Zaman da benlik yanılgısı gibi bize yüklenmiş bir algıdır, sıyrılmamız gereken bir perdedir. İnsanoğlu bu yeryüzü/madde kaydında yaşadıklarını belli bir sıraya göre yaşar. Oysa Allah tüm mekanlardan ve zamandan münezzehtir. Allah indinde "An" vardır. Yaşanmış ve bitmiştir.

Bu yüzden Kuran'daki bazı ayetler aslında bize göre gelecekte yaşanması gerekiyorken, sanki geçmişte yaşanmış gibi "mazi fiil" kalıbında aktarılmıştır. Yani aslında yaşanmış ve bitmiştir!!!

Zaten miraç hadisesinde de resulullah (SAV) cennet ve cehennemdekilerin hallerine şahitlik edip anlatmıştır.

Sayfa: 125, Cüz: 7
----- 5.Maide Suresi 109.Ayet -----
Allah, resulleri topladığı gün; "Size ne cevap verildi?" der. Onlar da; "Bizim bilgimiz yok. Gayb alemlerini çok iyi bilen ancak Sen'sin" dediler.
Sayfa: 130, Cüz: 7
----- 6.Enam Suresi 30.Ayet -----
Keşke Rablerinin karşısında durduruldukları zaman onları bir görsen. (Allah, onlara); "Bu (yeniden diriltme) Hak (gerçek) değil miymiş?" dedi. Onlar da; "Rabbimize and olsun ki öyleymiş" dediler. (Allah;) "Öyleyse küfre düşmekte olduğunuz şeyler sebebiyle tadın azabı" dedi.

Sorguya çeken "Rableri"!!!

----- 6.Enam Suresi 31.Ayet -----
Allah'la karşılaşmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramışlardır. Öyle ki, kıyamet saati kendilerine ansızın geldiğinde, yüklerini (günahlarını) sırtlarına yüklenmiş bir vaziyette; "Orada (dünyada) eksik bıraktığımız şeylerden ötürü yazıklar olsun bize" dediler. Bakın, yüklendikleri şeyler (yükler/günahlar) ne kötüdür!
Sayfa: 143, Cüz: 8
----- 6.Enam Suresi 128.Ayet -----
(Allah) onların hepsini haşreyleyeceği gün (dedi ki); "Ey cin topluluğu! İnsanlardan çoğunu elde ettiniz (yoldan çıkardınız)." İnsanlardan onların (cinlerin) dostları da; "Rabbimiz! Bizler birbirimizden faydalandık ve bize tayin ettiğin mühletimize ulaştık" dediler. (Allah da;) "Ateş (cehennem), Allah'ın diledikleri (yada dilediği vakitler) hariç ölümsüzler (ebedi kalıcılar) olarak ikamet yerinizdir" dedi. Hiç şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi hakkıyla bilendir.
----- 6.Enam Suresi 130.Ayet -----
(Allah;) "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşma hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi?" (deyince onlar da;) "Kendi aleyhimizde şahitlik ettik" dediler. Dünya hayatı onları aldattı ve (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler olduklarına dair kendi aleyhlerinde şahitlik ettiler.
Sayfa: 153, Cüz: 8
----- 7.Araf Suresi 37.Ayet -----
Allah'a karşı yalan uyduran yada O'nun ayetlerini yalanlayan kimseden daha zalim kim olabilir? Onlara kitaptan nasipleri (kendileri için yazılmış ömür ve rızıkları) ulaşacaktır. Öyle ki, elçilerimiz ruhlarını kabzetmek üzere kendilerine geldikleri vakit; "Allah olmaksızın dua ediyor olduklarınız nerede?" dediler. (Onlar da;) "Bizden kaybolup gittiler" dediler. (Böylece, nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik etmiş oldular.
Sayfa: 154, Cüz: 8
----- 7.Araf Suresi 38.Ayet -----
(Allah;) "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan nesillerinden ateşte (cehennemde) bulunanların içine siz de dahil olun" dedi. Her bir ümmet (ateşe) girdikçe (peşine takıldığı) kardeşine lanet etti. Öyle ki, hepsi oraya birbiri ardınca geldiklerinde sonrakiler öncekiler için; "Rabbimiz! İşte bunlar bizi saptıranlardır, o yüzden onlara ateşten kat kat bir azap ver" dediler. (Allah da;) "Herkes için kat kattır. Lakin siz bilmezsiniz" dedi.
----- 7.Araf Suresi 39.Ayet -----
Öncekiler de sonrakilere; "Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Artık siz de kazandıklarınız (elde ettikleriniz/yaptıklarınız) sebebiyle tadın azabı" dediler.
----- 7.Araf Suresi 43.Ayet -----
(Cennette) altlarından ırmaklar akarken göğüslerinde kinden ne varsa çekip aldık. "Hamd, bizi buna (bu duruma) hidayet eyleyen Allah'a mahsustur. (Yoksa) Allah bize hidayet etmeseydi, (kendi kendimize) hidayete erecek değildik. And olsun ki, Rabbimizin resulleri bize Hakk'ı getirmişler" dediler. Onlara; "Buyrun size, yaptıklarınızdan dolayı kendisine varis yapıldığınız cennet" diye seslenildi.
Sayfa: 155, Cüz: 8
----- 7.Araf Suresi 44.Ayet -----
Cennet ashabı ateş (cehennem) ashabına; "Biz Rabbimizin bize vaad ettiğini Hak olarak bulduk, peki siz de Rabbinizin vaad ettiğini Hak olarak buldunuz mu?" diye seslendiler. (Onlar da;) "Evet" dediler. Bunun üzerine aralarında bir ilan edici şöyle ilan etti; "Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!"
----- 7.Araf Suresi 46.Ayet -----
İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir bölme, A'raf üzerinde de her birini simalarından tanıyan adamlar vardır. (Bu adamlar) cennet ashabına; "Selam üzerinize olsun" diye seslendiler. Onlar arzuladıkları halde (henüz) oraya (cennete) girmemişlerdir.
----- 7.Araf Suresi 47.Ayet -----
Bakışları ateş (cehennem) ashabı yönüne çevrildiği vakit; "Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğuyla beraber eyleme" dediler.
----- 7.Araf Suresi 48.Ayet -----
A'raf ashabı, simalarından tanıdıkları adamlara seslenip, şöyle dediler; "Ne çokluğunuz, ne de büyüklük taslamanız sizi kurtaramadı."
----- 7.Araf Suresi 49.Ayet -----
"Allah'ın kendilerine rahmet sunmayacağına (dair) yemin ettikleriniz bunlar mıydı?" (Akabinde, cennetliklere dönerek;) "(Haydi,) girin cennete. (Artık) size korku yoktur, siz üzülecek de değilsiniz" (dediler).
----- 7.Araf Suresi 50.Ayet -----
Ateş (cehennem) ashabı, cennet ashabına; "Sudan veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeyden bize de aktarın" diye seslendiler. (Cennetlikler) dediler ki; "Şüphesiz ki Allah, ikisini de (nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlere haram kılmıştır."
Sayfa: 213, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 45.Ayet -----
(Allah'ın) onları toplayacağı gün, sanki (dünyada ancak) aralarında tanıştıkları gündüzün bir saati dışında kalmamış gibidirler. Allah'la karşılaşmayı yalanlayanlar ziyana uğramışlardır. Onlar (zaten) hidayete erebilecek değil idiler.
----- 10.Yunus Suresi 51.Ayet -----
(Size vaad olunan azap) vuku bulduktan sonra mı O'na iman ettiniz, (yoksa) şimdi (mi)? (Oysa) onu (azabı) acele olarak istemiştiniz.
----- 10.Yunus Suresi 52.Ayet -----
Sonra zulmedenlere; "Tadın o ebedi azabı. (Yoksa) kazandıklarınızdan (yaptıklarınızdan) başkasıyla mı karşılık göreceksiniz (cezalandırılacaksınız)?" denildi.
Sayfa: 214, Cüz: 11
----- 10.Yunus Suresi 54.Ayet -----
Zulmetmiş her nefis şayet yeryüzündeki şeylere sahip olsa (kendini kurtarmak için) onu fidye olarak verirdi. Azabı gördüklerinde pişmanlıklarını açığa vurdular. Onlara zulmedilmeden aralarında adaletle hükmedildi.
Sayfa: 234, Cüz: 12
----- 11.Hud Suresi 119.Ayet -----
Ancak Rabbinin merhamet ettiği kimseler (bu ihtilaftan) müstesnadır. (Allah) onları bunun için yaratmıştır. (Böylece) Rabbinin; "Andolsun ki, cehennemi tamamen cinlerden ve insanlardan dolduracağım" sözü tamam olmuştur.

