta Ha Suresi
----- 20.Ta Ha Suresi 131.Ayet -----
Onlardan (küfre düşenlerden), kendilerini sınamamız (ayartmamız) için dünya hayatının parlaklığı (göz alıcılığı) olarak kendisiyle faydalandırdığımız (oyaladığımız) çiftlere (eşlere/mal ve saltanata) sakın gözlerini dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Sayfa: 324, Cüz: 17
Enbiya Suresi
----- 21.Enbiya Suresi 44.Ayet -----
Aksine, biz bunları ve atalarını (bu dünya hayatından) faydalandırdık öyle ki ömür kendilerine (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Şimdi yeryüzüne onu uçlarından kısaltarak geldiğimizi görmüyorlar mı? O halde galip gelenler onlar mı?
Sayfa: 332, Cüz: 17
Hac Suresi
----- 22.Hac Suresi 12.Ayet -----
Allah olmaksızın, kendisine ne zarar ne de fayda vermeyecek şeylere dua eder (onlardan medet umar). İşte bu (Hak'tan) uzak dalalettir.
Dünya (metası) putlarının peşine düşer. Hayrı ve şerri onlardan bilir. Kendisine isabet eden hayrın da şerrin de Allah'tan geldiğini, bunların hepsinin aslında kendisini bu dünyada yoğurup, pişirmek ve geçeceği yeni boyutlara (ahirete) kendisini hazırlamak için olduğunun farkında değildir. Bu dünyanın Allah'ı tanıyıp, O'nun isimlerini kendisinde güçlendirip, kazanacağı bu güç ile ahirette varlığını devam ettireceğinden gafildir.
Sayfa: 375, Cüz: 19
Şuara Suresi
----- 26.Şuara Suresi 207.Ayet -----
(Dünya hayatında) !!!eğlendirildikleri!!! şeyler kendilerine hiçbir fayda vermez.
Sayfa: 392, Cüz: 20
Kasas Suresi
----- 28.Kasas Suresi 60.Ayet -----
Size herhangi bir şeyden her ne verildiyse, dünya hayatının bir faydalanması (nefse hoş gelen bir şeyi) ve süsüdür. Allah katında olanlar ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?
Sayfa: 392, Cüz: 20
Kasas Suresi
----- 28.Kasas Suresi 61.Ayet -----
O halde kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve ona (o vaade) kavuşacak olan kimse, kendisini dünya hayatının nefse hoş gelen şeyleri ile faydalandırdığımız (eğlencesi ile eğlendirdiğimiz) sonra da kıyamet günü (hesap için huzurumuza) getirileceklerden olan kimse gibi midir?
Sayfa: 392, Cüz: 20
Kasas Suresi
----- 28.Kasas Suresi 62.Ayet -----
O gün, (Allah) onlara seslenir; "O iddia ettiğiniz ortaklarım nerede?" der.
Allah'a şirk koşmayı yada puta tapmayı sadece heykellere tapınmak olarak algılamayın. İnsanın kafasında, Allah'tan gayrı dayanıp yaslandığı ne putlar vardır! Siz hangi maddeye, hangi canlıya (mahluka) güveniyorsanız, onsuz yapamam diyorsanız, o sizin putunuzdur. Hâlik'ten gayri tüm "mahluk"lar vesiledir. Vesileleri ilah edinmeyin. Yalnız, tek başınıza geldiniz ve yine yalnız, tek başınıza geri gidip ve yine yalnız, tek başınıza kabir alemini, mahşer alemini, sıratı geçip ve yine yalnız, tek başınıza Rabbinizin huzuruna getirileceksiniz. Yüreğiniz kaldırabilecek mi???
Sayfa: 412, Cüz: 21
Lokman Suresi
----- 31.Lokman Suresi 24.Ayet -----
Onları az (bir süre) faydalandırıyoruz (eğlendiriyoruz), sonra çetin bir azaba mecbur edeceğiz.
Sayfa: 420, Cüz: 21
Ahzab Suresi
----- 33.Ahzab Suresi 28.Ayet -----
Ey nebi! Eşlerine de ki; "Eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, (haydi) gelin sizi faydalandırayım ve güzellikle sizi serbest bırakayım."
Sayfa: 431, Cüz: 22
Sebe Suresi
----- 34.Sebe Suresi 35.Ayet -----
(Kasabaların müreffehleri bir de;) "Biz mal ve evlatlar bakımından daha çokuz (daha üstünüz), biz azaba uğratılacak da değiliz" demişlerdi.