Külli/Cüzi irade ikileminde takılanların üzerinde düşünmesi gereken iki ayet!!!

Sayfa: 257, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 21.Ayet -----
(İnsanların) hepsi Allah için ortaya çıktılar (huzuruna çıktılar), ardından zayıflar büyüklük taslayanlara; "Doğrusu biz size tabi idik. Şimdi siz bizi Allah'ın azabından herhangi bir şeye karşı kurtarabilecek misiniz?" dediler. (Büyüklük taslayanlar da) dediler ki; "Allah bize hidayet etseydi elbette biz de size doğru yolu gösterirdik. (Şimdi) kaygılansak da sabretsek de bize birdir. (Artık) bizim için kaçacak bir yer yoktur."
----- 14.İbrahim Suresi 22.Ayet -----
İş tamamlanınca şeytan; "Hiç şüphesiz Allah size Hak vaadde bulunmuştu. Ben de size vaadde bulunmuş, akabinde (size olan sözümden) caymıştım. Sizi (küfre) davet etmem dışında size karşı bir gücüm yoktu. Akabinde siz bana icabet ettiniz. O halde beni değil kendinizi suçlayın. Ne ben sizin imdadınıza koşabilirim, ne de siz benim. Doğrusu önceden beni (Allah'a) ortak koşmanızı inkar etmiştim (kabul etmemiştim)" dedi. Muhakkak ki zalimler için elem verici bir azap vardır.
----- 14.İbrahim Suresi 23.Ayet -----
İman edip salih ameller işleyenler (ise), Rablerinin izniyle ölümsüz (ebedi kalıcı) olacakları altından ırmaklar akan cennetlere sokuldular. Oradaki selamlaşmaları "Selam" (şeklinde)dir.
Sayfa: 260, Cüz: 13
----- 14.İbrahim Suresi 48.Ayet -----
Yeryüzünün başka yeryüzü ile, göklerin de (başka gökler ile - boyutların başka boyutlar ile) değiştirileceği (dönüştürüleceği) gün, (herkes) Bir ve Kahhar olan Allah'a (huzurunda) belirdiler.

Yani bu yeryüzü (beden kaydı/avatarımız) geçici, buraya ait. Bu durak sonrasında yaşayacağımız dönüşümlerde, şu an bu dünya semasını (göğünü/boyutunu) algılarken, o zaman farklı bir boyutta, farklı bir frekans aralığını algılar hale geçicez. Bu süreç gök kapılarının açılması olarak ta ifade edilir. Sema, yani algımız yada bilincimiz, geçireceğimiz evrelerde, geçeceğimiz boyutlarda hep var olurken, yeryüzü yani beden kaydımız yada avatarımız, bulunacağımız boyuta göre o ortamın şartlarına göre yeniden inşa edilecektir. Ayrıca bu ayetteki "zaman" vurgusuna da dikkat edin. "Allah'ın huzurunda belirdiler"... Geçmiş zaman olarak ifade edilmiş. O yüzden "zaman" algısı sizleri yanıltmasın. "Zaman" bizim beyinlerimizde olan bir algıdır. Kaderin kazası bize hiyerarşik bir düzen olarak "yaşatılır", biz de esmalardan zahir olan fiillere "şahitlik" edip, bu yeryüzü evrenini beyinlerimizde !!!inşa!!! ederiz.

Sayfa: 275, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 86.Ayet -----
(Allah'a) şirk koşanlar, ortaklarını gördükleri zaman; "Rabbimiz! Bunlar, Sen olmaksızın dua ediyor olduğumuz şirk koştuklarımızdır" dediler. Buna karşılık onlar (ortakları) da kendilerine; "Kesinlikle siz yalancısınız" (şeklinde) laf attılar.
----- 16.Nahl Suresi 87.Ayet -----
(Müşrikler) o gün, Allah'a teslim bayrağını sundular (çektiler). Uydurmakta oldukları (Allah'a şirk koştukları) şeyler de kendilerinden kaybolup gitti.
Sayfa: 276, Cüz: 14
----- 16.Nahl Suresi 88.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlere ve Allah yolundan alıkoyanlara, fesat çıkarmaları sebebiyle azap üstüne azabı arttırdık.
----- 16.Nahl Suresi 89.Ayet -----
Dirilttiğimiz gün (Baas Günü), her ümmet içinde kendilerinden onlara bir şahit, seni de onlara şahit getirdik. Biz sana Kitab'ı (Kuran'ı) her şeyin açıklaması, bir hidayet (doğru yolu gösteren rehber), bir rahmet ve teslim olanlara (müslümanlara) müjde olması için indirdik.
Sayfa: 286, Cüz: 15
----- 17.İsra Suresi 52.Ayet -----
(Allah'ın) sizi (kabirlerinizden) çağıracağı gün, (çağrısına) O'nun hamdi ile icabet edersiniz ve (dünyada/kabirlerde) az (bir süre) haricinde kalmadığınızı zannedersiniz.
Sayfa: 298, Cüz: 15
----- 18.Kehf Suresi 53.Ayet -----
Suçlular (o gün) ateşi (cehennemi) gördüler de oraya düşeceklerini tahmin ettiler. (Ancak) ondan kurtulabilecekleri bir yer de bulamadılar.
Sayfa: 308, Cüz: 16
----- 19.Meryem Suresi 64.Ayet -----
(Cebrail şöyle dedi;) "Biz Rabbinin emri ile olması dışında inmeyiz. Önümüzdeki (yaşayacağımız süreç), arkamızdaki (geçmişte yaşadıklarımız) ve bunların arasındaki (El-An/Şu an) şeyler(in tümü) O'na aittir. Rabbin unutkan değildir."

!!!La ilahe illAllah, La faile illAllah, La mevcude illAllah!!!

Sayfa: 318, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 103.Ayet -----
Aralarında; "(Dünyada) on (gün/saniye) haricinde kalmadınız" (diye) gizli gizli konuşurlar.

Geçilen kabir ve mahşer alemi boyutlarında zaman algısının değişmesinden dolayı, bu dünyadaki hayatımızın bize bir rüya gibi çok kısa sürmüş gibi gelmesi durumu. Bu yüzden bu dünyada nelere üzülüp, dert ettiğimizi, nelerin peşinden boş yere koşup, kendimizi heder ettiğimizi bir daha düşünmemiz gerekir. Hepsi bir rüya gibi gelip geçecek.