Sayfa: 431, Cüz: 22
Sebe Suresi
----- 34.Sebe Suresi 37.Ayet -----
Sizi yakınlık (derecesi) bakımından katımıza yaklaştıracak olan şey ne mallarınız ne de evlatlarınız değildir. Ancak kim iman edip de salih amel işlerse, işte onlar için yaptıkları şeyler sebebiyle kat kat karşılık vardır. Onlar (cennetteki) odalarda güven içerisindedirler.
Sayfa: 470, Cüz: 24
Mümin Suresi
----- 40.Mümin Suresi 39.Ayet -----
"Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak (nefse hoş gelen, geçici) bir faydalanmadır. Ahiret ise gerçekten yerleşme yurdudur."
Sayfa: 486, Cüz: 25
Şura Suresi
----- 42.Şura Suresi 36.Ayet -----
Size herhangi bir şeyden her ne verildiyse, dünya hayatının bir faydalanmasıdır (nefse hoş gelen bir şeyidir). Allah katında bulunanlar ise iman edip, yalnız Rablerine tevekkül edenler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
Sayfa: 491, Cüz: 25
Zuhruf Suresi
----- 43.Zuhruf Suresi 35.Ayet -----
Ve süslemeler (yapardık). Tüm bunlar dünya hayatının (nefse hoş gelen, faydasız) eğlencelerinden başka bir şey değildir. Ahiret ise Rabbinin katında takva sahipleri içindir.
Sayfa: 494, Cüz: 25
Zuhruf Suresi
----- 43.Zuhruf Suresi 77.Ayet -----
(Cehennemdekiler oranın bekçisine şöyle) seslendiler; "Ey Malik! Rabbin bize olan hükmünü yerine getirsin (işimizi bitirsin)" (Malik de;) "Doğrusu siz (böyle) kalacaksınız" dedi.
Yine mazi fiille ifade edilmiş bir ahiret tasviri! Zaman algımız/yanılgımız/zannımız! Bir de dikkatinizi çekerim ki, cehennemden sorumlu bekçinin/meleğin adı "Malik", yani anlamı; "Mal, mülk edinen" ve sonunda bunların kölesi/esiri olan!
Sayfa: 539, Cüz: 27
Hadıd Suresi
----- 57.Hadıd Suresi 20.Ayet -----
Biliniz ki dünya hayatı oyun, eğlence, süs, aranızda övünme, mal ve evlatlarda çoğalma yarışıdır. (Bunun) misali kafirlerin hoşuna giden yağmurun (bitirdiği) bitkisi gibidir. Sonra (Allah) onu olgunlaştırır, akabinde onun sarardığını görürsün, sonra da çer çöp olur. Ahirette ise şiddetli bir azap, Allah'tan bağışlama ve rıza (Allah'ın kulundan razı olması) vardır. Dünya hayatı kibrin faydalanmasından (yada aldatıcı bir eğlenceden) başka bir şey değildir.
Sayfa: 543, Cüz: 28
Mücadele Suresi
----- 58.Mücadele Suresi 17.Ayet -----
Ne malları ne de evlatları Allah'tan (yana) hiçbir fayda vermeyecektir. Onlar ateş ashabıdır. Onlar orada ölümsüzdürler (ebedi kalıcıdırlar).
Sayfa: 554, Cüz: 28
Münafikun Suresi
----- 63.Münafikun Suresi 9.Ayet -----
Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar hüsrana uğrayacak olanlardır.
Sayfa: 556, Cüz: 28
Tegabun Suresi
----- 64.Tegabun Suresi 14.Ayet -----
Ey iman edenler! Doğrusu eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır, bu yüzden onlardan sakının. (Bununla birlikte) eğer (onları) affeder, vazgeçer ve bağışlarsanız, (bilin ki) hiç şüphesiz Allah çok bağışlayandır, Rahim'dir.
Sayfa: 556, Cüz: 28
Tegabun Suresi
----- 64.Tegabun Suresi 15.Ayet -----
Mallarınız ve evlatlarınız ancak birer fitnedir (sınama aracıdır). Büyük ecir (mükafat ise) Allah'ın katındadır.
Sayfa: 593, Cüz: 30
Fecr Suresi
----- 89.Fecr Suresi 20.Ayet -----
Malı (öyle) çok seviyorsunuz (ki).
Sayfa: 601, Cüz: 30
Hümeze Suresi
----- 104.Hümeze Suresi 2.Ayet -----
Mal biriktirip, onu tekrar tekrar sayan (herkesin vay haline).
Sayfa: 601, Cüz: 30
Hümeze Suresi
----- 104.Hümeze Suresi 3.Ayet -----
Malının kendisini ölümsüzleştirdiğini sanır.