Sayfa: 319, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 125.Ayet -----
(O durumdaki kişi;) "Rabbim! Niçin beni kör olarak haşreyledin? (Oysa) ben (dünyada iken) gören biriydim" dedi.
Sayfa: 320, Cüz: 16
----- 20.Ta Ha Suresi 126.Ayet -----
(Allah da;) "İşte bu şekilde, ayetlerimiz sana gelmişti, ancak sen onları unuttun. Böylece bugün de sen unutuluyorsun" dedi.
Sayfa: 337, Cüz: 17
----- 22.Hac Suresi 47.Ayet -----
Senden acele olarak azabı (getirmeni) istiyorlar. Allah vaadinden asla caymayacaktır. Doğrusu Rabbinin katında bir gün sizin saydıklarınızdan bin yıl gibidir.
Sayfa: 348, Cüz: 18
----- 23.Müminun Suresi 105.Ayet -----
(Allah;) "Ayetlerim size okunuyor, siz de onları yalanlıyordunuz değil mi?" (dedi).
----- 23.Müminun Suresi 106.Ayet -----
Dediler ki; "Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galip geldi ve sapıtmış bir toplum olduk."
----- 23.Müminun Suresi 107.Ayet -----
"Rabbimiz! Bizi buradan (cehennemden) çıkar. Eğer (eski hatalarımızı) yeniden yaparsak, (o takdirde) doğrusu biz (nefsimize) zulmetmiş oluruz."
----- 23.Müminun Suresi 108.Ayet -----
(Bunun üzerine Allah) dedi ki; "Alçalın orada (cehennemde) ve benimle konuşmayın."
----- 23.Müminun Suresi 109.Ayet -----
"Doğrusu kullarımdan bir grup; Rabbimiz! İman ettik, artık bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, diyordu."
----- 23.Müminun Suresi 110.Ayet -----
"(İşte) siz onları alaya aldınız, öyle ki (bu yaptığınız) size beni anmayı unutturdu. (Aynı zamanda) siz onlara gülüyordunuz."
----- 23.Müminun Suresi 111.Ayet -----
"Bugün ben onlara sabretmelerinin karşılığını verdim, şüphesiz ki onlar kazananlardır."
----- 23.Müminun Suresi 112.Ayet -----
(Allah;) "Yeryüzünde yıl sayısı olarak ne kadar kaldınız?" dedi.
----- 23.Müminun Suresi 113.Ayet -----
"Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık. Sayanlara sor." dediler.
----- 23.Müminun Suresi 114.Ayet -----
(Allah) şöyle dedi; "Az (bir süre) dışında kalmadınız. Keşke biliyor olsaydınız."
Sayfa: 370, Cüz: 19
----- 26.Şuara Suresi 90.Ayet -----
(O gün) cennet takva sahiplerine yaklaştırılmıştır.
----- 26.Şuara Suresi 91.Ayet -----
Cehennem de (o gün) azgınlar için ortaya çıkarıldı.
----- 26.Şuara Suresi 92.Ayet -----
Onlara denildi ki; "Kulluk etmekte olduklarınız nerede?"
----- 26.Şuara Suresi 94.Ayet -----
Ardından onlar ve ayartanlar oraya (cehennemin derin kuyularına) atıldılar.
----- 26.Şuara Suresi 95.Ayet -----
İblis'in orduları da, hepsi birlikte (atıldılar).
----- 26.Şuara Suresi 96.Ayet -----
Onlar orada (cehennemde) tartışarak şöyle dediler;..
----- 26.Şuara Suresi 97.Ayet -----
"Vallahi, biz apaçık bir dalalet içerisindeydik."
----- 26.Şuara Suresi 98.Ayet -----
"Zira biz sizi alemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk."
----- 26.Şuara Suresi 99.Ayet -----
"Bizi o suçlulardan başkası saptırmadı."
----- 26.Şuara Suresi 100.Ayet -----
"(Şimdi) bize şefaat edecek de yok."
----- 26.Şuara Suresi 101.Ayet -----
"Ne de yakın bir dost da yok."
----- 26.Şuara Suresi 102.Ayet -----
"Keşke bir (şansımız) daha olsa da (dünyaya geri dönüp) iman edenlerden olabilsek."
----- 26.Şuara Suresi 103.Ayet -----
Muhakkak ki bunda bir alamet vardır. (Ancak) onların pek çoğu iman etmiş değildiler.
Sayfa: 392, Cüz: 20
----- 28.Kasas Suresi 63.Ayet -----
(O gün) aleyhlerinde (azab) sözü gerçekleşen kimseler; "Rabbimiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. (Şimdi onlardan beri olup) Sana uzaklaştık (geldik). (Zaten) onlar bize kulluk etmiyorlardı" dediler.
----- 28.Kasas Suresi 64.Ayet -----
(Onlara;) "(Allah'a) şirk koştuklarınızı çağırın" denildi. Bunun üzerine onları çağırdılar, fakat kendilerine cevap veremediler ve (böylece) azabı gördüler. Keşke onlar (dünyada iken) hidayete erenler (doğru yolu bulanlar) olsalardı.
Sayfa: 409, Cüz: 21
----- 30.Rum Suresi 55.Ayet -----
Kıyamet saatinin gelip çattığı gün suçlular (dünyada) bir saat dışında kalmadıklarına yemin ederler. Onlar (dünya hayatında, Hak'tan) işte böyle çevrilmekte idiler.
----- 30.Rum Suresi 56.Ayet -----
Kendilerine ilim ve iman verilenler; "And olsun ki siz, Allah'ın yazısına göre Baas (diriliş) gününe kadar kaldınız. İşte bu (bugün), Baas (diriliş) günüdür. Lakin siz (bunu) bilmiyordunuz" dediler.

İlim ve iman verilenler!!! "İlim verilenler" lafzını bazı bünyeler kaldırabilir ancak "iman verilenler" lafzını hazmetmesi zordur! Hazmedemiyorsanız geçin.

Sayfa: 414, Cüz: 21
----- 32.Secde Suresi 5.Ayet -----
Gökten yeryüzüne işi O (Allah) yönetir, sonra (o iş,) miktarı sizin saydıklarınızdan (sizin hesabınıza göre) bin yıl olan bir günde O'na çıkar.

Sünnetullah'ın işleyişi... Arş --> Semalar --> Yeryüzü... Zat --> Esma --> Fiil --> Şehadet... Yeryüzüne inzal olan nur/data ve yeryüzünde açığa çıkan datanın tekrardan geriye doğru bir yol ile bizim kelime dağarcığımıza göre "yükselişi".

Sayfa: 426, Cüz: 22
----- 33.Ahzab Suresi 67.Ayet -----
(Devamında) şöyle dediler; "Rabbimiz! Doğrusu biz efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, fakat onlar bizi doğru yoldan saptırdılar."
Sayfa: 431, Cüz: 22
----- 34.Sebe Suresi 32.Ayet -----
Büyüklük taslayanlar ise zayıf görülenlere; "Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi alıkoyduk? Bilakis, siz (zaten) suçlu kimselerdiniz" dediler.
----- 34.Sebe Suresi 33.Ayet -----
Zayıf görülenler de büyüklük taslayanlara; "Aksine, (bizi asıl saptıran) gece gündüz tuzak kurma(nızdı). Zira, bize Allah'ı inkar etmemizi ve O'na eşler koşmamızı emrediyordunuz" dediler. Azabı gördüklerinde (içlerindeki) pişmanlığı gizlediler. (Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenlerin boyunlarına zincirli bağlar geçirdik. (Yoksa) yaptıklarından başkasıyla mı karşılık bulacaklardı?
Sayfa: 439, Cüz: 22
----- 36.Yasin Suresi 12.Ayet -----
Şüphesiz ki ölüleri biz diriltiriz, sundukları şeyleri (işledikleri amellerini) ve eserlerini (geride bıraktıklarını) biz yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) tek tek saymışızdır.

Bize göre bir "zaman" zannında "yazı"yı yaşıyoruz. Şahitlik/gözlemcilik ediyoruz. Yaşanmış ve bitmiş...

Sayfa: 442, Cüz: 23
----- 36.Yasin Suresi 52.Ayet -----
Onlar; "Vay başımıza gelenler! Yattığımız yerden bizi kim çıkarttı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şey (olsa gerek). Gönderilenler (resuller) doğru söylemişler" dediler.
Sayfa: 445, Cüz: 23
----- 37.Saffat Suresi 20.Ayet -----
"Vay başımıza gelenler! Bu din günüdür" dediler.
----- 37.Saffat Suresi 21.Ayet -----
(Onlara denildi ki;) "Bu, kendisini yalanlamakta olduğunuz (Hakk'ı batıldan) ayırt etme günüdür."
Sayfa: 446, Cüz: 23
----- 37.Saffat Suresi 28.Ayet -----
"Doğrusu siz bize sağdan geliyordunuz" dediler.
----- 37.Saffat Suresi 29.Ayet -----
(Diğerleri ise) dediler ki; "Aksine, siz (hiç) iman etmişler olmadınız."
----- 37.Saffat Suresi 30.Ayet -----
"Bizim sizin üzerinizde (hiç bir zaman) bir otoritemiz olmadı. Bilakis siz azgın bir topluluktunuz."
----- 37.Saffat Suresi 31.Ayet -----
"Artık Rabbimizin sözü üzerimize hak oldu. Şüphesiz biz (azabı) tadacağız."
----- 37.Saffat Suresi 32.Ayet -----
"Sizi biz azdırdık. Doğrusu biz azgınlardık."
----- 37.Saffat Suresi 51.Ayet -----
Onlardan bir sözcü dedi ki; "Doğrusu benim bir dostum vardı."
Sayfa: 447, Cüz: 23
----- 37.Saffat Suresi 54.Ayet -----
(Yanındakilere;) "Siz (onun hakkında) bilgi sahibi misiniz(, şu an ne durumdadır)?" dedi.
----- 37.Saffat Suresi 55.Ayet -----
Akabinde hakkında bilgi aldı ve onu cehennemin ortasında gördü.
----- 37.Saffat Suresi 56.Ayet -----
(Ona) şöyle dedi; "Allah'a yemin olsun ki, neredeyse beni de yok edecektin."
----- 37.Saffat Suresi 57.Ayet -----
"Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de (cehenneme) getirilenlerden olacaktım."
----- 37.Saffat Suresi 58.Ayet -----
"Şimdi biz ölüler değil miyiz?"
----- 37.Saffat Suresi 59.Ayet -----
"İlk ölümümüz haricinde (tekrardan ölecek değiliz). Azaba uğratılacaklar da değiliz."
Sayfa: 455, Cüz: 23
----- 38.Sad Suresi 59.Ayet -----
(Önce gelenlere/önderlere;) "Bu, sizinle birlikte (ateşe) girecek bir topluluktur" (denildiğinde;) "Onlara merhaba yok. Elbette onlar da ateşe yaslanacaklardır" (dediler).
----- 38.Sad Suresi 60.Ayet -----
(Arkadan gelenler ise;) "Bilakis (asıl) siz, size merhaba yok. Onu (cehennemi) bize siz takdim ettiniz (başımıza getirdiniz). (Burası) ne kötü ikamet yeridir" dediler.
----- 38.Sad Suresi 61.Ayet -----
"Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim ettiyse (başımıza getirdiyse) ateşteki azabını kat kat arttır" dediler.
Sayfa: 456, Cüz: 23
----- 38.Sad Suresi 62.Ayet -----
(Devamında) dediler ki; "Bize ne oluyor da kendilerini kötülerden saydığımız (olduklarını düşündüğümüz) adamları (burada, cehennemde) görmüyoruz?"
----- 38.Sad Suresi 63.Ayet -----
"(Dünyada iken) onları (boşuna mı) alaya aldık, yoksa (şimdi) bakışlar onlardan uzaklaştı mı?"
----- 38.Sad Suresi 64.Ayet -----
Şüphesiz ki bu -ateş (cehennem) ehlinin tartışması- Hak'tır (gerçekleşmiştir/gerçekleşecektir).

Bu olay Allah indinde !!!gerçekleşmiştir!!! Bize göre (bizim penceremizden) ise gerçekleşecektir. Zaman kavramı/boyutu, bizim şu anki beynimizin bir algısıdır/programıdır. Biz olayları kendi "zan"nımıza göre belli bir sırayla yaşarız. Allah indinde ise "An" vardır.

Sayfa: 462, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 47.Ayet -----
Yeryüzündekilerin tamamı ve bir de onunla birlikte onun bir misli (bir o kadarı daha) zulmedenlerin olsaydı, kıyamet günü azabın kötüsünden (kurtulmak için) onu fidye verirlerdi. (Ancak) Allah'tan onlar için (hiç) ummadıkları şeyler ortaya çıkmıştır.

"An"da hesap görülmüş ve zalimler hiç ummadıkları şeyler ile karşılaşmış!!! "Zaman"da hesap gününü beklemekteler!!!

Sayfa: 463, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 48.Ayet -----
Onlara kazandıklarının (işledikleri amellerin karşılığında elde ettiklerinin) kötülükleri ortaya çıkmış, kendisiyle alay ettikleri şeyler onları kuşatmıştır.
Sayfa: 465, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 68.Ayet -----
(Kıyamet günü) Sur'a üflenmiş, Allah'ın diledikleri dışında göklerde (boyutlarda) ve yeryüzünde kim varsa düşüp bayılmıştır. Sonra ona bir daha üflenmiş, bunun üzerine bir de bakmışsın onlar ayakta dikilip bakışmaktadırlar.
----- 39.Zümer Suresi 69.Ayet -----
(O gün,) yeryüzü Rabbinin nuru ile aydınlanmış, Kitap çıkarılmış, nebiler ve şahitler getirilmiş, zulmedilmeden, aralarında Hak ile hüküm verilmiştir.
----- 39.Zümer Suresi 70.Ayet -----
Her nefse işlediği(nin karşılığı) tam olarak verilmiştir. O (Allah), onların yaptıklarını en iyi bilendir.
----- 39.Zümer Suresi 71.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler bölük bölük cehenneme sürülmüştür. Nihayet oraya geldiklerinde (cehennemin) kapıları açılmış, oranın bekçileri onlara; "Size sizden Rabbinizin ayetlerini okuyan, bu gününüzle karşılaşacağınız hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi?" demişlerdir. Onlar da; "Bilakis, (geldi)" demişlerdir. Lakin azap sözü kafirler üzerine hak olmuştur.
----- 39.Zümer Suresi 72.Ayet -----
Onlara; "Orada ölümsüz (ebedi kalıcılar) olacağınız cehennemin kapılarından girin" denilmiştir. Büyüklük taslayanların ikamet yeri ne kötüdür.
----- 39.Zümer Suresi 73.Ayet -----
Rablerinden sakınanlar ise bölük bölük cennete yollanmıştır. Nihayet oraya gelip (cennetin) kapıları açıldığında oranın bekçileri onlara; "Selam üzerinize olsun, ne hoşsunuz. Artık ölümsüz (ebedi kalıcılar) olarak oraya (cennete) girin" demişlerdir.
----- 39.Zümer Suresi 74.Ayet -----
Onlar da; "Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren, bizi cennetten dilediğimiz yeri mesken edineceğimiz bu yeryüzüne varis kılan Allah'a mahsustur." demişlerdir. (Salih) amel edenlerin ecri (mükafatı) ne güzeldir.

Cennette (cennet göğünde/boyutunda) yeni bir yeryüzüne varis kılınmasını, bize yeni bir beden/avatar verilmesi olarak algılayabiliriz. Demek ki, bizim ruh/dalga bedenimiz hep daim, değişen avatarlar.

Sayfa: 466, Cüz: 24
----- 39.Zümer Suresi 75.Ayet -----
(O gün,) melekleri arşın etrafında hürmetle karşılayanlar olarak Rablerinin hamdi ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında Hak ile hüküm verilmiş, "Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur" denilmiştir.
Sayfa: 467, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 11.Ayet -----
(Kafirler;) "Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, iki kez de dirilttin. Günahlarımızı itiraf ettik. (Buradan) çıkmaya bir yol var mıdır?" dediler.
Sayfa: 471, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 48.Ayet -----
Büyüklük taslayanlar ise; "Doğrusu biz hepimiz onun (ateşin) içerisindeyiz. Hiç şüphesiz Allah kullar arasında hüküm vermiştir" dediler.
----- 40.Mümin Suresi 49.Ayet -----
Ateşte olanlar, cehennemin bekçilerine; "Rabbinize dua edin de azaptan (hiç olmazsa) bir günü bizden azaltsın" dediler.

Rab terkibi sadece bu yeryüzü kaydına ait değildir. Cehennem bekçilerinin Rabbi, meleklerin Rabbi,... Esmalar farklı boyutlarda, farklı şekillerde zuhur eder.

Sayfa: 472, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 50.Ayet -----
(Bekçiler;) "Resulleriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydiler?" dediler. Onlar da; "Bilakis, (gelmişlerdi)" dediler. (Bekçiler;) "O halde siz (kendiniz) dua edin" dediler. Küfre düşenlerin duası dalalet içerisinde olmaktan başka bir şey değildir.

Cehennemin etkisini azaltacak yada cennette daha güçlü olunmasını sağlayacak gücü elde etme yeri bu dünya. Gerekli enerjiyi burada topladınız topladınız. Yoksa bir daha şansınız yok!

Sayfa: 474, Cüz: 24
----- 40.Mümin Suresi 73.Ayet -----
Sonra onlara şöyle denildi; "Nerede o (Allah'a) şirk koştuklarınız?"
----- 40.Mümin Suresi 74.Ayet -----
Allah olmaksızın (kulluk ettikleriniz). Onlar da; "Bizden kaybolup gittiler. Daha doğrusu, biz önceden hiçbir şeye kulluk etmiyormuşuz" dediler. İşte Allah küfre düşenleri bu şekilde saptırır.
----- 40.Mümin Suresi 75.Ayet -----
(Onlara şöyle denildi;) "Bu (durumda olmanız), yeryüzünde haksızca şımarmanız ve neşelenmeniz sebebiyledir."
----- 40.Mümin Suresi 76.Ayet -----
"Orada ölümsüz (ebedi kalıcılar) olacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların ikamet yeri ne kötüdür."
Sayfa: 477, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 20.Ayet -----
Nihayet oraya geldikleri vakit, yaptıkları (işledikleri ameller) sebebiyle işitmeleri, görmeleri ve derileri aleyhlerinde şahitlik etti.
Sayfa: 478, Cüz: 24
----- 41.Fussilet Suresi 21.Ayet -----
Derilerine; "Niçin aleyhimizde şahitlik ettiniz?" dediler. (Derileri) şöyle dediler; "Bizi, her şeyi konuşturan Allah konuşturdu. O, sizi ilk defasında yarattı ve siz (yine) O'na döndürülüyorsunuz."
----- 41.Fussilet Suresi 22.Ayet -----
"Siz (günah işlerken) işitmelerinizin, görmelerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik etmesinden gizlenmiyordunuz. Ancak, Allah'ın yaptıklarınızdan çoğunu bilemeyeceğini zannetmiştiniz."
----- 41.Fussilet Suresi 23.Ayet -----
"Rabbinize olan bu zannınız sizi yok etti, böylece hüsrana uğrayanlardan oldunuz."
----- 41.Fussilet Suresi 29.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler; "Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım ki (böylece) en aşağılardan olsunlar" dediler.
Sayfa: 481, Cüz: 25
----- 41.Fussilet Suresi 47.Ayet -----
Kıyamet saati bilgisi O'na (Allah'a) döndürülür. O'nun bilgisi dışında ürünler kabuklarından çıkmaz, hiçbir dişi hamile kalmaz ve doğurmaz. Onlara; "(Bana şirk koştuğunuz) ortaklarım nerede?" (diye) seslendiği gün; "Sana, (bu hususta) bizden herhangi bir şahit olmadığını bildiririz" dediler.
Sayfa: 491, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 38.Ayet -----
Nihayet bize geldiği vakit (dostu şeytana); "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı. Sen ne kötü dostmuşsun" dedi.
----- 43.Zuhruf Suresi 39.Ayet -----
(Onlara şöyle denildi;) "Bugün (pişmanlık duymanız) size fayda vermeyecek. Çünkü siz (nefsinizin Hak'ikatine) zulmettiniz. Şüphesiz azapta ortaksınız."
Sayfa: 494, Cüz: 25
----- 43.Zuhruf Suresi 77.Ayet -----
(Cehennemdekiler oranın bekçisine şöyle) seslendiler; "Ey Malik! Rabbin bize olan hükmünü yerine getirsin (işimizi bitirsin)" (Malik de;) "Doğrusu siz (böyle) kalacaksınız" dedi.

Yine mazi fiille ifade edilmiş bir ahiret tasviri! Zaman algımız/yanılgımız/zannımız! Bir de dikkatinizi çekerim ki, cehennemden sorumlu bekçinin/meleğin adı "Malik", yani anlamı; "Mal, mülk edinen" ve sonunda bunların kölesi/esiri olan!

Sayfa: 500, Cüz: 25
----- 45.Casiye Suresi 24.Ayet -----
"O (hayat), bu dünya hayatımızdan başka bir şey değildir. Ölürüz ve yaşarız. Zaman dışında bizi yok edecek bir şey yoktur" dediler. Onların bu hususta bir ilmi yoktur. Onların yaptığı zannetmekten başka bir şey değildir.
Sayfa: 501, Cüz: 26
----- 45.Casiye Suresi 33.Ayet -----
Yaptıklarının kötülükleri kendilerine aşikar oldu ve kendisiyle alay edip durdukları şeyler onları kuşattı.
----- 45.Casiye Suresi 34.Ayet -----
Onlara şöyle denildi; "Sizin bu gününüze kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi biz de bugün sizi unutacağız, barınağınız ateştir ve size yardım edecek te yoktur."
----- 45.Casiye Suresi 35.Ayet -----
"Bu (durumunuz), Allah'ın ayetlerini alaya almanız ve dünya hayatının sizi aldatmış olmasındandır." Böylece bugün oradan (ateşten) çıkarılmazlar, onlara müsamaha da gösterilmez.
Sayfa: 505, Cüz: 26
----- 46.Ahkaf Suresi 34.Ayet -----
(Nankörlük edip, gerçekleri gizleyip örterek) küfre düşenler ateşe (cehenneme) sunuldukları gün onlara; "Bu gerçek değil miymiş?" (denildi). "Bilakis, Rabbimize and olsun ki (gerçekmiş)" dediler. (Allah da;) "Öyleyse küfre düşmeniz sebebiyle tadın azabı" dedi.
----- 46.Ahkaf Suresi 35.Ayet -----
Resullerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret, onlar (kafirler) için acele etme. Onlar kendilerine vaad olunanı gördükleri gün, sanki (dünyada) gündüzden bir saat dışında kalmamış gibidirler. (Bu) bir tebliğdir. Fasık (günahkar) kavimden başkası helak edilir mi?
Sayfa: 518, Cüz: 26
----- 50.Kaf Suresi 23.Ayet -----
Yanındaki (bağıntılı olduğu gözeteni); "Bu yanımdaki hazırdır" dedi.
----- 50.Kaf Suresi 24.Ayet -----
(Allah, güdücü ve şahide şöyle dedi;) "Her inatçı kafiri cehenneme atın."
----- 50.Kaf Suresi 25.Ayet -----
"Hayra engel olan, haddi aşan, şüpheye düşüren (o kafiri)."
----- 50.Kaf Suresi 26.Ayet -----
"Ki o Allah'la beraber başka ilah var saymıştır. Haydi (siz ikiniz) atın onu şiddetli azaba."
----- 50.Kaf Suresi 27.Ayet -----
Yanındaki (bağıntılı olduğu); "Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, lakin o derin bir sapıklık içerisindeydi" dedi.
----- 50.Kaf Suresi 28.Ayet -----
(Allah şöyle dedi;) "Huzurumda tartışmayın. Ben bu tehdidi size (önceden) sunmuştum (bildirmiştim)."
----- 50.Kaf Suresi 29.Ayet -----
"Benim katımda söz değiştirilmez. Ben kullara karşı zalim değilim."
Sayfa: 523, Cüz: 27
----- 52.Tur Suresi 26.Ayet -----
Dediler ki; "Doğrusu biz daha önce ailemiz içinde (iken dünya hayatında, akıbetimizden) çekiniyorduk."
----- 52.Tur Suresi 27.Ayet -----
"Şimdi Allah bize lutfetti de bizi (insan vücudunun içinden geçen) kavurucu azaptan korudu."
----- 52.Tur Suresi 28.Ayet -----
"Gerçekten biz önceden (dünya hayatında) O'na (Allah'a) dua ediyorduk. Hiç şüphesiz O bütün iyilik ve güzelliklerin sahibidir, Rahim'dir."
Sayfa: 527, Cüz: 27
----- 54.Kamer Suresi 3.Ayet -----
Yalanladılar ve hevalarının (heves ve arzularının) peşinden gittiler. (Oysa) her iş yerli yerindedir.

"Zaman" bizim "algımız"a göre var, Allah indinde ise olan "An". Öyle olsa, böyle olsa, şu da olsa şeklinde debelenenler,...olan zaten olmuş, bu çırpınmanız boşuna.

Sayfa: 530, Cüz: 27
----- 54.Kamer Suresi 50.Ayet -----
Bizim emrimiz, tek bir anlık bir bakıştan başka bir şey değildir.

Allah indinde !!!El-An!!!... Emir, tek bir anlık bir bakış... Bize göre zaman!!!

Sayfa: 561, Cüz: 29
----- 67.Mülk Suresi 7.Ayet -----
Oraya (cehenneme) atıldıklarında, onun kaynarken (çıkardığı) inlemesini işittiler.
----- 67.Mülk Suresi 8.Ayet -----
Neredeyse kendini tutamayacak. Her ne zaman oraya (cehenneme) bir grup atılsa oranın bekçileri onlara sordu; "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"
----- 67.Mülk Suresi 9.Ayet -----
(Cehenneme atılanlar;) "Bilakis, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz yalanladık ve 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir yanılgı içerisinde olmaktan başka bir şey değilsiniz' demiştik" dediler.
----- 67.Mülk Suresi 10.Ayet -----
(Bir de) "Eğer dinlemiş yada akıl erdirebilmiş olsaydık, (şimdi) alevli ateş ashabı içinde olmazdık" dediler.
----- 67.Mülk Suresi 11.Ayet -----
Böylece günahlarını itiraf ettiler. Artık alevli ateş ashabının cehenneme kadar yolu olsun.
Sayfa: 567, Cüz: 29
----- 70.Mearic Suresi 4.Ayet -----
Melekler ve Ruh miktarı elli bin sene olan bir günde O'na (Allah'a) çıkar (yükselir).
Sayfa: 577, Cüz: 29
----- 76.İnsan Suresi 1.Ayet -----
İnsanın (yaratılış tarihi) üzerinden, anılan bir şey olmadığı zamandan bir süre (dönem) gelmiş midir?
Sayfa: 583, Cüz: 30
----- 79.Naziat Suresi 46.Ayet -----
Onu (kıyameti) gördükleri gün, sanki onlar (dünyada) bir akşam vakti yada onun kuşluk vakti haricinde kalmamış gibidirler.
Sayfa: 588, Cüz: 30
----- 83.Mutaffifın Suresi 34.Ayet -----
Bu sebeple de bugün iman edenler o küfre düşenlere gülmektedirler.
----- 83.Mutaffifın Suresi 35.Ayet -----
Tahtlar üzerinde (yaslanmış) bakmaktadırlar (beklemektedirler).
----- 83.Mutaffifın Suresi 36.Ayet -----
Küfre düşenlerin yapmış olduklarının karşılığı verildi mi (diye beklemektedirler).